Yeni FETÖ'ler geliyor!..

Düşünebiliyor musunuz?..

Bir ülkede, siyasi iktidar kendisine karşı yapılmış darbenin gerçeklerini ortaya çıkarmak istemiyor...

Amaa!..

Hain girişimin yıl dönümleri "demokrasi şenlikleri" adıyla çeşitli etkinliklerle anılıyor. Kurdeleler kesiliyor, hamaseti en üst seviyede nutuklar atılıyor, bol keseden atılıp tutuluyor... Hele hele, o hain kalkışmanın siyasi ayaklarına kenarından olsa bile ilişil(e)miyor!..

TBMM'de, 4 Ekim 2016'da FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu kuruldu. Çalıştılar, çalıştılar... Dinlediler... Bilgilerine başvurdular... Kendilerine tanınan yasal süre içinde raporlarını da yazdılar. Bu rapor eksiklikleri yüzünden epey eleştirildi. Hafızam beni yanıltmıyorsa, TBMM'de bugüne kadar eşine benzerine rastlanmayan bir şey oldu!. Aradan 33 ay geçmesine rağmen rapor, bir türlü bastırılıp Genel Kurul gündemine getirilmedi. Hâl böyle olunca da milletvekilleri FETÖ komisyonu raporunu tartışamadı. Anlayacağınız darbe komisyonu raporu hem var hem de yok!..

Rapor, neden ısrarla Meclis'ten kaçırılıyor?.. Komisyon üyesi ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray ile konuştum. Çıray, çok önemli uyarılarda bulundu. İşte o söyleşi;

- Rapor, neden gelmiyor sizce?

Geçmişte bu işle haşır neşir olmuş AKP'liler, siyasiler bunların tekrar tartışılmasını istemiyor herhalde.

- Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Elimizde kamuoyunu uyarmaktan ve destek aramaktan başka yapacağımız bir şey yok. Nitekim bunun dışında önergeler verdik, araştırma önergeleri, siyasi ayağı araştırılsın, 'yurtta sulh', kimse bu komite. Herhalde bu bir darbe kalkışması olduğuna göre bunun bir askerî lideri olması lazım, ortaya çıkmış değil henüz. 'Yurtta sulh konseyi'nde kimler vardı? Bunların bir gizli sivil bakanlar kurulu var mıydı? Bunları çıkarmak lazım ortaya.

- Peki, başka ne gibi bir girişim yapılabilir? Bu komisyonun çok aktif bir üyesiydiniz.

Ne yapılabilir, bir şey yapılamaz. Burada bir iki gazete dışında, Yeniçağ, Sözcü, Cumhuriyet vb. birkaç gazete dışında bunu görmezden geliyorlar. Topyekûn kamuoyu seslenmesi olsa kimse önünde duramaz ama diğer medya organları bunu görmezden geliyor. Ve işin kötüsü bunu görmezden gelince yeni birtakım cemaat ve tarikatlar aynı yoldan yürümeye başladılar.

- Nasıl? Bunu biraz açabilir misiniz?

Aynı şekilde yurtlar açıyorlar, iş adamları oluşturmaya başladılar. Devletin içine eleman yerleştiriyorlar. Bütün bunlar aynı FETÖ'nün yürüdüğü yolun devamı. Aynısı, hatta kopyası diyebiliriz. İleride yeniden bir başımıza bizi aldatmışlar vakası çıkabilir. Sanki ders alınmamış gibi bir hâl var. 15 Temmuz'u anmak sadece yas tutmak anlamına gelmemeli. 15 Temmuz'u anmanın asıl amacı ders çıkarmak olmalı. Yeni nesillere de öğretmek, ders vermek amacıyla yapılmış olmalı. Ama öyle görmüyoruz. Zaten 15 Temmuz'un anma şeklini böyle devam ettirirlerse, bir siyasi partinin anmasıymış gibi... Yarın öbür gün bu konudaki millî birliği de bozarlar. Bu konuda da uyarıcı olmak istiyorum. 15 Temmuz hain kalkışması bizim topyekûn milletimize karşı yapılmış bir şey. Ama sonuçları itibarıyla FETÖ'nün başarısız olduğunu söylemek de güç. 1 Mart 2003 tezkeresinden sonra bu operasyonlar zinciri FETÖ aracılığıyla başlatıldı ve 1 Mart tezkeresine hayır diyen Meclisi ve o sırada 1 Mart tezkeresinin geçmesi için kulis yapmayan Türk Silahlı Kuvvetleri'ni cezalandırmaya yönelik bir operasyonun sonucuydu. O istekle, o amaçla başladı bu iş. Sonuç itibarıyla baktığımızda bu FETÖ'yü yönetenler Türkiye'de Meclis'i de yıprattılar, TSK'yı da paramparça yaptılar. Her başı başka taraf. Kolu bir yerde bacağı bir yerde bir yönetim anlayışı ile şu anda yönetiliyor. İnşallah bir an önce toparlanmasını istiyoruz. Etrafımız böyle sarılmışken, tehdit varken.

