KOVİD-19'a ömür biçildi

Her kafadan bir ses... İlgili ilgisiz herkes Allah'ın cezası virüsün ölüm tarihini söylüyor. Aralarında öyle falcılar var ki, gülebiliyorsunuz. En iyimseri Mayıs sonunda diyor. Kimileri de, mesela Dr. Serdar Savaş gibilere göre gidişat felakete doğru. Öyle örnekler verdi ki bu kaostan çıkmamız imkansız ötesi. Surveyans diye bir formül ortaya attı; bu bir merkezden dairelere doğru herkesi kontrola sokmayı gerektiriyor. Trump'un ayırdığı 50 milyar dolarlık bütçe bile yetmez.

Ümit

Tam moralimiz yerle bir olurken önemli bir haber dışardan geldi. Bunu da NTV'den aldık. Sağlık Bakanı tarafından da doğrulandı.

Neydi bu?

Çin'in son olarak geliştirdiği test kitinden 50 bini Türkiye'ye getirilmişti. Tanıyı 6-15 dakikada koyabiliyorsunuz.

Kutlama

Anlayacağınız Corona Virüs Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara'yı sadece bu müjdesi için kutlamalıyız.

O arada iyimser haberlerin de devama geldi. İthal testleri getiren uçağın tekerlekleri piste değdiği andan itibaren  uygulama başladı. Yani hasta başında civ civ çıkacak kuş çıkacak diye beklenmeyecek. Öyle meraktan çıldırılmayacak. Ne demişler; erken tanı hayat kurtarır.

Para ve kadro

Kovid-19'la mücadele için atanan 32 bin yeni kadro ve 4,5 milyarlık para ilaç gibi geldi. Eğer benim gibi engelli hale gelmişseniz bunlarla sadece moral motivasyon kazanabilirsiniz.

Gülerken ağlamak

Ahmet Hakan'ın vazgeçilmezlerinden Özlem Gürses şaşırttı. Tam Fatih Terim'in Kovid-19 kaptığı bildirildiği an o annesi ve oğlu için alacağı tedbirleri soruyordu. Bu nasıl gazeteci? Tam da İtalyan gazetelerine bile manşet olacak haber duyulmuşken... Bereket, Özlem çabuk çarketti ve "pardon"la hatasını örttü.

Işık yok

Dikkat ediyorsanız kanal kanal gezdiğimi anlamışsınızdır. Ben virüs konusunda ukalalık edecek değilim. Çünkü yaşlılarının bu kadar duyarsız, gençlerinin sokaklarda her türlü zararlıyı kullandığı ülkede yaşıyoruz. Sanırım esas mücadele  böyle zihniyetlerle yapılmalı. Bu kafaları halletmedikçe hangi test, hangi aşıyı getirirseniz getirin, sonuç sıfıra sıfırdır...

İmparator

Fatih Terim'in virüsü kapması kadar normal  bir şey olamaz. Anormallik bunu duyup bayram edenlerde. Sinkaflar yazıp çoluk çocuğuna kadar beddua yağdıranları insan sınıfına dahil etmiyorum.

Bir anı

Emre Belözoğlu'nun Galatasaray forması giydiği yıllardı. Cimbom'u mağlup edemeyenlerin koruma tellerine dayanıp -o zaman daha kalkmamıştı- nasıl küfür ettiklerini bire bir yaşayanlardanım. Şahidim de eski Sarıyer Belediye Başkanı İhsan Yalçın'dır.

Şimdilerde en önemli Fenerbahçeli Emre de bu iğrençlikleri yapanlara saldırmıştı.

Aynı görüntüleri diğer adı büyüklerin sahalarında da gözlemlemiştim. Bunları tespit edip "ömür boyu yasaklı" hale getirmek şart.

Bir Türkiye Spor Yazarları Derneği turnuvası maçına geç kalmıştım. Vardığımda 2 Fenerbahçe forması kalmıştı. Mecburen birini giydim. Tam sahaya çıkarken tribünden fırlatılan kanyak şişesi başımı sıyırıp geçti. Fırlatılan yer bizim Beşiktaşlıların tribünüydü. Anlayın bu mantığı...

Şimdi bu tiplerin ellerinde akıllı telefon ve bilgisayarlar var, kızdıklarına daha rahat saldırıyorlar.

Esas seyredilecek

Günlerin ve gecelerin birbirine karıştığı günlerdeyim. Yeniçağ'da yayın akışı yayınlanan TRT AVAZ'a baktığımda ilgimi çekecek pek çok konu yakalıyorum. Bunlardan Trans Sibirya Hattı'nı seyretmeye koyuldum. Bölümün konusu Teceut Türkleri idi. Rakamları bile "bir, iki, üç" diye telaffuz ediyorlar. Kimi hala şaman. kimi de hıristiyanlaşmış. Yaşantıları ve inandıkları tüm değerler bizdekiler. Hatta bazı liderleri "Amerika'ya ilk gidenler bizden" iddiasında. Yani kızılderililer... Doğrusu bayıldım.

GÜNÜN SÖZÜ

Topladığım dikenler, diktiğim ağaçların filizleridir. İngiliz atasözü

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları