Yeniçağ / Fatih Erboz
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Suriye topraklarında Cerablus'a düzenlenen operasyonda belli noktalarda uzlaşma olduğunu belirtti. Ağar, "Bizim bu anlamda daha ileriye gitmemiz söz konusu olabilir. Menbiç'i kuşatmamız önem taşıyor. Burayı tutmayı başarabilirsek muhaliflerle aşağıdan geçecek koridora da temas sağlarız. Orada temas üretiriz. Yukarıdan kalırsak temas üretemeyiz. O zaman ciddi bir iş olur. Şu anda ABD bunu istemiyor. Sadece Ruslarla karşı karşıya kalmıyoruz. ABD ile de karşı karşıya kalıyoruz. ABD bir anlamda koruyor" dedi. Son günlerde artan terör olaylarında 15 Temmuz'dan sonra PKK'nın sahayı boş bulmasının büyük etkisi olduğunu ifade eden Ağar sözlerine şöyle devam etti:
"Darbe girişiminin ardından atıl birliklerin operasyon yapamayışının, TSK'nın istihbarat teşkilatının diğer noktalarda yoğunlaşmasının ve ortaya çıkan hasarın bedelini ödüyoruz. Cerablus'un ertesi günü bu tür saldırıları hemen organize etmesi kendi için yaptığı bir şeyse biraz anormallik var. Bu tür saldırılar önce keşif ve hazırlık gerektirir. Nereden gelinecek, gidilecek, patlayıcı nereden bulunacak, kamyon nasıl gelecek? Bunlar hazırlık ister. Kamyonu silahlandırılmış bir şekilde hazır tutuyorlardır, daha önce plan hazırdır, yapalım demiş olabilirler ama düşük olasılık. Bence 15 Temmuz'dan sonra birlikler atıl kalınca çok rahat yerleştiler. Zemini kullandılar. Hem dışarıdan girişler oldu hem de içeridekiler aktif hale geldi."
MUTABAKAT OLABİLİR
Cerablus'a düzenlenen operasyonun etkilerinin daha sonra görülebileceğine dikkat çeken Ağar şöyle konuştu: "PYD ve YPG ile şarj başladı. Bunun boyutu ne olacak? En önemli konulardan biri bu. YPG ile mücadele etmeye başlarsak denklemin boyutları değişir. Operasyon taktik boyuttaydı. 3-5 tankla, özel kuvvet unsurlarıyla, ÖSO ile belli noktalarda yapıldı. Eğer PYD ile temas mücadele edilmeye başlanırsa bütün coğrafyadaki denklem değişir. Sonuçta anlaşma yapıldığı rotada. S-400 füzeleriyle Suriye hava savunma sisteminin bizim unsurlara kilitlenmemesi noktasında bir antlaşma yapılmış. Uçaklara kilitlenmiyor, bu karşılıklı mutabakatın göstergesi. Şimdi Dera'dan bir çekilme var. Bu çekilme bizim girmemizin karşılığı olabilir. Oradaki muhalifler İdlib'e doğru geliyor. Karşılıklı mutabakat sağlanmış olabilir."
OHAL YETMEYEBİLİR
İçinden geçtiğimiz süreçte terör saldırılarının arttığını ancak mücadele için olağanüstü halin yetmeyebileceğini kaydeden Ağar sözlerini şöyle sürdürdü: "FETÖ temizliği yapmak zorundayız. Ne kadar temizlik yaparsak o kadar güçleneceğiz bu doğru. Ancak kadrolarda boşluklar oluşuyor. O kadrolarda sofistike kadrolar var. Bunun için sivil sektörden desteğe ihtiyaç duyulabilir. Şu anda önemli bir mücadele içindeyiz. Hazırlıklı olmalıyız. Meskun mahal çatışması denediler olmadı. 15 Temmuz'u denediler olmadı. Hasarı onarmak ve derinleştirmek için terörü devreye soktular. Ekonomik darbe mi gelecek? Burada silahlı mücadele var. Buna göre tedbir almak gerekir. Ekonomik darbede 3 kazanılıyorsa 1 kazanılır, sübvanse edilebilir. Aşağıdan YPG üzerinden bir şey gelirse karşımıza başka bir durum çıkabilir ortaya. Her şeye hazırlık olmak gerekiyor."
KAVRAMLARA DİKKAT
Terör örgütleriyle kavramsal mücadele gereğine özellikle dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Ağar sözlerini şöyle tamamladı: "Sembol alanlar, sembol figürler, sembol zamanlar. 30 Ağustos'ta bir şey yapmak isteyebilirler. Ankara ve İstanbul'da sembol yerlere bir eylem olabilir. Sonuçta sokağın nabzını değiştirebilirler. Kavramlar üzerinden saldırıyorlar. PKK da aynı şeyi yapıyor, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konvoyuna saldırı, Gaziantep, Elazığ saldırıları bu nitelikte. Gaziantep'teki saldırı meşrepsel darbe niteliğindeydi."
