Şehitler Tepesi zaten dolu

Aynen merhum Arif Nihat Asya'nın "Meçhul Asker" şiirinde söylediği durumdayız. "Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;"

Öksüz, çünkü devletin tepesindekiler kaç şehit verdiğimizi bilmiyor, açıkladıkları bilgileri haber merkezleri kesip biçerek aktarıyor.

Öksüz, çünkü tam cenazeleri vatan toprağı ile buluştuğu sırada, resmi toplantılarda, milli yürek sızısının yerini, Trump'la yapılan petrol sohbeti, Şansölye Merkel ile yapılan mülteci para pazarlığı ve şehitlerimizin katliamından bizzat sorumlu olan Putin ile yapılan, "sen çekil, biz rejimle ne yapacaksak yapalım" tartışmalarının aldığını gördük.

O toplantıda, karşımızda; üzüntülü, olayı içinde yaşayan bir devlet görüntüsü yoktu. Sanki sıradan bir günmüş gibi konuşma esprilerle sürdürülüyordu. 

Anlatılanların içiriğinde millet yararına, toplumun çıkarına ne vardı derseniz, hiçbir şey derim. Trump sanki bilmezmiş gibi bizimkilere "Putin orada ne arıyor demiş." Bizimki de "petrol" diye cevap vermiş. Sonra laf dönüp dolaşıp patriotlara gelmiş. ABD bize verisiymiş de nazlanıyormuş..

İyi de şu anda İdlib bölgesinde bulunan binlerce askerimizi orada koruyacak, can güvenliğini sağlayacak hava sahasının Türk uçaklarına açılmaması meselesi ne olmuş?

Orası belli değil.

Derdimiz, patriot.

Parasını ödediğimiz F 35'leri neden istemiyoruz. Onları alsanıza.

Ondan söz eden yok.

"Putin Suriye'de ne yapıyormuş?"

Konu bu.

ABD bilmiyordu, biz anlatınca öğrendi demek ki.

 Eğer Trump'la yapılan konuşmanın içeriği bu ise vay halimize ve dış politikamıza. 

***

1 Mart Tezkeresi

1 Mart tezkeresinin yıl dönümündeyiz. Türkiye parlamentosu tarihinin en büyük ve en isabetli kararını alarak o gün ABD'nin Türkiye'nin içine sızma ve yerleşme planına izin vermemiştir. Eğer o gün tezkere meclisten geçseydi, Türkiye'yi kendi ellerimizle Amerikan işgaline açacaktık.

Öte yandan Suriye'deki ABD planı çoktan gerçekleşmiş olacaktı.

Irak ve Suriye'de birer Kürt devleti kurulacaktı.

2003 Martında yapılan oylamaya sunulan tezkereye göre, ABD Karadeniz'den Akdeniz'e, Türkiye'nin çeşitli stratejik bölgeleriyle limanlarında 60 binden fazla asker bulunduracaktı.  Karadeniz'de Ruslara karşı önemli bir askeri üstünlük sağlarken, güneyde Akdeniz'de hem Suriye'ye ve hem de Orta Doğuya yön verecek askeri bir üstünlük sağlayacaktı.

Türk ordusu ABD'nin istediği zaman kullanabileceği kuvvet haline gelecek ve İstediği yeri onunla vuracaktı.

Çok daha kötüsü ABD girdiği bölgeden askerini belki de hiç çekmeyecek meseleyi NATO'ya ve Orta Doğu'daki sıcak gelişmelere bağlayarak kalıcı hale getirecekti. 

AKP iktidarının bütün çabasına rağmen meclis tarihi görevini yaptı ve ABD operasyonuna izin vermedi.

***

Şehitler Tepesi

Milli Şair Arif Nihat Asya, "Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor" adlı  şiirinde şöyle diyor:               

"Şehitler tepesi boş değil,

Toprağını kahramanlar bekliyor!

Ve bir bayrak dalgalanmak için;

Rüzgâr bekliyor!

Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye? ..."

İktidar elitlerinin nereden aklında kaldıysa bu şiiri yanlış anlamış ki, İkide bir "şehitler tepesi boş kalmayacak" diyor. Sözün sahibi şair Arif Nihat "burayı şehitlerle dolduracağız" demiyor.

Ne diyor?

"Toprağını kahramanlar bekliyor" diyor. Kısacası "tepeler sahipsiz değil, orada meçhul askerler ve onları temsil eden rüzgâr bekleyen bir bayrak var"   diyor.

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları