Yüz milyon sterlin

Maraş’ta, gasp edilmiş Vakıf arazisi üzerinde inşa edilmiş Rum emlaki sahipleri, 1974 Barış Harekâtından bu yana mülklerine gidemedikleri için Türkiye’den ağır tazminat taleplerinde bulunmaktadırlar.
1963’te 103 köyden kaçmak zorunda kalan Türkler 47 yıldır topraklarına, evlerine, köylerine gidememişlerdir.
Bölgedeki Rumlar bu malı-mülkü 47 yıldır, mal sahiplerine beş para bile ödemeden kullanmaktadırlar. 1975 nüfus mübadelesi ile 1977-79’da yapılan iki kesimli, iki toplumlu federasyon anlaşmaları ve Fikirler Dizisinde mal-mülk meselesinin takas, tazminat ve az miktarda iade ile halledileceği bulgusu gibi gerçekler ka’le alındığında, Maraş’ta gasp edilmiş Vakıf topraklarında inşa ettikleri binalara gidemedikleri için ağır tazminat talep eden Rumlar’a Toprak Tazmin Komisyonu’nun bu gerçekleri hatırlatması ve talepleri (Rum idaresinin bize yaptığı gibi) Kıbrıs meselesi halledilince ele alınacak diye ertelemelidir. Bunu re’sen yapamıyorlarsa Rum idaresinin yaptığı gibi yasaya bağlamalıyız.
En önemlisi; Türkiye’nin ve şahsen benim, 1974-75-76 yıllarında Maraş’ta emlaki bulunan Rumlara yapılan “geri, evinize, yurdunuza dönebilirsiniz” çağrımız karşısında, o günkü liderlerinin telkinlerine uyup, bu davete icabet etmemiş olmalarıdır. Yani, kendilerini mal ve mülklerine dönmekten men eden yoktu, aksine davet edenler vardı. Dönüşü kendileri reddetmişti. Arada, Güvenlik Konseyinde aldırttıkları kararlarla, Türk tarafının, Maraş’ta taş oynatması bile yasaklamış ve Maraş tabiatın ve zamanın yıpratmasına terk edilmişti.
Şimdi, emlakine gidemediği için 1974’en bu güne Türk tarafından yüz milyon sterlin isteyenler de var. Bunların müracaatları ele alındığında komisyon, Vakıf arsanın kirasını, gasp tarihinden itibaren bu güne kadar talep etmeli; hatalı bir şekilde verilmiş olan tapular iptal edilerek, bu mallar gaspçı Rumlara icar edilmeli. Tapu kayıtları, Evkaf adına geçirilmelidir. Bu konuda Evkaf idaresinden dinamik girişimler beklemekteyiz.
1963’ten bu yana Rum tarafında kalan toprağımız için Rum tarafı bu güne kadar tazminat vermeyi düşünmemiştir. Aksine, mecburi istimlak muamelesine tâbi tuttuğunu kabul ettiği müstesna hallerde bile, “yasal olarak” tazminat Kıbrıs meselesi halledildikten sonra verilir şartına bağlamışlardır.
Mal-mülk meselesi her iki tarafı aynı ölçüde ilgilendirmektedir. Rum idaresi, kendi yasalarına göre tazminatı Kıbrıs meselesi halledildikten sonra verecekse aynı şartı biz de yasal hale getirmeli ve Rum’u zengin etmekten vazgeçmeliyiz. Rumlar Toprak Tazmin Komisyonu’na müracaat edebiliyorlarsa, güneyde  mal bırakmış olan Türklerin de bu konuya müracaat hakları tanınmalıdır. Tek yanlı (daha doğrusu Rum yanlısı) işlemlerle Kıbrıs meselesini çözmek mümkün değildir.

Yazarın Diğer Yazıları