Yazık bu millete!

Kredi faizleri düştü mü?

Kâğıt üzerinde bakarsanız gerçekten düşmüş.

Konut kredisinde faiz oranı yüzde 1'in altında. İhtiyaç kredisinde aylık 0.80 bile var. Bu Türkiye'nin en parlak döneminde bile olmayan oranlar.

İlk bakışta bankalar neden bu oranla kredi veriyor diye düşünüyor. Bir bankanın 0.80 ile kredi vermesi onun zarar etmesine neden olur.

Bankaya baktığınızda elini taşın altına koyuyor. Ekonomimizin sıkıntılı olduğu şu dönemde esnaf, KOBİ ve vatandaşa destek çıkıyor. Nitekim bilançodaki karlarını bile saklayıp, iletişim ajansları vasıtasıyla "ekonomiye şu kadar destek verdik" diye açıklama yapıyorlar.

Hepsi yalan!

Bu oranların hepsi bir aldatmacadan ibaret. Tam bir illüzyon.

Nasıl mı?

Örnek verelim: 0.80 yani aylık faizi yüzde 1'in bile altında ihtiyaç kredisi veren bir bankaya gidip kredi alın. 20 bin lira.

Bu parayı 24 ayda geri ödeyeceğinizi düşünün. Ayda 936 TL ödemeli. 24 ay sonunda 22 bin 487 lira ödeyeceksiniz. Ne kadar güzel değil mi?

Aslında hiç de öyle değil.

Bu paranın maliyeti 2 milyon 487 lira değil. Banka size bu krediyi verirken hayat sigortası yapıyor. Yaşınıza göre maliyeti var. Her ne kadar yasal olarak sizin en ucuz sigortayı seçme hakkınız varsa da buna izin vermiyorlar. Gerekçeleri ise bizden sigorta yaptırırsan bu oran. Yoksa faiz yükselir. Bu açık bir ticari ahlaksız tekliftir.

Vatandaş mecburen dışarıdan 200 liraya yaptıracağı sigortaya bin 500 lira ödüyor.

Bu parayı da kredi maliyetinin üzerine ekleyin. Bir de bazı vicdansızlar ikinci sigortayı şart koşuyor. Bu genelde ev-eşya sigortası oluyor. En az 500 lira da bu sigorta biniyor. Sizin krediye ödeyeceğiniz faiz kadar sigorta ücreti ödüyorsunuz.

Bir anda 0,80 faiz size yüzde 1'in üzerine çıkıyor. Gidip kredi kartı ile para çekseniz bazen ondan daha ucuza geliyor.

Bankalara bu zoraki ve sigorta şirketi seçme hakkı vermediği için milyonlarca ceza kesildi. Ne değişti?

Hiçbir şey. Çünkü bankalara kesilen ceza, faiz dışı gelirin yüzde biri bile değil.

Türkiye, bankaların kar için sattığı saçma sapan poliçe çöplüğüne dönüştü.

2 bin 500 adet masrafı 50'ye düşürerek şu memleket için en hayırlı işi yapan BDDK, neden şu zoraki sigorta olayına el atmıyor anlamıyorum.

Bankalar şu günlerde yine sigorta katliamı yapıyor. Bankaya işi düşen herkesi mecbur bırakıp yüksek fiyattan sigorta poliçesine mahkûm ediyor.

Bakıyorsun Türkiye'deki sigorta şirketlerinin büyük bir bölümü yabancı sermayeli. Elin yabancısı hiçbir zaman riske dönüşmeyecek poliçeleri yüzde 40 kâr marjı ile bankalara rahatlıkla sattırıyor. Yüzde 60'ı kendine yüzde 40'ı bankaya. Havadan gelen para. Türk halkının cebinden çıkan ve yabancı sermayenin kasasına giren kolay para.

Hazine Bakanlığı, Türkiye'deki bu sigorta vurgununa dur demeli.

Türkiye Bankalar Birliği

Geçen hafta Türkiye Bankalar Birliği'nin açıklamasını yayınladım.

Açıklamada bankaların yasal olmayan ücreti almadığını söylüyordu. Kesinlikle doğru. Sistem zaten buna izin vermez. Sorun bu değil ki! Ben 4 Mayıs tarihindeki yazımda bankaların yasal olmayan ücret aldığını yazmadım. Bankalar Birliği konuyu çarpıtıyor. Burada bahsettiğim bankaların uyguladıkları çapraz satışlar. Bir adama 2 hatta 3 sigorta ne demek? Bugün bir vatandaş bankaya kredi çekmeye gidiyorsa çaresizliğinden. Bankadan istediği o parayı alabilmek için gözünü kapatıp elini uzatıyor.

Bankaların önce bu çapraz satış adını verdikleri ticarete bir düzen getirmeli. Yukarıda da dediğim gibi Türkiye hiçbir zaman riske dönüşmeyecek poliçe çöplüğüne dönüştü. Yine vadesiz konusu Türk bankacılığının yüz karasıdır. Her Cuma insanların parası ya daha yüksek faiz verileceği ya da valör atlama gibi yöntemlerle aldatılarak boşta bırakılıyor.

Bankacılık bu mu? Ticaret bu mu?

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002.jpg

Yazarın Diğer Yazıları