Dijital çağın yerlileri olarak bilinen Z kuşağı (1996-2012 yılları arasında doğanlar), teknolojiyle iç içe büyüdü. Ancak bu durum, gençlerin yüz yüze iletişim becerilerini olumsuz etkiledi.
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, Z kuşağının gerçek sohbetlerde zorlandığını ve sosyal bağ kurma yeteneklerinin zayıfladığını ortaya koydu.
New York Üniversitesi’nden sosyal psikolog Prof. Jonathan Haidt, bu durumun hem bireysel hem de toplumsal etkileri konusunda uyardı.
Peki, gençler neden iletişimden uzaklaşıyor ve bu durumun çözümü ne? İşte tüm detaylar...
DİJİTAL EKRANLAR SOSYALLEŞMEYİ GÖLGELİYOR
Z kuşağı, sosyal medyayı kimlik oluşturma ve sosyalleşme aracı olarak yoğun bir şekilde kullandı.
Journal of Computer-Mediated Communication’da yayımlanan bir çalışma, gençlerin sosyal medya platformlarında geçirdikleri zamanın, yüz yüze etkileşim sürelerini ciddi şekilde azalttığını gösterdi.
Ortalama bir Z kuşağı üyesi, günde 3-5 saatini Instagram, YouTube ve TikTok gibi platformlarda geçirdi.
Prof. Haidt, “Akıllı telefonlar ve sosyal medya, gençleri gerçek dünyadan kopararak sanal bir balonun içine hapsediyor. Bu durum, empati kurma ve derin sohbetler yürütme gibi temel sosyal becerileri zayıflatıyor” dedi.
YÜZ YÜZE İLETİŞİMDE DÜŞÜŞÜN SEBEPLERİ
Uzmanlar, Z kuşağının yüz yüze iletişimde zorlanmasının birkaç temel nedenine dikkat çekti:
Dijital Bağımlılık: Computers in Human Behavior dergisinde yayımlanan bir araştırma, gençlerin akıllı telefonlara bağımlılığının sosyal kaygıyı artırdığını ve yüz yüze iletişimi zorlaştırdığını gösterdi. Gençlerin yüzde 70’i, telefon görüşmesi yerine mesajlaşmayı tercih etti.
Dikkat Süresinin Kısalması: Z kuşağının dikkat süresi, sosyal medya platformlarının hızlı ve kısa içeriklerine uyum sağlayarak ortalama 8 saniyeye düştü. Bu durum, derin ve anlamlı sohbetler için gerekli olan sabrı azalttı.
Pandemi Etkisi: 2020-2022 yılları arasındaki pandemi, gençlerin sosyalleşme fırsatlarını kısıtlayarak dijital iletişime olan bağımlılığı artırdı. İngiltere’de yapılan bir araştırma, bu dönemde gençler arasında yalnızlık ve arkadaşsızlık oranlarının yüzde 20 arttığını gösterdi.
Cleveland Clinic’ten klinik psikolog Dr. Susan Albers, “Z kuşağı, duygularını ifade etmek için emojilere ve GIF’lere alıştı. Bu, yüz yüze iletişimde duygusal derinlik kurmayı zorlaştırıyor” dedi. Albers, gençlerin sosyal medya üzerinden kurdukları ilişkilerin yüzeysel kaldığını ve gerçek hayatta derin bağlar kurma konusunda deneyimsiz olduklarını belirtti.
TOPLUMSAL VE PSİKOLOJİK ETKİLER
Z kuşağının iletişim becerilerindeki bu gerileme, sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de endişe oluştu.
Prof. Haidt’in The Anxious Generation adlı kitabında belirttiği üzere, 2010’lardan itibaren gençler arasında depresyon ve anksiyete oranları yüzde 50’den fazla arttı. İntihar oranları ise 10-19 yaş grubunda yüzde 48 yükseldi. Haidt, bu artışın büyük ölçüde sosyal medya kullanımı ve yüz yüze etkileşim eksikliğiyle bağlantılı olduğunu savundu.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: DİJİTAL DENGE VE SOSYAL BECERİ EĞİTİMİ
Uzmanlar, Z kuşağının iletişim becerilerini güçlendirmek için şu önerileri sundu:
Dijital Detoks: Dr. Albers, gençlerin haftada birkaç saat telefon kullanımını sınırlamasını ve yüz yüze etkinliklere katılmasını önerdi. Aile yemekleri veya arkadaş buluşmaları gibi teknoloji içermeyen ortamlar, sosyal becerileri geliştirmede etkili.
Eğitim Programları: Okullarda sosyal ve duygusal öğrenme (SEL) programlarının yaygınlaştırılması gerektiği belirtildi. Frontiers in Psychology’de yayımlanan bir çalışma, SEL programlarının gençlerin empati ve iletişim becerilerini yüzde 30 artırdığını gösterdi.
Ebeveyn Rehberliği: Prof. Haidt, ebeveynlerin çocuklarının sosyal medya kullanımını denetlemesi ve erken yaşta yüz yüze iletişimi teşvik etmesi gerektiğini vurguladı.
Z KUŞAĞININ POTANSİYELİ
Z kuşağının iletişim zorluklarına rağmen, bu neslin güçlü yönleri de bulundu.
Dr. Tutgun-Ünal, Z kuşağının farklı fikirlere açık, sorgulayıcı ve teknolojiye hâkim olduğunu belirterek, “Bu nesil, doğru yönlendirmeyle hem dijital hem de gerçek dünyada etkili iletişimciler olabilir” dedi.