'Zaman kafeste kuştu!'

Kitap günümüzde Halistin Kukul'dan bahsedeceğim. O bir şair, o bir yazar. En son 19 Mayıs Üniversitesi'nde Fransız Dili ve Edebiyatı okuttu. Şimdi emekli. Okudu yazdı, okudu yazdı... Nesiller üzerinde emeği var. Son çıkan kitabı Uyanmak Zamanı... Eşi Cânan Kukul'a ithaf etmiş. (Yakın Plan Yayınları, Tel. 0212 458 20 22, 432 s.)

Biz şairlerimizi, yazarlarımızı ne kadar tanıyoruz? Eğer "kendimiz"i bilmezsek ruhumuz boş demektir.

Hâlistin Kukul velüt bir şair. İkinci Yeni şairleriyle aynı dönemde yetişmiş ancak onların yolunu denememiştir. Hocamızda ağırlıklı vezin hecedir. Bizim öz veznimiz. Serbest vezinle de yazmıştır ama serbest veznin de kendi içinde bir ahengi vardır. Halistin Kukul bu ahengi tutturmuştur.

Şiirde, en kolay yol İkinci Yeni yoludur. Orhan Velilerin başlattığı Garipçilerin (Birinci Yeni) çok kötü kopyasıdır İkinci Yeni akımı. Bir kesimde itibar görürsün ama, yazdıklarına "şiir" denir mi? Tartışılır. "İslâmcı" kesim de, ya kolaycılığa kaçtığından ya kendilerini Marxist temelli başkaldırıyla eş gördüğünden olacak, "İkinci Yeni" içinde bir yol açmışlardır. (Cevat Akkanat, Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri kitabında ve makalelerinde, bu akımı ayrıntılı incelemiştir.)

Halistin Kukul, 1943 Trabzon Vakfıkebir doğumlu. Daha çok Samsun'da kaldığı için olacak, Samsunlu şairler ve yazarlar arasında sayılmıştır. Ali Kayıkçı'nın büyük emeklerle hazırladığı, içinde 455 ismin yer aldığı Samsunlu Şairler ve Yazarlar Ansiklopedisi'nde "Mehmet Hâlistin Kukul" ismiyle hayat hikâyesi ve kendisiyle yapılmış röportajlar yer almaktadır.

Uyanmak Zamanı'nın sunuş yazısı Prof. Dr. Şahin Köktürk'ün. Şahin Köktürk, takrizine şu şiirle başlar:

"Şairler haykırsın ki millet matem etmesin, öksüz-yetim kalmasın, / Uyarıp ikaz etsin, sarsıp titretsin de şaşkınlar özüne dönsün. / Şair teveccüh etsin de aleladeyi fevkalade, sıradanı olağanüstü kılsın. / Kelamında yer bulanlar sevinsin, hükümranlığı perçinlensin."

 Sonra şu değerlendirmede bulunur:

"Üstad Necip Fazıl, şiirde 'kütük' ve 'nakış' olmak üzere iki temel özelliğe dikkat çeker. Şiirin hammaddesi olan 'kütük'; 'his, fikir, hayal'dir. 'Nakış' da bunların ambalaj zarafeti, sunum güzel­liğidir. Halistin Kukul'un şiiri, 'kütük' ve 'nakış' olarak çok sevdiği Üstad'ı bir hayli hatırlatır. Nakış hususunda O'ndan bir farkı zaman zaman serbest vezinle de şiirler kaleme almış olmasıdır. Sanat eseri için 'ilham esnasında eserin sadece muhtevası değil formu da gelir' derler. Onun serbest vezinli şiirlerini bu hüküm cümlesinden de­ğerlendirmek gerekir, kanaatindeyim.

Halistin Kukul şiirinin muhtevası ise iki vazgeçilemez değer etrafında örgütlenir: Millî ve manevî değerler... Elbette her şairin bigâne kalamayacağı aşk, hasret, gurbet, ayrılık, ölüm gibi cihanşümûl temalar da O'nun şairane ilgi dairesindedir. Atatürk'ün, 1933'te Cumhuriyet'in ilânının 10. yılında yaptığı konuşmada 'köprüleri sağlam tutmalıyız' dediği Türk Dünyası gerçeği de onun şiirlerinin vazgeçilmez mevzularındandır."

Halistin Kukul'u okumak, kendimizi bulmaktır.

"Gökten bir damla düştü; / Gönlümde ummân oldu! / Hep ihtirâmla düştü; /Ummân Gülistân oldu! // Zaman kafeste kuştu! 'Ol!'la, her şey oluştu; / Suyla toprak buluştu; / Hânümnan şâdan oldu!"

 

 

Yazarın Diğer Yazıları