Trabzon, Altay'ı 2-1 yenerken G. Saray maçı da başlamak üzereydi. Telefonum çaldı. Arayan bir büyüğümdü. Genel bir değerlendirmeyle başladık. Sıra televizyondaki programlara geldi. Neticede bana "Sen G. Saray-Tuzla maçını seyret" önerisinde bulundu.

Ben de ağırlığı ona verdim. Nasılsa 01.00'dan sonra tekrarlar vardı. Önce Cim-Bom'un sahaya sürdüğü 11'e takıldım. Şaşırdım diyebilirim. Bilumum tecrübesiz ve formsuzu bir araya toplamıştı.

Tek kulvar

Sonuçta 0-2'lik yenilgi normal geldi. Kaldı ki Tuzla geçmişteki kupa maçlarında kimleri elememişti ki. Bunların arasında Galatasaray da mevcuttu. Futbolumuzun "en büyük benim" demesiyle ünlenen Terim bu defa ipini kendi çekti. Peki, amacı neydi? Aklıma gelenleri şöyle bir sıralamak istiyorum:

* Önce Avrupa'ya havlu attı.

* Şimdi de Türkiye Kupası'na veda peşinde.

Geriye sadece tek kulvar kalacak. Böylece ligi kazanabilir miyim stratejisinde. Bu kafa ve böylesi kadroyla onu da başarması çok zor olur.

Gizli hedef

Sakın teknik direktörün amacı Mustafa Cengiz'i yollayıp kulüp başkanı olmak mı? Nasılsa taraftar Terim'den yana...

Bayanlar çoğaldı

a Spor'daki Futbol Bayramı'nın bu bölümü tamamlandı. Ne yalan söyleyeyim, Beşiktaş'ın Erzincan karşısında endişelerim vardı. Rakibin sponsoru bir altın şirketi olduğunu düşününce, buna hak verebilirsiniz. Nitekim Erzincan maça fırtına gibi girdi. Haklı çıkmaktan endişe duyduğumu itiraf edeyim. Bereket, siyah beyazlı takım dengeyi çabuk kurdu. Sonuç, rövanşı rahatlattı; 3-0.

Sevindiğim konu

Anlayacağınız Kartal'ın galibiyet serisi devam etti.

Oldukça boş tribünlerde bayan taraftarın fazlalığı dikkatimi çekti. Bu değişim dikkatli gözlerden kaçmıyor. Hepsi birbirinden güzel ve bakımlı. Bu da daha sevindirici.

Konuşan fotoğraflar

Ali Gümüş'ün vefatından sonra güreş sohbetlerine hasret kalmıştık. TRT Spor 2'de bir de baktık, Orhan Ayhan'la programı güreşe ayrılmıştı. Hocaların hocası Adnan Yurdaer genç nesle de tanıtıldı. Onun yetiştirdiği isimler arasında kimler kimler vardı:

"Yaşar Doğu, Celal Atik, Gazanfer Bilge, Hayri Erkmen, Necdet Uçar, Dursun Ali Erbaş ve daha niceleri."

İki konuk

Belgesele katkıda bulunanlardan biri de Adnan hocanın oğlu Semih idi. Diğeri de güreş tarihimizin önemli sporcusu Mücahit Güngör'dü. Adnan Yurdaer iki defa olimpiyatlara katıldı. Maalesef dördüncülükten yukarıya çıkamadı. Grekoromen öncelikle çalıştırıcılıkta efsane haline geldi.

Nadide fotoğraflar

Geçmişten gelen bunların pek çoğu ekrana taşındı. Bunların arasında ilk olimpiyat şampiyonumuz Mersinli Ahmet -Kireçci- Atatürk'ün pehlivanlarından Çoban Mehmet vb. bulunmuştu. Bu belgeselde en ilginç fotoğraf Fenerbahçe başkanlığı da yapan dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu ve üç millî güreşçinin birlikte görüntüleriydi. Bunlara paha biçmek mümkün değil.

Yurdaer, antrenörlüğü döneminde pek çok yabancı ülkede de güreşin temellerini attı. Polonya, İspanya, İskoçya ve Almanya'nın sporcularını eğitti. Bize özgü oyunları öğretti.

İlginç anılar

79 kiloluk Adnan Yurdaer'in son yıllarında aldığı kiloların öykülerine bayıldık; "bir oturuşta yediği tereyağlı yumurtalar." Sıkı durun kırdığı yumurta sayısı en az 40.

Spor A.Ş.

Orhan Ayhan'la programının son bölümünde İstanbulspor A.Ş.'nin parlak dönemi anlatıldı. Bu ekipte Avrupa şampiyonluğunu kazanan güreşçilerin başarısı efsanelerdendir. Yapılan spor salonları ise lokomotif görevi üstlenmişti.

Aycı da vardı

O zamanki müthiş yönetici takımda kimler yoktu ki? İki spor bakanı Akif Çağatay Kılıç ve Osman Aşkın Bak'ı sayabilirim. THY'yi dünyanın en önemli havayollarından biri haline getiren İlker Aycı'yı da unutmayalım.

Evet, sporun her dalında "atletkomple" üstada teşekkür borçluyuz. Orhan Ayhan, futboldan Kick Boksa hangi spor dalı varsa hepsinde gerçek yıldız. Ona hak ettiği değeri vermeliyiz...

GÜNÜN SÖZÜ:

Kuşku, gerçeğin tapınağına gidebilmek için herkesin geçmek zorunda olduğu bir dehlizdir... Charles Caleb Colton