Yeni liderden ne bekleniyor?
Suriye’nin Lazkiye bölgesinde bütün dünyanın gözü önünde siviller katledildi. Katledilenler, Alevi/Nusayri olunca, Suriye’yi ABD güdümlü bir terör örgütüne teslim etmeyi, “Emevi camisinde namaz kıldık” diye sunanlar ise ölenleri suçladı!
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, konuyla ilgili soruya “Suriye’de güvenlik ve istikrarın tesisi amacıyla yoğun bir gayret ortaya konulmaktadır. Böylesi kritik bir dönemde, Lazkiye ve çevresinde yaşanan gerilim ve güvenlik güçlerinin hedef alınmış olması, Suriye’yi geleceğe birlik ve beraberlik içinde taşıma yolundaki çabalara zarar verebilecek niteliktedir. Bu tür kışkırtmaların, Suriye’nin ve bölgemizin huzuruna karşı bir tehdit haline gelmesine izin verilmemelidir. Suriyelilerin barış ve refah içinde yaşama hakkını hedef alan her türlü eylemin karşısındayız. Türkiye, Suriye halkının ve yönetiminin yanında olmaya devam edecektir.” diye cevap verdi.
***
Bu cevap, Türkiye’yi yöneten siyasi iradenin, HTŞ’nin giriştiği katliamı onayladığı anlamına gelir ama Türk devlet geleneğiyle bağdaşmaz!
Esasen Türkiye’nin, HTŞ’yi yani bir terör örgütünü Suriye’de iktidar yapması, kendi çıkarlarına da aykırıdır. İsrail, bu sayede, eski Suriye ordusunun bütün askeri alt yapısını yok etti, Golan tepelerindeki işgalini genişletti. PYD/YPG ise zaten alenen ABD korumasındaydı.
Dışişleri Bakanı ise kısa bir süre önce PKK terör örgütünün 2000 mensubunun SDG de denilen PYD/YPG’ye katıldığını PYD/YPG’yi PKK’lıların yönettiğini isimler vererek açıkladı.
Yani PKK’nın Kandil’de kalan az sayıda teröristin silah bırakması, Suriye’deki 100 bin kişilik PKK ordusunun silah bırakması anlamına gelmiyor. Kaldı ki Kandil’de kalanlar da Suriye’ye geçecektir.
***
Diğer taraftan, gerek açılım sürecine, gerekse iklim kanunu gibi küresel dayatmalara, iktidar partisinin yanında ana muhalefet de destek veriyor. Yani son tahlilde aralarında bir fark kalmıyor. Tıpkı ikiz yasaların Meclis’te AKP ve CHP oylarıyla onaylanması gibi...
Küresel güçlerin dayatması olan yasalara boyun eğerek, hukuk devleti kurulamaz ki!
***
Ahmet Fatih Hatunoğlu, bu tür konuları uzun süredir araştırdığını belirterek X’te bir mesaj paylaştı. Hatunoğlu, “Türkiye'de yapılacak Anayasa değişikliğinin yurtiçi gündemlerle ilgili olmadığını Yeni Dünya Düzeni kapsamında ele alındığını” hatırlattıktan sonra Türkiye'nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerin Anayasal güvenceye alınmadığı sürece de uygulanabilir olmadığını, yeni gelecek hükümetin alınan bu kararları iptal edeceği gibi bu kararı alanları ve uygulayanları da hakim karşına çıkarabileceğini söylüyor.
Oysa Türkiye'nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler, Anayasal güvenceye bağlanmıştır! Anayasa’nın 90’ıncı maddesi, uluslararası sözleşmeleri, Anayasa’nın da üstünde saymaktadır.
Cumhurbaşkanlığını kazanınca her biri dış dayatma olan yasaları uygulamadan kaldıracağını söyleyen bir aday da yok ortada! Şu ana kadar adaylığını sadece Ekrem İmamoğlu açıkladı. Onun da bu yönde tek bir kelimesi yok! Bu durumda yeni gelecek hükümetin alınan kararları iptal etmesini beklemek nasıl mümkün olabilir?
***
Hatunoğlu’nun diğer tespitleri ise önemli:
*”İklim Anayasacılığı adı altında 150 ülke, 2020-2025 tarihleri arasında iklim ve siber güvenlik konularında Anayasa değişikliğine gitmiştir. İngiltere merkezli düşünce kuruluşu olan Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırma Enstitüsü, ‘İklim ile ilgili 11 ana madde Anayasaya işlenmelidir’ diyor. Bu kuruluşun en büyük finansörü yine, Bill ve Melinda Gates Vakfı, Bezos (Jef Bezos) ve İngiltere hükümetidir
Anayasamızı Yeni Dünya Düzeni dedikleri şeytani sisteme uyumlu hale getirmek istiyorlar.
*Chrislam anlayışının (Üç Dinin Ortak Dini ve Merkezleri) Anayasa’ya işlenmesi,
*Paris İklim Antlaşması Maddelerinin Anayasaya işlenmesi; karbon ve metangazı Salınımı, karbon ayakizi ve karbon vergilerinin güvenceye alınması İçin Anayasa’ya işlenmesi,
*Yapay gıdaların mevzuatının Anayasa’ya işlenmesi,
*Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tüzüğünün (salgın anayasasının) Anayasa’ya işlenmesi, *Dijitalleşmenin Anayasaya işlenmesi, Siber Güvenlik Kanunu’nun Anayasaya işlenmesi,
*Sosyal Kredi Sisteminin (Vatandaşlık Puanı’nın) mülkiyetsizleştirmenin, nakitsiz toplumun Anayasaya işlenmesi,
*Transhümanizm, nesnelerin İnterneti ve nöronlara bağlanabilen nanoteknolojiler gibi kavramların Anayasa’ya işlenmesi, zorunlu aşılamaların anayasal güvence altına alınması, LGBT Örgütlerinin ve eşcinsel evliliklerin anayasal hakka kavuşturulması, Çocuk Hakları Stratejisi Eylem Belgesi’nin anayasal güvenceye alınması gibi birçok konu küresel yıkım projeleridir.
Bunlar da bir milli güvenlik ve bekâ sorunudur.”
Çin'de altı yaş grubuna yapay zekâ eğitimi...
Radyo dalgası ile uçak düşürmek...
CIA, devletin iliklerine kadar işlemişti; ya şimdi?
“Teknofeodalizm” ve tek adam feodalizmi!
Ümit Özdağ, Öcalan çıkana kadar tutuklu mu kalacak?
Ümit Özdağ: Türk Milliyetçiliğine diz çöktüremezler!
Suriye kimden alındı, kime verildi?
İklim Kanunu değil Türkiye’ye tuzak!
Türkiye’ye dayatılan Trump Anayasası!
İsrail, Türkiye’ye meydan okurken...









