Sonunda buluşmanın perşembe günü yapılmasında karar kılındı. Tamam da niye Moskova'da yapılacak? Orası karışık. Sanki Putin efendinin ayağına gidiliyor gibi! Doğrusu bu yüzden kabullenemiyorum.

Neyse ki, son olarak düşürdüğümüz SU-24 tipi iki rejim uçağı küçük bir teselli oldu.

Öte yandan dikkat ettiniz mi bilmiyorum. Bizdeki artırımlara bakmayın. Dünyada petrol fiyatları düşmeye devam ediyor. Fazla gecikmez, 50 doların da altına inecektir. Bu da Rusya için en büyük handikap.

Malum, Federasyonun en önemli geliri petrol ve doğal gazdan. Yani Kremlin'in "kemerleri sıkma vakti" çoktan geldi.

Küba örneği

Bu konuda geçmişten bir hatırlatma yapmak istiyorum. SSCB döneminde Moskova, Küba'ya petrolü bedava verirdi. Yanı sıra  her türlü silahı da.

Virüs girdi

Angola başta, diğer komünist yönetimlere de "beleş vermeye" başladı. İşte o zaman göçüş yılları kapıya dayandı.

Daha fazla tahammülleri kalmayınca "bedavaların vanaları" kapatıldı.

Geç kaldıklarını 1989 yılı sonunda fark ettiler. Borçlarına karşılık Doğu Almanya'yı verdiler. Utanç Duvarı balyozlarla yıkıldı. Daha sonra da "peykleri" bağımsızlık kararında serbest bırakıldı. Polonya, Çekoslovakya ve diğerleri boyunduruktan böyle kurtuldular.

İki neden

Bugün benzeşen gelişmelerin arkasında yatan iki neden var. Biri Çin kökenli virüs. Dedik ya, dünya kemerleri sıkıyor. Hidrokarbon satışları hızla gerilemekte.

Diğer etken ise bugünkü Suriye'nin getirdiği maliyet. Eski Küba'dan beter konuma geldiler. Esad'ın, Fidel Castro'dan daha fazla yuttuğu ortada. Böyle devam ettiği sürece elinde ne tank ne top ne uçak kalacak.

Dikkatli gözlemciler bu tempoyla Şam-Lazkiye yolunun açılmak üzere olduğunu söylüyorlar.

Bir de uyarı

Okurlara hatırlatma. Neredeyse Putin Sevdalıları Cemiyeti kurulacakken yazmıştım. Bu bir Erzurum sözüydü; "Moskof gavuruna güven olmaz." Özetle, haklı çıkmaktan gerçekten sıkılır hâle geldim.

Esas teşekkür

İHA ve SİHA'larımızın dünya standartlarının üstüne çıkmasını bir aileye borçluyuz. Bayraktarlar, Türkiye'nin kapı kapı dolaşıp parasıyla alamadıklarını "yerli ve millî" olarak yaptılar.

Önce Afrin'de denediler. Sonra diğer yerlerde. En güzellerini de İdlib'de kullanıyoruz. Bunca hedefe yapılan başarılı harekâtta "sadece bir tek SİHA kaybımız oldu."

Buna karşın yok edilen hedef sayısı binlerle ifade ediliyor. Tank, obüs, uçaksavar, uçak ve askerlerinin sayısı meydanda. Bu defa "Beştepe'nin damadı"yla iftihar ediyoruz.

Erdoğan'ın kıymetli kızı, epey bekledi ama sonunda gerçek kahramanı buldu.

Beklenen son

Fenerbahçe'de nihayet "deniz bitti efendi kaptan" dendi. Bu camiada garip bir kurgulama var. Önemli kararları gazeteler baskıya girdikten sonra açıklıyorlar.

Spor servislerinde çalışanların isyanını sadece Ali Koç duymuyor sanırım. Belki de "intikam almak için" geç saatleri tercih ediyor. Ekranlara bakıyorum sıkı Fenerbahçelilerin bile ağzından ateş fışkırıyor.

Tuhaflık

Garibime giden, Ersun Yanal'ın Trabzon kupa maçları sonrası ilişkisinin kesilmesini bekliyordum. Peki görevi "ilk ayak"la sınırlandırmak niye?

İsmini ilk kez Emre Bol'un ağzından duyduğumuz Labaddiya ile anlaşma sağlandı da ondan mı böyle davranıldı.

Beşiktaş

Dikkatinizden kaçmamıştır; Beşiktaş'la ilgili fazla kalem oynatmıyorum. Bu defa Akdeniz turu farklıydı. Kartal için "iyi oynadı"yı rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak geç kalındığı kesin. İnşallah beklentilerimizi seneye karşılarız çünkü alacak verecekleri önceden planlarız.

Sivas

Fikstürü incelerken, en avantajlı takımın Sivas olduğunu fark ettim. Ankara'daki maçta gösterdiği performansla ışık saçıyordu.

Trabzon'un kalan rakipleri, herkesten daha güçlü. Yine de kişisel olarak şansının fazla olmadığı görüşündeyim. Uzun süre ligi forse eden Alanya'nın şampiyonluk şansının kalmadığını da itiraf etmeliyim.

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatta başarılı olmanın sırrı, insanların düşüncelerini değiştirmenin usulünü bilmektir. Avukat da, bakkal da, politikacı da, vaiz de bu sayede başarılı olur. Frank Crane