Yılmaz Özdil zavallı İsveç ve Recep Amca’yı yazdı

Yılmaz Özdil zavallı İsveç ve Recep Amca’yı yazdı
Korona virüsten hayatını kaybeden Recep amcayı yazan Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Recep amcanın yırtık çarıklarını ve İsveç'ten özel uçakla getirilen korona virüs hastasını yazdı.

Sözcü gazetesi yazar Yılmaz Özdil, Ermenek maden faciasında hayatını kaybeden işçilerden Tezcan Gökçe'nin babası Recep amcayı yazdı.

Korona virüsten hayatını kaybeden Recep amcanın oğlunun cenaze töreninde çekilen bir fotoğrafına yer vererek yırtık çarıklarını hatırlatan Özdil, cızlavet denilen çarıkların İsveç'te icat edildiğini söyleyerek, geçtiğimiz günlerde İsveç'ten özel uçakla getirtilen Türk vatandaşı korona virüs hastasını anlattı.

Yılmaz Özdil'in "Zavallı İsveç" başlıklı yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

"Ermenek faciasının simgesi, Recep amca'ydı.

Hayatını kaybeden işçilerimizden Tezcan'ın babasıydı.

Oğlunun cenaze törenine yırtık cızlavet'leriyle geldi.

Cızlavet'in yenisi sadece yedi liraydı.

Alacak durumu yoktu.

Recep amcanın yedi lirası bile yokken, Recep amcayla adaş olan cumhurbaşkanımızın bir milyar dolara saray yaptırması, baş'tan ayak'a, devletin başından, milletin ayağına, Türkiye fotoğrafıydı.

Cızlavet…

recep-amca-yilmaz-ozdil-ermenek.jpg

Hurda lastikten yapılıyor.

Bildiğin otomobil, kamyon, traktör lastikleri eritiliyor, ayakkabı şeklinde kalıba dökülüyor, presleniyor.

Bağcıkları varmış gibi görünür ama, yoktur.

Bağcık şeklinde motifi vardır.

İsveç malıdır!

1900'lerin başında Wilhelm ve Carl Gislow adında iki kardeş tarafından icat edildi.

Bu iki biraderin aslında otomobil lastiği fabrikası vardı.

Gislaved şehrinde yaşıyorlardı, lastiğin markası da Gislaved'ti.

Hurda lastikleri atmaktansa değerlendirmeyi düşünmüşler, eritmişler, kalıplamışlar, preslemişler, bu ayakkabıyı üretmişlerdi.

Çok ucuzdu.

Sadece İsveç'e değil, bütün Avrupa'ya sattılar.

1930'lu yıllarda Türkiye pazarına girdiler.

Ahalimizin dili dönmedi, Gislaved diyemedi, cızlavet dedi.

Gislow biraderler İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu ayakkabının üretimini durdurdu.

Sanayi gelişmişti.

Avrupa değişmişti.

Bu ilkel ayakkabı türevini satabilmek artık mümkün değildi.

Türkiye hariç…

Türkiye'de taklitleri çıktı, şakır şakır üretime devam edildi.

1930'lu yıllarda tıpkı Türkiye gibi Gislaved giyen İsveç… Bugün, kişi başına 56 bin dolar milli geliriyle, dünyanın en zengin, en mutlu, yaşam kalitesi en yüksek ülkelerinden biri oldu.

Gislavedler bu topraklara geldiğinde Recep amca daha yeni dünyaya gelmişti, oğlunun cenaze törenine katıldığında 75 yaşındaydı, ayağında hâlâ cızlavet vardı, üstelik yırtıktı.

Gel zaman git zaman, 2020 oldu.

Koronavirüs salgını başladı.

İsveç'te yaşayan Leyla isimli bir genç kız twitterden mesaj yayınladı.

“Babamın korona testi pozitif çıkmasına rağmen hastaneden eve gönderildi, ülkemizin bize sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.

Konyalı sağlık bakanımız bu imdat çığlığına karşı derhal tweet attı.

“Sevgili Leyla, sesini duyduk, baban için hastanelerimiz hazır, ambulans uçağımızla İsveç'e geliyoruz” dedi.

Yandaş medyamızın gururla göğsü kabardı.

“İsveç ölüme terketti, Türkiye özel uçak gönderdi” manşetleri atıldı.

“İsveç sağlık sistemi çöktü, Türkiye yardım elini uzattı” denildi.

Ambulans uçağın gidişi-dönüşü naklen yayınlandı.

Saatlerce gösterildi.

Günlerce gündemde tutuldu.

“İskandinav ülkeleri iflas etti, Türkiye dünya lideri” denildi.

Asrın liderimiz İsveç'e telefon etti, Leyla'yla konuştu.

“Bu devlet, milletinin mecnunudur, sevdiği gurbet elde de olsa onu yalnız bırakmaz” dedi.

Asrın liderimizle Leyla'nın telefon görüşmesi, asrın liderimizin twitter adresinden yayınlandı.

Bütün ana haber bültenleri gösterildi.

Günlerce konuşuldu.

Leyla'nın ambulans uçakla getirilen babası iyileşti, taburcu oldu.

“İsveç ölüme terketti, Türkiye kurtardı” diye manşetler atıldı.

“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde, salgında mücadelede dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olduğumuz” anlatıldı.

“İsveç bizi gıptayla izliyor” denildi.

“Gurur duy Türkiye” denildi.

Bu haberleri eminim hatırlıyorsunuzdur.

Üç kuruşluk maskeyi dağıtmayı beceremeyen, vatandaşına para yardımı yapacağına iban numarası vererek üste para isteyen sayın hükümetimiz… ABD'ye maske gönderdik, İsveç'e ambulans uçak gönderdik filan diyerek, sayın ahalimize şov yapıyordu.

Bu haberleri seyreden sayın ahalimiz de, İsveç'in battığına, o İsveç'in 75 yıl önce üretmekten vazgeçtiği cızlaveti hâlâ giyen Türkiye'nin İsveç'ten çok daha iyi durumda olduğuna inanıyor, şükrediyordu.

Ve, Türkiye…

Önceki gün Recep amcanın koronavirüsten öldüğünü öğrendi.

Konyalı sağlık bakanımız korona için İsveç'e ambulans uçak göndermişti ama, Konya'da komşuları tarafından hastaneye kaldırılan koronalı Recep amcadan kimsenin haberi yoktu.

Sayın ahalimiz, cızlaveti tee 75 yıl önce üretimden kaldıran İsveç'in Türkiye'yi gıptayla izlediğini düşünürken…

Recep amca cızlavetle doğdu, cızlavetle rahmetli oldu."