Yunus Emre ve gönül

Gönül bizim en eski kelimelerimizden biridir. "Orhun Âbideleri" yahut "Kutadgu Bilig" gibi gerek İslâmiyet öncesi gerekse İslâmiyet sonrası ilk yazılı kaynaklarımızda "köngül" şeklinde geçen bu kelime lafız ve mânâ olgunluğuna Anadolu coğrafyasında kavuşmuştur.

Türkçe'de bir kelimenin mânâ derinliği o kelimenin ana unsur olarak kullanıldığı atasözü ve deyimlerin sayısıyla doğru orantılıdır. Yani bir kelimeyle ne kadar çok atasözü ve deyim oluşmuşsa söz konusu kelime o ölçüde mânâ zenginliğine sahip demektir. Türk diline bu açıdan baktığımızda en çok atasözü ve deyimin "gönül"le ilgili olduğunu görürüz:

"Gönül gözü, gönül dili, gönül kitabı, gönül evi, gönül kapısı, gönül şehri, gönül yolu, gönül eri, gönül bağı, gönül birliği, gönül terazisi, gönül yapmak, gönül kazanmak, gönülden sevmek vb. deyimler yahut "Gönül Allah'ın evidir.", "Gönül yapmak Kâbe yapmaktır.", "Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.", "Gönül eri, baş üzere yeri.", "Gönül Kâbe'dir.", "Gönül kimi severse güzel odur.", "Gönül yıkan Tanrı'ya ermez.", "Gönülden gönle yol vardır…" gibi atasözleri, Türk kültüründe "gönül"e ne kadar çok değer verildiğini gösterir ki bütün bu ifadelerin temelinde çoğunlukla Yunus ve Yunus Divanı vardır. İşte size Yunus'tan gönülle ilgili -doyumluk olmasa da- tadımlık birkaç beyit ve mısra:

"Gönül Çalab'ın tahtı//Çalab gönüle bahtı//İki cihan bed-bahtı//Kim gönül yıkar ise."

***

İstemegil Hak'ı ırak gönüldedir Hakk'a durak."

***

Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil//Yetmiş iki millet dahı elin yüzin yumaz değil."

***

Gönül pası yunmayınca namaz edâ olmayısar."

***

Ak sakallı bir koca bilmez ki hali nice//Emek vermesin hacca bir gönül yıkar ise."

***

Yunus Emre der hoca gerekse var bin hacca//Hepsinden iyice bir gönüle girmektir."

***

Ben gelmedim dâvî için benim işim sevi için//Dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim."

***

Giderdim gönlümden kini, kin tutanların yoktur dini."

***

Bu beyit ve mısralardan anlıyoruz ki Yunus'a göre Allah'ın tahtı/durağı gönüldür. Dolayısıyla gönül yıkmak/kırmak Kâbe'yi yani Beytullah'ı (Allah'ın evi) yıkmaktır. Bir gönül kazanmaksa bin hacca bedeldir.

İnsanın üstü başı temiz değilken kıldığı namaz nasıl caiz olmazsa aynı şekilde gönül kirini yumadan kılınan namazlar da makbul sayılmaz.

Yunus Emre, sevgi ve barış için vardır. Çünkü düşmanlık yapanların, kin tutanların dini yoktur.

***

13. asırda Yunus'un saçtığı bu sevgi ve hoşgörü tohumunun yeşererek filizlenip dal budak salmasıyladır ki Anadolu'da gönül gözüyle gören, gönül diliyle konuşan, gönül kitabından okuyan, birbirine gönül bağıyla bağlanan, gönül terazisiyle tartan, gönlü Allah'ın evi bilen, gönül kazanmayı en büyük ibadet sayan ve nihayet gönülden seven bir toplum inşa etmiştik. Heyhat ki bugün yerinde yeller esiyor.

Sizlere sevgi, hoşgörü ve insanlık gemisinin battığı yeri işaretlemeye çalıştım. Şayet bu gemiye talip olanlar varsa lütfen onu farklı yerlerde aramasınlar…

***

ACZİMİN GİRYESİ:

GÖNÜL AYNASI

Allah, yoğururken insanların hamurunu,

İçine bir ayna koymuş ki yaysın nûrunu.

Gönül  dediğimiz o  aynadır gösteren,

Her zaman, bütün âlemde tecelli Tûr'unu.

(Li-müellifihî)

 

dfs-004-001-011-001.jpg

Yazarın Diğer Yazıları