Yeteneksiz istihbaratçı!

"CIA'nın eski Ankara istasyon şefi" olarak bilinen Graham Fuller'in son yıllardaki çalışma arkadaşı Henri Barkey, bu defa Barış Doster'in yazısı üzerinden Cumhuriyet'e saldırırken "Yeniçağ'a dönüşecekler" ifadesini kullandı. Barış Doster, konuyu, Habertürk'te katıldığı programda açıkladı.

Fuller ve Barkey, son yıllarda hazırladıkları raporlar ile ABD'nin Türkiye politikasını etkileyen kişilerdi. Yeniçağ, Türkiye'nin rejiminin değiştirilmesi mesajını veren bu raporları, zamanında kamuoyuna duyurmuştur. Rahatsızlık buradan geliyor.

***

Andımız tartışması sırasında "Anladık; Türk değilsiniz, doğru da değilsiniz!" başlıklı yazımda şu ifadeleri kullanmıştım:

"Türkiye'de 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazılarının dağlardan silinmesi, 'Türk'üm doğruyum' andının ilkokullardan kaldırılması, 'Türkiye Cumhuriyeti' ifadesinin resmî kuruluşlardan kazınmak istenmesi, esasen bir CIA projesi olan 'açılım süreci'nin dayatmalarıydı. Projeyi hazırlayanlar, David Phillips ve Henri Barkey'dir. İkisi de CIA'nın yan kuruluşlarında danışmandır. Henri Barkey hakkında 15 Temmuz darbe girişimi planlamasında yer aldığı gerekçesiyle yakalama kararı da çıkarılmıştır."

Yazının gazetede yayınlandığı 20 Ekim günü Henri Barkey, bir Twitter mesajı ile seviyesini gösteren ifadelerden sonra "Meğerse bu ant meselesi 15 Temmuz gibi benim fikrimmiş. Sabah akşam çalışıyorum..." diye karşılık verdi. Bununla da yetinmedi. Yazımı "Günün 11'i"ne alan diken.com.tr'yi de eleştirdi.

Bu sataşmaya da cevap verdim. Aradan yaklaşık bir ay geçtikten sonra, 17 Kasım tarihli Cumhuriyet gazetesinde Barış Doster, "Suriye'nin kuzeyi ve Akdeniz'in doğusu" başlıklı yazısında şöyle dedi.

"ABD'nin önemli bir istihbaratçısı ve Türkiye uzmanı olan, bir zamanlar mevcut iktidar bloğunun akıl hocaları arasında bulunan, adını en son, emperyalizm destekli FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimindeki karanlık rolüyle duyuran Henri Barkey de benzer laflar etmişti. 'Türkiye, Irak'ın kuzeyinden sonra, Suriye'nin kuzeyinde de Kürt özerk varlığına alışmalı' demişti."

Barkey, bu ifadelere yine Twitter üzerinden, "Yeni Cumhuriyet gazetesinin düştüğü zavallı durum işte... İlkel insanların köşeleriyle dolu... Yakında Yeniçağ'a dönüşecekler" diye cevap verdi.

***

ABD'de Başkan değiştikten sonra Henri Barkey'in görüşlerine artık itibar edilmiyor galiba. Bunu nereden mi çıkarıyorum? ABD'nin Türkiye politikasını oluşturan ekipten bir kişi, Türkiye'deki gazetecilere aşağılayıcı cevaplar vermeye başlamışsa, bu durum onun psikolojisinin bozuk olduğunu gösterir. Onun canını sıkan, Yeniçağ'ın veya "Yeni Cumhuriyet"in yayın politikasından çok, kendisinin içine düştüğü durumdur. Öyle ya Türkiye'deki darbe girişiminde rol oynadığı gerekçesiyle hakkında yakalama kararı olan bir kişinin, artık sözünü kim dinler?

Barkey, "Yeni Cumhuriyet"ten de rahatsızdır. Çünkü Cumhuriyet gazetesi, sahtekârlıkla ele geçirildikten sonra kuruluş ilkelerini bilen asıl sahipleri olan kadro tarafından, mahkeme kararıyla geri alınmıştır.

***

Yeniçağ için fazla söze gerek yok. Yeniçağ'ın yayın politikası, çıktığı günden beri Atatürk'ün "Bu memleket tarihte Türk'tü, halde Türk'tür, ebediyen Türk kalacaktır" sözü ışığında sürmektedir. Öyle ki bu söz, her gün Yeniçağ'ın başlığında yayınlanmaktadır. Henri Barkey ise 2010 yılında "İlk önce anayasada, vatandaşlık tanımını daha kapsayıcı hale getirecek biçimde bazı revizyonlar yapılması gerekir. Sorun, yapılması istenen değişikliklerin Türk devletinin kurucusu tarafından belirlenmiş tanıma aykırı düşmesi ve değişikliklerin birçoğunun Anayasa Mahkemesi'nden dönebilecek olması. Anayasa Mahkemesi gerçekten bağımsız bir kurum değil. AKP'nin yaptıkları aleyhinde davranmaya eğilimli olan ideolojik bir kurum" diyen bir kişi olarak, 1896 yılındaki ABD Kongresi gizli kararından beri Türk kimliğine savaş açmış olan ABD'nin yeteneksiz istihbarat elemanlarından biridir.

Gerçekleri yazan gazetecilere hakaret eden kişi, sadece acziyetini ifade etmiş olur...

Yazarın Diğer Yazıları