Yersiz Bir Kent Hikayesi

Yıllar sonra yolum düştü Anafartalar Çarşısı'na.. Ankara'nın ilk tarihi merkezi. Alış veriş merkezlerinde gezmeyi etkinlik saydığımız devirde, kültürel belleğimiz olmasının yanında bir sanat eseriydi bu efsane çarşı. Belki de 15 yıldır gezmemiştim Anafartalar'ı... Bugün gördüklerimi göreceğimi bilseydim daha çok anı biriktirirdim hafızama.

1960'lı yılların başında, açılan bir yarışma ile başlar Anafartalar Çarşısı'nın hikayesi. Yarışmayı Ferzan Baydar, Affan Kırımlı, Tayfur Şahbaz'ın projesi kazanmış ve çarşının dekorasyonunu mimar Ruşen Dora yapmış. İçinde sanat da barındıran çarşı, önemli seramik sanatçılarının ve ressamların eserlerine ev sahipliği yapar. İç duvarlarda Füreya Koral'ın ve Seniye Fenmen'in onlarca seramik panosuna rastlamak mümkündü. Sanat, kültür ve hatta teknolojiyi ilk orada görmüştük. Yürüyen merdiven mesela...

Geçtiğimiz aylarda kentin kültürel mirasının kaderi de diğerleri gibi olmuştu. Anafartalar Çarşısı'nın, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından planlanan "Ulus Tarihi Kent Meydanı" projesi kapsamında 100. Yıl Çarşısı ve Ulus Çarşısı ile birlikte yıkılması gündeme gelmişti. Acaba böyle bir kent mimarisi başka bir ülkede olsaydı yıkım kararı çıktıktan sonra neler olurdu? Toplumsal ve kentsel hafızadan haberiniz var mı? Peki biz çocuklarımıza ne  bırakacağız? Çarşı içindeki 60'lı yıllardan kalma seramik duvar panoları ve duvar resimleri nerede?

Anafartalar Çarşısı içindeki sanat eserlerinin mutlaka korunması gerekiyor. Karar alındıktan sonra çarşılı esnafın dilekçelerine ve Kültür Bakanlığı raporlarına rağmen, Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'nce eserler tescillenmemiş. Yani Füreya Koral ve Seniye Fenmen ile birlikte bazı sanatçıların eserleri tehdit altında. Kültürel ve toplumsal sanat hakkımız bir yerde daha hiçe sayılmıştır... Kitaplara, filmlere hatta geleceğimize dokunan hikayelerimiz yersiz mi kaldı? Bugün inşaat makineleri çalışırken gördüğüm yer bizim çocukluğumuz olmamalı...

 

***

Haftanın ilk alkışı Roma'da Kadın Filmleri Festivali'nde jüri özel ödülünü alan "Bağcık" filmine... Diğer bir alkış ise Uluslararası sanat arenasında sanatçı ve yönetici kimlikleriyle klasik müzik, opera ve baleyi, dünyaya taşıyan Murat Karahan'a... Sahnelerde en önemli ve zor rollerin altından başarıyla kalkan tenor, Palermo Massimo Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Cavalleria Rusticana' operasında ve ardından Arena Di Verona Festivali'nde sahnelenecek 'Turandot' operasında iki önemli başrol ile sanat severlerle buluşuyor. Gurur duyduk...

Yazarın Diğer Yazıları