Virüs siyaseti nasıl etkiler?

 Krona virüsü siyaseti etkiler mi? Ekonomi haberlerine bakarsan sorunun cevabını uzatmaya gerek olmadan hemen söyleyebiliriz: Evet etkiler!

 Gazetelerde yer alan haber şu: "Küresel piyasalar corona virüsü endişesiyle büyük bir kriz yaşıyor. Tarihe 'kara perşembe' olarak geçen dün, ABD piyasaları 1987 yılından bu yana en büyük düşüşlerini yaşadı. Avrupa borsaları çift haneli düştü. Bu kez altın da güvenli liman değil. Bitcoin yüzde 20'nin üzerinde değer kaybederken, Amerikan Merkez Bankası piyasalara toplamda 1.5 trilyon dolar enjekte etti. Borsa İstanbul'da kayıp yüzde 7'nin üzerinde!"

 Bu haberden de anlaşılacağı gibi virüs, sadece dünyada değil, Türkiye'de de etkili.

 "Kayıp yüzde 7'nin üzerinde" cümlesi zaten sıkıntılı olan Türk ekonomisini adeta silkeliyor diyebiliriz.

Buradan ne çıkar?

Ekonominin baskısıyla iktidar şimdikinden daha fazla sıkışacak ve bunun sonuçları hem dünya siyasetine ve hem de Türkiye'deki iç siyasete yansıyacaktır.

Türkiye, son zamanlarda turizme bel bağlamıştı. Rusya ile yaşanan uçak düşürme krizinin ardından turizm adeta patlamıştı.

Ancak corona virüs insanları ve ülke yönetimlerini tedirgin ediyor. Bu durumda önümüzdeki sezonun nasıl etkileneceğini şimdiden tam olarak bilmiyoruz. Söylendiği gibi sıcakların artmasıyla virüs önemini kayıp ederse pek sorun olmayabilir ama devam ederse hem hastalığın yayılmasının önüne geçmek ve hem de ekonomik kayıpları telafi etmek oldukça zor olacaktır.

Dünya borsalarındaki düşüşün İstanbul borsasını milyarca lira zarara uğrattığı dikkate alındığında, AKP iktidarının temel sorununun sadece virüsün Türkiye'ye girmesi olmadığı bunun ötesinde ekonomiye de aynı duyarlıkta emek harcaması gerektiği anlaşılmaktadır. Eldeki verilere bakılırsa iktidarı da olumsuz etkileyecek nedenlere sahiptir. Özellikle ekonominin yarattığı durgunluk, virüsün yarattığı sorunların derinleşmesiyle AKP iktidarına ister istemez bir siyasi fatura kesecektir.

Nasıl olacak bu?

İşsizliğin arttığı ve buna karşılık istihdamın giderek azaldığı bir ortamda ekonomik beklenti ister istemez yükselir. Böylece toplumsal talep, bir an önce halkın bizzat kendisinin, içinde bulunduğu durumdan kurtuluş aramasına yönelecektir ki zaten yönelmiştir. İktidar bu talebi beklentilere uygun karşılayamazsa, halk, hem hayal kırıklığı yaşayacak ve hem de iktidarın sorunu çözeceğine olan güvenini kayıp edecektir. Corona virüs bunu daha da pekiştirecek rol oynayacaktır.

Siyasal iktidarın sorun çözeceğine olan inanç ve güven sarsıldıktan sonra siyasal kitleleri AKP barajı içinde tutmak gittikçe zorlaşır. Kitleler bendi çiğneyerek aşmaya başlar. Böylece siyasal iktidar, çekiciliğini kayıp eder. Süreç devam ettikçe yavaş yavaş müşteri kaybı yaşar ve kayıp tek tük olmanın ötesine geçer.   

Ancak güçlü ekonomilerin hüküm sürdüğü ülkeler sorunu zayıf ekonomilere göre daha rahat atlatır. Zaten güçlü ekonomilerin varlık gösterdiği ülkelerde ekonomi yönetimi çok daha profesyonel yönetilir. Eş dost, akraba, kayın üzerinden değil, işi bilenler tarafından yönetilir. Nitekim gelen haberlere bakılırsa gelişmiş ülkelerin merkez bankaları hemen harekete geçmiş durumda.

"Corona virüsü salgını nedeniyle küresel piyasalarda tarihi çöküşler yaşanırken, merkez bankaları da yangını kontrol altına almak üzere piyasalara rekor düzeyde para pompalamaya başladı. Son olarak ABD Merkez Bankası (FED) 5,4 trilyon dolarlık dev fonlama taahhüdüyle tarihi bir adım atarken, Japonya, Çin, İngiltere ve Avrupa merkez bankalarından da olağanüstü önlemler geldi. TCMB de haftaya kritik bir toplantı yapacak."

Bu haberden anladığımız şu: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ne yapacak şimdilik bilinmiyor.

Sonuç olarak,  corona virüsün  yarattığı korku psikolojisi, hem ekonomileri, hem toplu yaşamı ve hem de siyasal iktidarları sarsmakta. Biyolojik etkisi ise ölümle sonuçlanmaktadır.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları