Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

​​​​​​​Yeni yıl için yeni bir anlayış şarttır!

Dağınık, yüzeysel ve baştan savıcı yaklaşımlarla sorunlar çözülmez idare-i maslahat edilmiş olur. Aynı anda birden fazla sorunu çözmeye kalkışanlar sorunların altında kalır. Bu durum yeterince sorun üzerinde yoğunlaşamamaya ve başarısızlığa neden olur.

Bireysel ve toplumsal bütün başarılar dağınık dikkatlerin değil yoğunlaşmış zihinlerin ürünüdür.

Siyasetin gündemi yoğunlaşma temelinde ele alınırsa bu anlamda ciddi sorunların olduğu görülür.

2019 yılının son bir ayı içinde siyasetin gündemini meşgul eden başlıca konular şunlar oldu:

-ABD'den 'Ermeni'lere soykırım yapıldı' tasarısıyla birlikte Türkiye aleyhine bir çok karar alındı.

-İdlip'te Rus ve rejim güçlerinin saldırısı üzerine sınıra yüz bini aşkın göçmen yığıldı.

-Türkiye'nin yaptığı münhasır bölge anlaşmasıyla Libya'ya asker gönderme tartışmaları başladı.

-Karadeniz'de aynı anda yirminin üzerinde orman yangını çıktı.

-Kanal İstanbul'la ilgili ÇED raporu ve tartışmaları başladı.

-Milli otomobil tanıtıldı.

Bu sorunlar yetmiyormuş gibi bir de saçma sapan bir rüşvet tartışması yaşandı

Hepsi birbirinden önemli ve hayati olan konuların aynı anda ya da çok kısa aralıklarla gündeme düşmesi yalnız sorumluluk makamındakilerin değil normal insanların bile dikkatlerinin dağılmasına neden olmuştur. Gündemdeki konuların ağırlığı bir yana gündemin bu kadar yoğun olması ortaya çıkan sorunlara isabetli, tutarlı karşılık vermeyi engellemektedir.

Türkiye'nin Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı harekâtlarına geç başlamasının nedeni de budur. Türkiye, sınırlarında olanı biteni anlama ve anlamlandırma sıkıntısı çektiği için bu harekâtlara geç başlamıştır. Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı kurulan kumpası da Türkiye geç fark etmiş, fark ettiği anda da harekete geçmiştir. Bütün bunlar 18 yıllık AK Parti iktidarı döneminde milli konularda karar verme mekanizmalarının işlevsizleştirilmiş olması, muhalif medyanın marjinalleştirilmesi, aydınların ve üniversitelerin sessizleştirilmesinin sonucudur. Bugün Türkiye'nin milli güvenliğini, milli çıkarlarını tehdit eden unsurlara çok yönlü karşılık ve isabetli cevap verme yeteneği zayıftır.

Ülkenin iktidarı ve muhalefetiyle kutuplaştığı, kamplara ayrıldığı ve birbirine karşıt konuma geldiği şartlarda sorunların akılcı ve gerçekçi bir biçimde ele alınması mümkün olmaz.

Gündemin çoğu zaman iktidar tarafından günceli tartıştırmamak için kullanılması işi iyiden iyiye içinden çıkılmaz hale getirmektedir.

Bu şartlarda gündemdeki konulara yoğunlaşmak bir yana sebep/sonuç ilişkisini tartışmak, maliyet/fayda analizi yapmak dahi mümkün olmamaktadır.

Diğer yanda gelecek nesilleri ilgilendiren hayati sorunları tartışacak özgür bir ortamın yokluğu tek yönlü yargıyla yanlış kararların verilmesine neden olmaktadır.

Böylece yüzeysel, baştan savma, tepedeki otoritenin 'ben karar verdim' yaklaşımının bedelini gelecek nesiller ödemek zorunda kalacaktır.

Dahası bu devasa sorunları özgür bir şekilde tartışacak medya yoktur. Medya doğrudan ya da dolaylı olarak iktidarın kontrolü altındadır. Hali hazırdaki medya iktidarı övmeyi muhalefete sövmeyi misyon edinmiştir. Üniversiteler, Sivil Toplum Kuruluşları, aydınlar ise suskundur.

Herkesin konuştuğu hiç kimsenin dinlemediği bir ortam ne denli kötüyse bir kişinin ya da bir merkezin konuştuğu herkesin dinler göründüğü bir ortam da o kadar kötüdür.

Türkiye'nin hayati sorunları ülkenin yoğun gündemi altında adeta ezilmektedir.

Her anlamda çok büyük bir risk olan Kanal İstanbul projesinin endişelerinin yanına milli ve yerli otomobil sevinci ilave edildi. Önyargısız bir düşünün yerli ve milli bir otomobilin üretilmiş olmasının keyfi bile milletçe yaşanamadı.

Bütün yurttaşların birbirlerini kucakladığı, herkesin görüşüne önem verildiği, kararların ortak akılla alındığı, haksız suçlamaların sona erdiği bir Türkiye'ye ulaşmada yeni yılın sebep olmasını diliyoruz!

Yeni yıl ülkemize yeni bir anlayış getirir inşallah!

 

Yazarın Diğer Yazıları