İmamoğlu ve zararlı cemiyetler!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile önceki akşam Yeniçağ yönetici ve yazarları olarak akşam yemeğinde buluştuk. Sorular, genelde, korona virüs konusunda alınan önlemler ve depremle ilgili kentsel dönüşümün nasıl yürümesi gerektiği üzerineydi.

İmamoğlu'nun cevapları haber sütunlarında yer alacağı için kullandığı kavramlar üzerinde duracağım.

***

Bir defa "devlet kadrolarının birbirine "uyumu" üzerinde duruyor ve "Şunu keşfediyorum ki bu ülkede, ahlâklı, hiçbir siyasi hüküm altında ezilmemiş, aklı başında, devletine ve ülkesine hizmetkar olan insanların yol yürüdüğü bir diplomasi ortamı oluştursak, bürokrasi gelişse, siyasiler uyumlu hareket etse, inanın şu ülkedeki var olan sorunların yüzde 80'ni bir yıl içinde çözeriz. Yol tıkamak, bir işi engellemek ne yazık ki uzun bir süredir siyasette marifete dönüştü." diyor.

Gerçekten de Türkiye'de devletin bütün kadroları, "bir işi nasıl daha iyi yaparız" diye değil, "bir işi nasıl yaptırmayız" diye çalışıyor. Ülkenin siyasi iktidarı ise muhalefetten gelen seçilmiş kadroları alenen engelliyor. Dolayısıyla bu şartlarda ülkeye hizmet etmek zorlaşıyor.

***

İmamoğlu, korona virüs konusunda aldıkları önlemleri anlatırken "dezenfeksiyon" ve "dezenfektasyon!" kavramlarını kullandı. Koca bir İstanbul'u, toplu taşıma araçlarından başlamak üzere bütün ortak kullanım mekanlarıyla birlikte her gün temizlemek gerekiyor. Aslında sadece korona virüs için değil, beyinlerdeki partizanlık, yandaşlık ve talan kültürünü oluşturan virüsü de yok etmek şart. Tabii bu virüsler korona virüsten daha tehlikeli ve yaygın. Bu sebeple sadece hastalığa yol açan virüsü yok eden dezenfeksiyon yerine, hastalık yapsın veya yapmasın bütün mikroorganizmaları yok eden "sterilizasyon" gerekebilir! 

***

İmamoğlu, Murat Ağırel'in yolsuzluklarla ilgili bir sorusu üzerine, "faydalı vakıflar" da bulunduğundan bahsetti. Bunun üzerine, "Bu konuşmanızdan zararlı vakıflar ve zararlı cemiyetler de bulunduğunu düşündüğünüz anlaşılıyor." diye araya girdim. İmamoğlu, konunun yolsuzluk boyutuna cevap verdi ve Büyükşehir'in malvarlığının ilçe belediyelerine devredilmesi ve buralardan bazı vakıflara aktarılması ile ilgili süreçleri tanımadıklarını ve gereğini yapacaklarını söyledi.

Tabii bir de ülke genelinde veya İstanbul'da faal olan uluslararası zararlı cemiyetler var. İmamoğlu bu konuya girmedi ben de üstelemedim. Birebir görüşürsek ayrıntılı olarak sorarım.

Putin, HTŞ'yi niçin kurtardı?

ABD derin devletinin kullandığı Uluslararası Kriz Grubu, Moskova'daki ateşkes mutabakatından önce 29 Şubat'ta yayınladığı analizde "Rusya ve Türkiye, ayrışma konuları üzerinde yoğunlaşmalı ve ilgili tüm taraflar, HTŞ de dahil olmak üzere İdlib'de faaliyet gösteren tüm isyancı gruplarını içeren acil ateşkesi kabul etmelidir. Türkiye ve Rusya, kendi güçlerinin yolları güvenli hale getirmesi de dahil olmak üzere, Soçi muhtırasının gerektirdiği gibi İdlib'in ana otoyollarını açmak için adımlar atabilir." önerisinde bulunmuştu.

Moskova mutabakatı da İdlib'in ana yollarının 6+6=12 kilometrelik bant içine alınarak güvenli bölge haline getirilmesi üzerinedir. Bu benzerliğe Nejat Eslen dikkat çekti.

***

Mutabakatta, "terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması yönündeki kararlılıklar" tekrarlandı ama HTŞ, ateşkesle birlikte kurtarılmış oldu! Naim Babüroğlu, "Bu süreçte ABD, HTŞ'yi terör örgütü listesinden çıkaracaktır. BM nezdinde de çıkarma girişiminde bulunacaklardır. Ondan sonra nasıl PKK/PYD'ye açık yardım yapıyorlarsa buraya da yapıp çatışmalara devam etmesini sağlayacaklardır." dedi.

Cevaplandırılması gereken soru şu: Putin, HTŞ'nin kurtarılmasına neden razı oldu? ABD ile anlaştığı için mi?

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları