Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Cahit Armağan DİLEK

Cahit Armağan DİLEK

Dikkat! FETÖ 2.0 geliyor

Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra terörün bir dış politika aracı olarak kullanıldığını çok net olarak görüyoruz.

Bakın Suriye Dışişleri Bakanı Muallim son BM toplantılarında bunu ne güzel açıklamış: Terörizm herkese dokunan bir küresek kabus olmasına rağmen bazı ülkeler diğer ülkeler üzerindeki hain planlarını hayata geçirmekte bir araç olarak kullanmak için terörizme yatırım yapıyorlar.

Muallim Suriye'de yaşananları da terörizme yapılan yabancı yatırım olarak tanımlamış. 45 yıldır terörle mücadele eden Türkiye için de aynı durum söz konusu değil mi?

PKK terör örgütünün arkasında yabancı destek olmasaydı bugün halen varlık gösterebilir miydi? 2014'ten sonra Suriye kuzeyi PKK için yeni güvenli sığınak olabilir miydi? ABD'li diplomat Jeffrey daha geçen hafta "YPG'ye destek olmak için Suriye'ye girdik" demedi mi? Son 4 yıldır ABD'nin bütçesinde PYD/YPG'ye yardım için milyonlarca dolar ayrılmıyor mu? Onbinlerce TIR askeri teçhizat ve silah YPG'ye gitmiyor mu? ABD-Avrupa YPG'ye siyasi destek vermiyor mu?

Bütün bunlar Suriye ve Türkiye'ye karşı bir dış politika aracı kullanılmak üzere terörizme yapılan yabancı yatırım değil mi?

Yetkililer Türkiye'de PKK'nın terörist sayısının azaldığını (bu da nasıl azalmaysa son bir yıldır yüzlerce terörist öldürülmesine rağmen nedense hep 700 civarında bir terörist kaldığından bahsediliyor), örgütün eylem yapamaz hale geldiğini söylüyor. Ama PKK'nın Suriye kuzeyinde  yaklaşık 13 bininin Irak kuzeyi ve Türkiye'den gelen PKK'lı olmak üzere 100 bine ulaşan bir örgüte dönüştüğü görmezden geliniyor.

PKK çok isim değiştirdi, taktik değiştirdi ama Suriye kuzeyindeki yapılanması, orada KCK sözleşmesinin ikinci parçası olan batı Kürdistan'ı oluşturması için ortaya koyduğu yeni yapılanmayı (ağırlık merkezini Suriye kuzeyine kaydırması, ABD ile açıktan ortaklık, IŞİD'le mücadele bahanesiyle terör örgütü değil terörle mücadele eden örgüt vs) PKK 2.0 olarak tanımlarsak abartmış olmayız.

PKK gibi uzun yıllardır varlık gösterebilen örgütler aslında bir nevi akıllı örgütlerdir. Bu akıl örgütü yöneten teröristlerden ziyade o örgüte yatırım yapan, destek veren yabancı güçlerin aklıdır.

Bunun benzerini bir süredir IŞİD'te görüyoruz. El Kaide'nin içinden çıkan IŞİD 2014'ten sonra Irak ve Suriye'nin altını üstüne getirdi. Kuzey Afrika'nın en batısından Afganistan ve Endenozya dahil Asya'nın güney batı uçlarına kadar olan coğrafyada hareket serbestisi buldu. Suriye ve Irak'ta kontrol ettiği toprak kalmamasına rağmen IŞİD'in yeni bir yapılanmayla tekrar sahneye çıkma hazırlığında olduğuna ilişkin ABD, Rusya, Avrupa istihbarat birimlerinden, düşünce kuruluşlarından, akademik dünyadan raporlar geliyor.

PKK 2.0 ve IŞİD 2.0'ın (bu konuda yine bu köşede uyarı yazılarımız olduğunu hatırlatalım) müteakip hedeflerinin en başında Türkiye olduğunu da söyleyelim.

Bunların yanında Türkiye'yi hedef almakta olan sinsi tehdit ise yabancı yatırımı FETÖ. İşin ilginci FETÖ de yeni bir yapılanma içinde. Aynı IŞİD ve PKK gibi bunu da FETÖ 2.0 olarak tanımlarsak abartmış olmayız.

16 Eylül'de bu köşede 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'nün yayımladığı özel FETÖ RAPORU'ndan bahsetmiştik. Enstitünün uzmanlarından Yağız Aksakaloğlu ve Mete Han Kutlusan tarafından hazırlanan raporda FETÖ ile mücadelenin kurumsallaşamadığı, sadece münferit atılımlar ve mücadeleyi içselleştirebilmiş şahıslar üzerinden yürütüldüğü, FETÖ'ye karşı mücadele tek boyutlu ve salt kriminal bir mücadele çerçevesine indirgendiği tespiti yapıldığı belirtiliyordu.

Yani geçen 3 yılda FETÖ ile mücadelede bir arpa boyu yol alınmadığı söyleniyordu.

Bu raporu yayımladıktan sonra FETÖ ile mücadelenin iyi gitmediğini, FETÖ'nün 15 Temmuz öncesinden daha güçlü şekilde ortaya çıkmak üzere harekete geçtiği, FETÖ'nün yargı ve cezadan kurtulmak için FETÖ borsalarının kurulduğu, polisiye tedbirler nedeniyle yurt içinde hareket serbestisi azalan FETÖ'nün elemanlarını yurt dışına kaçırdığı ve o ülkelerde 15 Temmuz öncesi tesis etmiş olduğu bağlantıları yeniden canlandırdığı, algı operasyonunu daha güçlü şekilde yürüttüğüne ilişkin haber ve yorumların medyada sıklıkla yer aldığını görüyoruz. Bunların çoğunun iktidar medyasında yer alması ayrıca manidar.

Daha da ilginci FETÖ'nün bukalemun gibi renk ve şekil değiştirip başka kılık ve maskelerdeki kişi ve kuruluşlar olarak devletin içinde, kurumlarında, karar mekanizmalarına yerleştiği ifade ediliyor.

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsünün özel FETÖ raporunu hazırlayan uzmanlarıyla bunları konuştuğumda FETÖ'nün her türlü konuyu istismar etmeye devam ettiklerini (örneğin Meclis'ten çıkacak kanunları) kendi içinde ayrışmalar olsa da yeniden yapılanma içinde olduğunu belirtiyorlar ve bunu FETÖ 2.0 olarak tanımladılar.

Terörle mücadele günlük siyasi çekişmelere ve kişisel çıkarlara alet edilemeyecek kadar önemlidir. Prof. Ümit Özdağ'ın dediği gibi Türk Milleti'nin son bin yılda karşılaştığı en büyük iç düşman, casusluk ve terör örgütü olan FETÖ ile mücadele ciddiye alınmalı, yeni FETÖ 2.0 yapılanmasına izin verilmemeli, Türk Milleti'nin bekası yabancı yatırımı FETÖ'nün inisiyatifine teslim edilmemelidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları