Alıcı, inmenin her sene yaklaşık 200 bin insanda görüldüğünü vurguladı.
Yılda 200 bin kişiye inme iniyor
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Alıcı, halk arasında “inme” olarak bilinen hastalığın yaşlı nüfusla beraber önemli bir sağlık problemi haline geldiğini ve her geçen sene artış yaşandığını belirtti.
İnme hastalığında risk unsurlarının genetik etkenler ve ilerleyen yaş dışındaki büyük çoğunluğunun engellenebilir olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Gökhan Alıcı, “Tütün mamulleri ve alkol gibi zararlı alışkanlıklar damarlarda plak oluşumunu artırdığından inme risk faktörleri arasında ilk sıralarda yer alıyor” dedi.
Hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, fiziksel aktivite yetersizliği, hareketsizlik ve bunun doğal neticesi olan obezitenin diğer risk unsurlarını oluşturduğunu vurgulayan Doç. Dr. Alıcı, yağ, şeker ve tuz oranı yüksek beslenme alışkanlığının da inme riskini yükselttiğini belirtti.
Şah damarı tıkanıklığı denince en çok korkulan durumun inme olduğunun altını çizen Alıcı, “Beyin dokusunun nörolojik sisteminde kalıcı ya da geçici olarak fonksiyon bozukluğunun en önemli nedenini şah damarı tıkanıklığı oluşturuyor. Ülkemizin yaklaşık 85 milyon nüfusunun her yıl 200 bin’inde inme vakası görülüyor” uyarısında bulundu ve sözlerine şöyle devam etti:
“İskemik inme yani temel olarak damarın tıkanmasına, kan akımının iletilmesinde yetersizlik olmasına bağlı inme gelişmesi durumudur. Toplumda gelişen inmelerin yaklaşık yüzde 80’i iskemiye, yaklaşık yüzde 20’si de başta hipertansiyon olmak üzere çeşitli nedenlerden kaynaklanan kanamaya bağlı olarak gelişmektedir. Beyne pıhtı atması olarak ifade edilen durum şah damarındaki tıkanmadan kaynaklanmaktadır.”
Damar tıkanıklığı yapan her şeyin şah damarını da tıkadığını belirten Alıcı, “Damarlar her yerde aynı, yani aynı risk faktörleri geçerli. Yaşın ilerlemesi, şeker, tansiyon, sigara, erkek olmak, ailede damar hastalığına yatkınlık ve yüksek kolesterol. Tedavide bunları modifiye ediyoruz. Yani tıkanmaya yol açan nedenleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Yapacağımız tedavi eşlik eden risk faktörlerine göre değişiyor” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Gökhan Alıcı, eskiden belli bir yüzdenin üzerinde tıkanıklık varsa hastayı felç bırakmışsa bunların tek tedavi yönteminin ameliyat olduğunu hatırlatarak, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Oysa artık stentleme işlemi yapıyoruz. Tıkalı yere stent yerleştirip pıhtı atmaması için orayı stabilize ediyoruz. Eğer hastadaki darlık yüzde 60’ın üzerinde değilse risk faktörlerini ortadan kaldırıyoruz. Rutin taramayı herkese önermiyoruz ancak, hastanın çok fazla risk faktörü bir arada ise anjiyo ya da ilaçlı tomografi ile oradaki darlığın seviyesini ölçebiliyoruz.”
Doç. Dr. Alıcı, aniden gelişen inme vakalarındaki belirtilere de vurgu yaparak, şu uyarılarda bulundu:
“Yüz, kol veya bacakta vücudun tek tarafında görülen his ve güç kaybı, bilinç bulanıklığı, konuşmada zorlanma ya da hiç konuşmama, dengesiz yürüme, yutkunma güçlüğü, tek gözde ya da her iki gözde gelişebilen görme kaybı, ani başlayan baş ağrısı ve baş dönmesi inme belirtisi olabilir. Bu nedenle hastaların bu tür belirtilerde vakit geçirmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalarını tavsiye ediyoruz.”
İnmeden sonra tam iyileşmenin mümkün olup olmadığının da halk arasında en çok sorulan sorular olduğunu ifade eden Doç. Dr. Alıcı, “İnme tedavisi görüp normal hayatına dönen çok sayıda hasta bulunmakla birlikte, burada belirleyici unsur beyindeki hasarın derecesidir. Erken tanı ve hızlı müdahale ile beyindeki hücre hasarının ilerlemesini önleyebiliyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2023 yılında açıklanan verilere göre, 2020 senesinde 507.938 kişi hayatını kaybetti.
Ölümlerin 183.109 (%36)’unun nedeni kalp damar sistemi hastalıklarından kaynaklandı. Aynı sene inmeden ölüm kaydı sayısı 35.880 olup tüm ölümlerin %7,2’i ve kalp damar hastalıkları kaynaklı ölümlerin %19,6’sına karşılık geliyor. Bu veriye göre 2020 senesinde her on beş dakikada bir Türk insanı inme yüzünden kaybedildi.