Allah'tan korkmazlar

Elektrik ve doğalgaz zamları bu yıl en çok konuşulan konuların başında geliyordu. Üst üste yapılan elektrik zamlarının toplamının yüzde 60 olduğu açıklandı.

Evimizde eşim ile birlikte yaşıyoruz. Dün Kasım ayı elektrik faturamız geldi.

Tam 363 lira 90 kuruş…

Merak ettim geçen yıl gelen faturama baktım.

Tam 208 lira 70 kuruş…

Allah'tan korkmazlar…

Bu nasıl zam? Verdiğiniz emekli maaş zamlarını misliyle geri alıyorsunuz. Vicdanlarınız rahat mı?

2 kişilik ailenin aylık elektrik gideri bu ise 4 kişilik ailenin elektrik faturası kim bilir ne kadar gelir?

Davutoğlu mu Babacan mı?

Aslında yok birbirlerinden farkları, her ikisi de AKP'den koptular. Her ikisi de ayrı ayrı yeni parti kuruyorlar. Her ikisinin de hedefi Ocak ayında yeni yıl ile siyaset kulvarına çıkmak.

O zaman gelin soralım.

Davutoğlu mu? Babacan mı?

Eski defterleri mi açayım?

Yoksa hedeflerini mi açıklayayım?

Eski defterleri bırakayım hevesli olan, çamur atma yolunu seçen AKP'liler, saraylılar ve Pelikan'cılar açsınlar.

Eğer, "Siyasi hayatımızda beyaz sayfa açtık. AKP bizim çizgimizden saptı. Bu yüzden yeni parti kuruyoruz…" diyorlarsa saygı göstermek zorundayız.

Orhan Baba ne der; "Hatasız kul olmaz…"

Orhan Baba'dan kastım elbette ben değilim (!)

Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu danışmanlık ile başlayıp önce Dışişleri Bakanı, sonra AKP Genel Başkanı ve Başbakan oldu.

Ali Babacan, AKP kurucusu idi, ekonomiden sorumlu bakan ve başbakan yardımcısı oldu.

Her ikisi de genel başkan olacaklar ama bakalım "lider" olabilecekler mi? HEDEFLERİ:

Davutoğlu ve Babacan'ın açıklamalarını değerlendirdiğimde ortak hedefleri şu başlıklar halinde ortaya çıkıyor:

- "Tek adam rejimi" olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşılar…

- Anayasa'nın "Partili cumhurbaşkanı" imkanı sağlayan hükmüne karşılar…

- Güçlendirilen parlamenter sistemden yanalar…

- Kuvvetler ayrılığının çok güçlü olmasından yanalar…

- Adalet Bakanının, Hakimler ve Savcılar Kurulu başkanı olmasına karşılar…

- Tam bağımsız yargı istiyorlar…

- Sıfırdan yepyeni bir anayasanın "toplumsal mutabakat" ile yapılmasından yanalar…

- Toplumsal sorunları, sivil toplum kuruluşları ile çözmekten yanalar…

- Üretime öncelik vermek için projeler hazırlıyorlar…

- Eğitim, sağlık, işsizlik, tarım, sanayi gibi kesimlerin sorunlarına "acil çözüm" paketleri hazırlıyorlar…

- Kadını ön plana çıkartacak siyasi yapı kurmaya hazırlıyorlar…

- Liyakat, kariyer, dürüstlük ve şeffaflık ilkelerini savunuyorlar…

- Her eğilimi kucaklayacak siyasi parti olmak istiyorlar…

- Her ikisi de partilerine toplayacakları bağışlarla siyaset yapmayı hedefliyor…

- Tam bağımsız medya amaçlıyorlar…

 

Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, genel merkez yönetimi ile belde, ilçe ve il başkanlıklarını birlikte kurmayı hedefliyor.

Ali Babacan ve arkadaşları ise önce genel merkez yönetimini belirleyip "ortak akıl" ile "teşkilat" kurmayı hedefliyor

Değerli okurlarım,

Görüyorsunuz ki aslında yok birbirlerinden farkları.

Elbette şöyle soruyorsunuz: Peki neden 2 ayrı parti kuruyorlar?

Önce Prof. Davutoğlu'nun 4 Temmuz 2019 tarihli yazımda yer alan şu önerisini anımsatayım:

Davutoğlu şöyle demişti;

- Birincisi, Ali Babacan gel sen Genel Başkan ol ben Genel Başkan Vekili olarak yardımcın olayım...

- İkincisi, Ben Genel Başkan olayım, gel sen Genel Başkan Vekili olarak yardımcım ol…"

Ve demişim ki;

gf-011.jpg

- Davutoğlu'nun bu çağrısına bakalım Ali Babacan ne yanıt verecek…

Yanıt 4 ay sonra Fatih Altaylı'nın sorusu üzerine şöyle geldi:

"Ben Dışişleri Bakanı iken Ahmet Bey danışmandı. Defalarca benim heyetimde programlar yaptık. Gelen misafirleri beraber karşıladık. Daha sonra o Başbakan oldu ben Başbakan Yardımcısı oldum. Birbirimizi çok iyi tanıyan insanlarız. Siyasette neyi hedefliyoruz, yöntem, üslup çok önemli. Öncelikle bu işin tamamen kadro hareketi olmasını istiyoruz.

Ortak kararla il başkanlarının belirlenmesi lazım. Ahmet Bey daha önce başladı çalışmaya. Belli metot ve önceliklerle başlattı."

ALTAYLI: Ahmet Bey size birlikte çalışma teklifinde bulunmuş, doğru mu?

BABACAN: "Beraber çalışma teklifinde bulundu. İl başkanlarını belirlemişti. Düzenli toplantılar yapıyordu. Önemli olan parti içi demokrasinin işliyor olması. Ortak akılla başlaması…"

Değerli okurlarım,

Gördüğünüz gibi Babacan, "Davutoğlu tek parti önerdi" diye yazdığım bilgiyi doğruladı.

Ve Babacan bu sözleri ile diyor ki;

Davutoğlu tek başına parti kuruyor, ben ortak akıl ve ekiple parti kuruyorum…

Ben de vakit varken diyorum ki; Tek parti olun, güç olun…

Yazarın Diğer Yazıları