Kazanmak mı kaybettirmek mi?

Dünün çaycılarının bugün "böyyük adam" haline gelişlerini izlemek şaşırtmıyor. Bunlardan birinin devamlı ekranda gözükmesi ise tuhaf duygular uyandırıyor. Bu tiplerin siyasete yıllarını vermiş olanlara "akıl hocalığı" yapmaya kalması da canımı sıkmıyor değil.

Bunlar aslında akıllı tipler. "Dümen suyuna girmek" bunlar için. Devrin "yandaşlıktan geçtiğini" hemen fark ettiler. Henüz gazete çıkaracak, televizyon kuracak halleri yok. Ammaa onlara "sosyal medya" yeterli.

Hepsi genel müdür

Hatta birkaç site birden kurup iktidarın nimetlerinden yararlanıyorlar. Ötekilerin başına da, kardeşleri öncelikli olmak üzere tüm yakınlarını oturtmak diğer uyanıklıkları. Mübareklerin hepsi birer genel müdür; "yıkayıp yağlama sitesi."

Zamane parsacılarının başka özellikleri de var. Karşı görüşte olanları önce yokluyorlar. Tepki sert gelince, seslerin desibeli düşüyor. Bu kez "senin elinde yetiştik abi" ile geri adım atıyorlar.

Yine Okumuş

Tarafsız Bölge'nin yıldızı bir gün önceki CNNTURK'te olduğu gibi Nazif Okumuş'tu. Cesurca "iktidar, kamu bankalarının kapılarını CHP'li belediyelere kapattı" dedi.

Ardından Cumhurbaşkanı "Kimi belediyeleri hasım görmemeli"yi ilave edince karşı grup ayağa fırladı.

Başta tarifini yaptığım "iyi çay demleyen şahıs", Nazif Okumuş'a "Sen CHP'nin avukatı olmuşsun" diyecek gücü buldu.

Eski milletvekili de "Haddini bil. Geçmişini anlatır, seni pişman ederim"i yapıştırdı.

Beyaz kolluk

Ahmet Hakan'ın bir süredir uyguladığı taktik enteresan. Bir dönemin "santradan penaltı çalan hakemlerine dönüştü." Zaman içinde iki elini de kullanarak Cağaloğlu'nun beyaz kolluklu trafik polislerini hatırlatıyor.

İlk genel seçime kadar Demirören Medya Grubu'nun CEO'su kesinleşti. Dikkat ediyorum köşe yazılarıyla tarafsızlığa oynarken, ekranda buna gerek hissetmiyor.

İlaveten...

Tarafsız Bölge bitti. Bir baktık Ahmet Hakan devam ediyor. Karşısında Özlem Zengin oturuyor. Önceden çekildiği belli. Ak Parti Grup Başkan Vekilini cerbezeli kabul edelim. Ağzı da güzel laf ediyor. Araya girmeseler, CHP'li meslektaşına iki karate numarası çekeceğinden şüphem yok.

Görünen o ki "Zengin Hanım" kanını yerde bırakmayacak. Üstüne basa basa söylediği "mahkemede hesap soracağım"dı.

***

Babacan konusu

++++

Beştepe meselesi, fark edildiği gibi külleniyor. "Operadaki hayalet" vizyondan kalktı. Şimdilik "hayalet avcıları"na dönüştü. Bir müddet sonra namlunun ucunda yeni partiler olacak.

Ali Babacan'ın liderliğini yaptığı oluşumun öne çıktığına inanmayın. Benim kanaatim Ahmet Davutoğlu'nun "bende sayısı" daha fazla. Konya ve Karaman öncelikli eski başbakanın peşinden gideceklerin sayısı bir hayli. Bunda "tarikat meselesi"ne yani inanç gruplarına dayandığını unutmayın. Hoca efendinin Ak Parti'den daha fazla oy koparacağı muhakkak.

Akla gelen

Burada en çok sorulan her iki oluşum için geçerli:

"Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun hedefleri. Yani amaç kazanmak mı, yoksa kaybettirmek mi?" Erdoğan da bu durumu çözme peşinde. "İçimizden atılan güller" lafını bu yüzden kullandı. Biraz bekleyip, sonucu hep birlikte anlarız.

***

Bir anket

+++

NTV'deki Gündem Masası'nda Simge Fıstıkoğlu'nun karşısında yine Mehmet Barlas oturuyordu. İlave olarak Prof. Dr. Mithat Baydur'u gördük.

Baydur'u donanımlı olduğu için seviyorum. Mesela Stefan Zweig'ın "İnsanlık Tarihi'nde Yıldızın Parladığı Anlar"ını günümüze bağlayabiliyor. Zweig'ın Bu eseri müthiş bir belgeseldir. Orta okul yıllarında okudum. Beni hâlâ yönlendirebiliyor.

Baydur hocanın önemli tespitlerinden biri, çoğu üniversiteli 20 bin gençle yapılan anketti. Sonuç ilginç. Katılanların yüzde 49'u "benim gönlüme göre parti yok" şeklinde.

Sahibinin sesi

Rengini, yıllar önce Erdoğan'dan "makas alarak" belirleyen Mehmet Barlas'da değişim yok.

Yeni parti kurucularını bombalamayı ihmal etmedi. Ahmet Davutoğlu'na "Suriye'de başımızı derde soktu" dedi. Ali Babacan için de "nankörlük prim yapıyor" şeklinde konuştu. "Erken seçim falan olmaz"la noktayı koydu...

...

GÜNÜN SÖZÜ

Ahmaklarla miskinler oturup kısmet beklerler. Akıllılarla girişkenler, başkalarının kısmetini yoldan çevirirler. Hüseyin Rahmi Gürpınar

Yazarın Diğer Yazıları