‘Yeni Suriye’de Türkiye’nin yeri

Suriye’de yeni dönem başlıyor. Ya demokrasi ya diktatörlük.

Diktatörlüğün ne getirdiğini ve ne götürdüğünü en iyi bilecek olanlar Suriyelilerdir. Yine din/mezhep bağlantılı ne kaybettiklerini ve ne kazandıklarını bilecek olanlar da onlardır.

Suriyeliler çok acı çektiler. Neredeyse nüfuslarının üçte biri Suriye dışına göçmek/kaçmak mecburiyetinde kaldı. Ağırlıklı olarak Türkiye’ye geldiler. Başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına yayıldılar.

Türkiye, Suriye’ye göre çok farklı bir dünya. Her ne olursa olsun, Orta Doğu’da demokrasinin işlediği tek büyük ülke. Dini kendilerine göre yorumlayanlar arada arıza çıkarsa da, seçimli bir idaremiz var. Yerleşik demokratik hayat var.

Türkiye, Suriye halkı üzerinde etkili. Kendisine bağlı bir ordu kurdu. Belli bölgeler Türkiye’nin kontrolünde. Şimdi, Beşşâr Esad’ı düşürmesindeki kendi payı üzerinden “yeni Şam yönetimi”yle masaya oturacaktır.

Diğer taraftan İsrail’de Netanyahu azdı. Golan Tepeleri’nin tamamına göz dikti. Suriye’nin en zayıf anında, askerlerini Suriye topraklarına soktu, yeni hat çiziyor.

İslâm ülkelerinin Netanyahu’ya ses çıkarmaları gerekir. Bugün en zayıf anında Suriye’ye girenin, yarın diğer İslâm ülkelerinin topraklarına girmeyeceğini kim söyleyebilir?

Hâlbuki İsrail, “yeni Suriye” ile iyi geçinmenin yollarını bulmalı. Her şeyden önce, İran-Lübnan yolu “yeni Suriye”de kesildi. Eğer Netanyahu bildiğini okursa, İsrail halkına büyük zarar verir. Suriyeliler kinleneceği gibi, diğer İslâm ülkelerinin halkı da kinlenecek, İsrail’e nasıl zarar verebilecekleri, Netanyahu ve gibilerini nasıl korkutacakları, nasıl geri bastıracakları hesabı içine gireceklerdir.

Netanyahu’nun “öldürme, yok etme, işgal” hesapları hiçbir zaman tutmayacaktır. Bugün tutmuş görünür, yarın karşısına önüne geçilemez “kin” olarak çıkar.

İsrail’de aklı başında insanlar çok. Onlarla konuşmuştum, biliyorum. Netanyahu ve gibilerini dizginlemenin yolunu mutlaka bulacaklardır.

***

Şu an itibarıyla Suriye demek biz demek. Suriye’de kurulacak idarenin şekli, bizi çok yakından ilgilendiriyor.

Yeni Suriye’de nasıl bir idare kurulacak? “Colanî” diye anılan bir isim öne çıkıyor. Suriye’nin ana gövdesi Heyet Hey'etü Tahrîri'ş-Şâm (Şam Kurtuluş Hey’eti)’nin başı. 1982 Suudi Arabistan-Riyad doğumlu. Adı Ebu Muhammed el-Cevlanî. 1989’da ailesi Suriye'ye göçmüş. ABD’nin 2003’te Irak işgalinde Irak’a geçiyor. IŞİD'in lideri El-Bağdadî’yle birlikte ABD’ye karşı vuruşuyor. 2006 yılında yakalanıp hapse atılıyor. 2011’de Suriye'ye dönüyor. 2016'da fikir farklılıkları olduğu iddiasıyla IŞİD ile bağlarını kopardığını açıklıyor.

Bu Colanî katı “İslâmcı” örgütlerin hemen hepsinde yer tutmuş ve örgütçülüğüyle hemen öne çıkmış. Bu örgütlerin içinde El-Kaide de var, El-Nusrâ da var.

İdlib’de 2017'de de birkaç “cihatçı” örgütle birleşerek Heyetü Tahriri’ş-Şam örgütünü kuruyor. Colanî o günden bugüne hazırlıklarını yürütüyor. Kendisine Türkiye ne kadar destek verdi, başka hangi ülkelerden destek aldı, tam bilinmiyor. Zaman içinde ortaya çıkacak.

IŞİD’in akıl almaz caniliklerinin yolunu keseceğini düşünmüş olmalı ki, “IŞİD, Batı’daki İslamofobiyi tetikledi. IŞİD yüzünden Müslümanlara kötü gözle bakıldı.” diyor. Bu cümleyi özellikle kullandığı açık. ABD, şu anda Suriye’de IŞİD için bulunduğunu söylüyor. ABD’yi Suriye’den çıkarma hesabı yapıyor.

Colanî, belli ki, kendi geçmişinin geride kaldığını, yeni Colanî’yle karşılaşılacağını göstermek için CNN İnternational’le temasa geçmiş, muhabirinizi gönderin söyleyeceklerim var demiş olmalı.

CNN de kadın muhabir gönderiyor. Herkesin dikkatini çeken, muhabir kadının Colanî karşısında başını alelusul örtmesi.

İslâm asıl ne? Bunu yerli yerince göstermedikçe, herkeste şüphenin ötesinde “korku” yer tutacaktır.

“Yeni Suriye” yarınları “örtü”yle mi şekillendirecek, yoksa “akıl”la mı?

Kur’ân’da akıl üzerine ayetleri hatırlatmama gerek var mı?!

Kim neyi zorluyorsa Kur’ân dışına çıkıyor, demektir.

Yazarın Diğer Yazıları