Yolsuzlukları da Allah mı yaptırıyor?

ABD'de medyanın bir numaralı gündemi, ünlü şarkıcı Lady Gaga'nın kaçırıldıktan iki gün sonra bulunan köpekleri... Türkiye'de de asıl konuşulması gerekenlerin gözden kaçırıldığı, yerine sahte gündemler oluşturulduğunu söyleyebiliriz.
Ülke ekonomisi felç olmuş durumda ama Türkiye'yi yöneten kadrolar özellikle tarımsal üretimi çökertmek için elinden geleni yapıyor. Sonra da Diyanet İşleri Başkanlığı, cuma hutbesinde bütün camilerde, "Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız" ayetini hatırlatıyor.
Bu şekilde insanlara "Sizi salgınla korkutan, buğday, pancar, tütün gibi ürünlerin üretimini sınırlayan, şeker ve sigara fabrikalarınızı kapatan, tütün üretimini yer yer yasaklayan, patatesinizi, soğanınızı çürümeye bıraktıran biz değiliz, hepsinin sorumlusu Allah'tır. Çünkü sizi canlarınızdan, mallarınızdan eksilterek sınamaktadır!" denilmiş olmuyor mu? Oysa ölümlerin de açlığın da sebebi dünyayı ve Türkiye'yi yönetenlerdir. Bunlar bir tarafa, yolsuzlukları da Allah mı yaptırıyor?
***
Prof. Dr. İbrahim Ortaş'ın "Eğitim, kişiye bütünü kavrama yeteneği kazandırmalı" başlıklı makalesini okudum.

Ortaş, "Kişi, kim olduğunu, ne yaptığını ne tür sorumlulukları ve sınırları olduğunu bilmiyorsa bir sorun var demektir. Okul üniversite ortamı kişinin içinde yaşadığı doğayı kavraması, başta kozmosu bilmesi, fen okuryazarı olması, tarih, coğrafya, sosyoloji, felsefe, mantık ve psikoloji bilmesi önemlidir. Ancak son yıllarda öğrencilerimizin gerek sınıf içindeki derse ilgisi, gerek sınıf dışındaki davranışları beni düşündüren derecede geridir." diyor ve alarm veriyor...
***
Prof. Dr. Celal Şengör ise Sözcü'de yayınlanan bir röportajında "Aptalı Tanımak" adlı kitabını anlatırken, "Türkiye'de yalancı bir entelektüel grubu var. Bilhassa halkı bunlara karşı korumak lâzım. Gazeteciler, üniversite profesörleri, politikacılar, sanatçılar arasında var. Bunların unvanları var. Gazeteyi okuyun bugün: Türkçe kalmadı; Türkçe yazmayı bilen adam yok. Türkiye'nin ortalama kültür düzeyi Afganistan'dır." diyor.

Şengör, kitapta ise şu bilgileri veriyor:
* "Son yıllarda yapılan uluslararası değerlendirmelerde ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının IQ ortalaması 89 ile 90 arasında bulunmuştur. Türkiye'de eğitim her düzeyde çok ama çok fenadır ve giderek daha kötü bir hal almaktadır. Bu eğitim yaratıcılığa değil, ezberciliğe ve biat kültürü oluşturmaya yönelmiştir; okula veya üniversiteye gitmekten maksat öğrenmek değil, diploma kapmaktır."
***
Şengör, IQ geriliğinin, doğuştan değil cehaletten kaynaklandığını, bilimsel verilerle inceledikten sonra şöyle diyor:     
* Türkiye politikasını ve diğer yönetim alanlarını en yaygın karakterize eden özellik yolsuzluktur. Tüm bu toplumsal davranış bozukluklarının, sosyal hastalıkların ve ahlak düşüklüğünün nedeni Türkiye'nin çok uzun zamandan beri ki Atatürk'ün ölümünden beri dense yeridir; yukarıda belirtilen IQ ortalamasına sahip bir toplumdan çıkan yöneticilerle yönetilmesidir.
* Oysa kendimizi yönetecek insanların, toplum ortalamasını yansıtması değil, o ortalamanın mümkün olduğu kadar üstünde olmasını talep etmeliyiz. Ancak toplumun ortalama IQ'sunun üzerindeki yöneticiler toplumu yukarıya çekebilir. Kendimize benzedikleri için sempati duyduklarımızı değil bizden üstün olduklarına inandıklarımızı, bize bazen itici gelseler bile yönetici olarak görmek istemeliyiz.
* Akıllı insan problemin çözümüyle ilgilidir, aptal ise kendi kafasındaki herhangi bir fikri, çözüm diye dayatmak ister.
* Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar, zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. Bu durumda yapabileceği tek şey, bugün Türkiye'de olduğu gibi toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.
* Ancak tabiat, cahili ve aptalı affetmez."

Yazarın Diğer Yazıları