- Devlet kademelerini, kurumlarını iyi tanıyan bir siyasetçisiniz. TSK bazında bakıyoruz FETÖ örgütlenmesine, peki yargıyı ne yapacağız? Yargı temizlendi mi?

Sanmıyorum. Çünkü -tabii kesin bir şey söylemek zor ama- bazı davalara baktığımda kendi hayatımda da bunu görüyorum. Düşünebiliyor musunuz, Sözcü gazetesi hakkında FETÖ, Emin Çölaşan hakkında, genel yayın yönetmenleri hakkında FETÖ davası açtığınız zaman buna en çok FETÖ sevinir. Bunlar yurt dışında bu tür davaları gösterip 'Türkiye'deki hâl bu' diyorlar. O zaman ben bütün bu işlere kuşku ile bakarım. Yargıda da ne oluyor diye bakmak lazım şüphesiz. Bu, topyekûn vazgeçilmemesi gereken bir mücadeleyken, henüz sona ermemişken bana göre ve bu sefer yenileri onların boşalttığı yeri doldurmaya çalışarak bir tane FETÖ yetmez arkadan yenileri geliyor gibi. Daha büyük bir sıkıntı. Bunlara dikkat etmeliyiz. Yani herkes aklını başına alsın. Bu devlet hepimizin. Bu mücadelede iktidara destek olmak konusunda bir muhalefet olarak en azından İYİ Parti olarak açık çek veriyoruz.

- Kamuoyu duyarlılığı nasıl?

Kamuoyu duyarlılığı ne yazık ki medya ile oluşturulabilecek. Kamuoyunun bizim sesimizi görebilecek araç orası. Ama mahdut. Mesela bu 15 Temmuz anmaları şüphesiz olmalı. Tartışmıyoruz ancak amacına uygun yapılmazsa sadece gazı alır, toplumsal duyarlılığı da yok eder. Fayda yapacağız derken zarar yapmaya başlarız.

- Bugünkü tablo o zaman FETÖ'nün işine geliyor.

Şüphesiz. Ne yapmak istiyordu FETÖ'cüler? İşlevsiz Meclis. Ne yapmak istiyordu FETÖ'cüler? TSK'yı zayıf düşürmek, polisi zayıf düşürmek. Devlet kurumları siyasallaşmayacak, onlar devletin işlerini yapacak tarafsız bir şekilde. Şu anda vesayet diye konuşanların aslında yeni bir vesayetin gelişini, örttüklerini gördük. Vesayet kalksın diye bağıranlar FETÖ vesayeti istiyorlarmış. Şimdi yine aynı konuşmaları yapanlar bu defa başka tarikatların vesayetinin önünü açıyorlar. Aynı filmi ikinci defa yaşamayalım yani, yıkıcı olur.

- Sizin özel bir çalışmanız olacak mı bu konuda? Kitap yazmak veya başka bir şey gibi?

Bu aşamada henüz erken ama yazdık çizdik... En iyi yazılacak kitap şu anda komisyondaki raporun basılıp Meclis'te tartışmaya açılması.

- Peki ümidiniz var mı?

Yok.

- Yeni Meclis Başkanı ile bu konuda görüşme fırsatı ya da şansınız oldu mu?

Yeni dönemde kendisinden randevu alıp gitmeyi düşünüyorum.

- Raporun bastırılıp dağıtılması için mi?..

Evet.

- Peki, ümidiniz?

Şimdiden ümitsizlik belirtmeyim, o zaman gitmeye gerek kalmaz.

 

Yazarın Diğer Yazıları