Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Virüsü değil yarını düşünmek!

Gündemi virüslerin işgal ettiği bir zamanda insanları ontolojik kaygılara sevk eden yazılar yerine düşünmeye zorlayan yazılar daha işlevsel olacaktır. Biz gündemimize virüs öncesi kaldığımız yerden devam edeceğiz. Çünkü umut hayatın enerji santralidir.

Enerjisini ortak bir tehdidin -bu virüste, cehalette, geri kalmışlık da olabilir- yok edilmesine değil de iktidarını şu veya bu içimde tehdit edenleri ezmeye, farklı düşünenleri yok etmeye yöneltenleri tedavi edecek bir yöntem henüz bulunmuş değildir.

Bu zihniyete sahip bir iktidarın tepesinde oturanların bu anlamdaki övgüsü de sövgüsü de sahtedir. Ciddiye alınmaya değmez.

"Ben" kokan iddialar gerçeklerle ilgili olmaktan daha çok hedonizmle ilgilidir. Hedonizm de zevkin konusudur.

İnsanlık için kutsal bir mücadele yürüten insanların nefsani vakalara ayıracak zamanları olmamalıdır.

Bir insanın şu veya bu sebeple doğruların içindeki yanlışları ya da aynı nedenle yanlışların içindeki doğruları görmezlikten gelmeye başladığı an, sağduyusunu yitirdiği andır.

Sağduyuyu kaybettiren en önemli olgu iktidar sahiplerine karşı gösterilen alkıştır, yapılan onaydır, baş sallamadır.

Ellerini tasarruflu kullanamayan toplumlar eninde sonunda kendilerini alkışladıkları kişilerin uşağı mertebesine indirirler.

Tarih, efendileri yaratanların köleler olduğu konusunda insanlığa ciddi argümanlar sunar.

Siz siz olun da tepedekilere tapan, tabandakileri tepenlerden olmayın!

İktidar demokratlığı!

Herkes karşısından beklediği tutumu önce kendi göstermelidir. Asıl olan muhalif demokratlığı değil, iktidar demokratlığıdır.

Güç yoksununun gücün insanlık için adil ve eşit kullanılmasını talep etmesi çok da önemli değildir.

Elinde dağıtacak bir gücü olmayanın (yani iktidarda olmayanın) adaletten, demokratlıktan ve liyakatten yana olmasından daha sanal bir şey yoktur.

Dahası insanlar ne çekiyorsa söylemde demokrat, eylemde otokrat olanlardan çekiyor.

Yalanı, yanlışı, karalamayı, cilalamayı, hasebi nesebi çıkar amaçlı olarak karıştıranlar savunduklarını sandıkları davalara en fazla zarar verenlerdir.

Kafasını, enerjisini ve düşüncesini ideallerinin emrine vermek yerine hırs uzmanlarının emrine verenlere söyleyecek fazla bir şey olamaz.

Emir komuta zinciri içinde düşünen, davranan, seven ya da nefret edenlerin kimlikleri yoktur, efendileri vardır.

Sonuçta tepeye ya da güce göre tavır belirleyenler endeksli kişiliklerdir. Kendi başlarına kaldıklarında kıblelerini bile tayinde sıkıntı çekerler.

Ayrıştıran tavır!

Ulvi davaları sahiplenmek ve yüceltmek için rekabet ettiğini söyleyenlerin yıkmak, bozmak ya da kovmak gibi  bir eylemlerin aracı olamayacaklarını önce kendilerinin idrak etmesi gerekir.

Eleştiriyi, zamanın okunun kırarak geçmişle ilginin kesilmesine ve günün ihtiyaçlarını karşılamak için de sistemli olarak geçmişe sadakat gösterilmemesine yöneltmek gerekir.

Yağcılık da yıkıcılık kadar zararlıdır. Onun için her ikisine de izin verilemez.

Kendi iç çelişkileriyle uğraşan, kendi ideallerine düşmandan daha vahim araçlarla saldıranlar kendi geleceklerine ihanet edenlerdir.

Kim ne derse desin, her ideal sahibinin bıkmadan usanmadan doğru bildiklerini ortaya koymak, yanlış gördüklerini de yüksek sesle ifade etmek gibi bir görevi vardır.

Bu görevi bu günden değil gelecekten, toprağın üstündekilerden değil altındakilerden alındığını tatlı su kahramanlarına hatırlatmak gerekir. 

Unutulmasın ki hiç kimse hatadan münezzeh değildir. Hatanın kim tarafından yapıldığıyla değil yapılıp yapılmadığıyla ilgilenmek gerekir.

Bir tarihin sorumluluğunu üstlenmiş olanların ya da üstlenmek arzusu gösterenlerin işe kendilerinden başlamaları gerekir.

Virüs salgını şu veya bu grubun değil insanlığın düşmanının ortak olduğunu göstermektedir.

Ortak düşmana karşı ortak mücadele akıl sahibi olmanın doğal ürünüdür!

***

Not: Özgür ve özgünlüğünün bedeli olarak Silivri'de tutulan arkadaşımız Murat Ağırel'e sabır, selam ve sevgi dileklerimi iletiyor, yazacağınız mektuplarınızla ona destek olacağınıza inanıyorum. Murat'ın adresi: Silivri 9 nolu cezaevi C/3 nu 18. Silivri-İstanbul

Murat, bugünlerde dışarıları çok merak etme içeriden pek farklı değil!

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları