Bazen bir haber, dünyada yeni eğilimin ne olduğunu göstermekle kalmıyor, önümüzdeki süreçte, ülkelerin nasıl yönetileceğini de gösteriyor!

Biliyorsunuz, Bolivya'da muhalefet ayaklandı ve Devlet Başkanı Morales, istifasını açıklayıp Meksika'ya iltica etti. Yerine de hırsı yüzünden okunan, Senatörler Meclisi Başkan Yardımcısı Jeanine Azez kendisini başkan ilan etti.

Venezuela Devlet Başkanı Maduro ise, Bolivya'da Morales'i deviren olayların arkasında, kendisini devirmeye çalışan emperyalist güçlerin bulunduğunu açıkladı.

Venezuela ve Bolivya yönetimleri, kendi enerji kaynaklarını ABD şirketlerinin elinden alarak millileştirdiği için hedef haline geldiler. ABD, yöntem olarak da turuncu devrim mantığını kullandı. Elde ettiği muhalefet liderlerine iktidar vaat etti ve onları seçimleri tanımamaya davet etti. Sırbistan'da, Ukrayna'da, Beyaz Rusya'da, Gürcistan'da, Ermenistan'da Azerbaycan'da, Kırgızistan'da bu yöntem uygulandı. Bazılarında sonuç elde edildi, bazılarında başarısız oldular.

Morales, Kızılderilidir. Kızılderililer de Asya kökenli olduğu, Türk kültürünün en derin kodlarını da  halen kanlarında taşıdıkları ve beyaz Avrupalılar tarafından katliama maruz kaldıkları için Türkler tarafından sempati duyulan bir halktır.

***

Venezuela Başkanı Maduro da uzun süredir, ABD'nin kendisini devirme çabasına karşı direniyor. Maduro, bu direnişi, sayılarını 3.5 milyona çıkardığı sivil milisler sayesinde sürdürebiliyor. Yani, saldırıya aynı yöntemle karşılık veriyor. Öyle ki muhalefetin, yaptığı iktidarı protesto çağrısına karşılık, ordu komutanlarına emir vererek sivil milislerin her sokakta devriye gezmesini istedi. ABD destekli muhalefet lideri Guaido, uzun süredir, taraftarlarını sokağa dökemiyordu.

Konuyla ilgili olarak aylar önce, 19 Nisan 2019 tarihli Duvar gazetesinde Mustafa Özdemir'e ait bir inceleme yayınlanmıştı.

Özdemir, bu incelemede, "ABD'nin kıskacındaki Venezuela'da, bir işgal ya da darbe senaryosunda hükümetin ciddi bir askeri kozu var: Vatanı ve Bolivarci Devrimi savunmak üzere eğitilmiş halk milisleri. Silahlı kuvvetlerin bileşeni olan Bolivarcı Milisler mahalli olarak küçük gruplar halinde örgütleniyor, neyi, nerede, ne zaman, kiminle ve nasıl yapacağını biliyor." tespitini yapmıştı.

Chavez de bu yöntemle ayakta kalmıştı:

"Vatansever askerlerle, yoksulları ve solu Bolivarcı proje etrafında birleştirmeyi başaran Chavez, Bolivarcı Devrim'in savunmasını da bu ittifaka yükledi. Chavez'e göre devrim ve vatan savunması, sadece askerin sorumluluğuna verilebilecek bir konu değil, yediden yetmişe herkesin meselesiydi.

Bolivarcı Devrim'in askeri savunma stratejisi, halkla birlikte yapılması yönüyle birleşik, vur-kaç taktiği üzerine kurulu olmasıyla da asimetrik bir modele göre tasarlanmış. Bu asimetrik model, halkın oluşturduğu küçük ama etkili gruplarla, (nicelik ve nitelik olarak üstün olan) işgalci güçlere zarar vermek ve stratejik mevzileri korumak üzerine kurulu.

Bu savunma doktrininin en dikkat çekici bileşeni şüphesiz ki, Bolivarcı Milisler. Milisler, eski askerlerden ve haftada bir savaş eğitimi alan halktan oluşuyor. Milisler mümkün mertebe devrimi destekleyen bireylerden seçiliyor ve görece 'sol ve anti-emperyalist' bir formasyona sahipler. Ayrıca 'uzun süreli halk savaşı' da eğitimlerinin parçası."

***

Türkiye'de turuncu devrim yöntemleri ile gençlik grupları yetiştirilmek istendi ama çabuk deşifre edildiler. Halkla da bütünleşemediler. Bunun üzerine, FETÖ darbesi girişiminde bulunuldu. O gece, özellikle İstanbul'da, önceden örgütlenmiş, silahlı sivil gruplar çıktı ortaya…  Tabii darbe girişiminin başarısız olacağı önceden belliydi ama sivil milisler de kullanıldı.

Türkiye'de sivil milisler, önceden devletin sivil savunma projesiydi. Kozmik odanın açılmasından itibaren, sivil milis oluşturmak gücü iktidarın eline geçti! Fakat emperyalizme karşı değil, emperyalizmin projelerini uygulamak için…