Zamların sebebi bu kıyaklar mı?

İstanbul seçiminin bitmesinden sonra zamlar yağmur gibi yağmaya başladı.

BOTAŞ konut ve sanayide doğalgaza zam yaptı, elektrik üretim şirketlerine sattığı doğalgazının fiyatını yüzde 6.5 artırdı. Şeker ve çay fiyatlarına yüzde 15 zam geldi. EPDK Elektrik fiyatlarına yüzde 14,98 zam yaptı. Motorine 22 kuruş benzine ise 27 kuruş zam yapıldı. Benzinin litresi 7 TL'yi geçti!

Eğer sen devlet olarak TÜPRAŞ'ı özelleştirip fiyat belirleme konusunda başrolü kaybedersen rolün sadece akaryakıttaki "vergi" oranını belirlemek olur maalesef.

Dolar kurunun 5,65'e düştüğü ve Brent petrolünün 65 dolar seviyesinde olduğu bir zamanda benzine yapılan bu zam dolar yükseldiğinde yapılacak büyük zammın da habercisi.

Peki…

Bizler elektrik, akaryakıt ürünlerine yapılan zamlar ile inim inim inlerken bu ürünleri bizlere pazarlayan, satan firmaları denetleyen devletimizin kurumu Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu yani EPDK ne yapıyor dersiniz?

Yanıtlayayım.

EPDK kestiği cezaları tahsil edemiyor ya da etmiyor!

2017 yılı Sayıştay raporunda Sayıştay denetçilerinin tespitlerine de yansıyan durumu aktarıyorum.

Yapılan denetimlerde; beş yıllık dönem içerisinde kurul tarafından verilen toplam 3.7 milyar lira tutarındaki idari para cezasının ancak yüzde 2,67'lik kısmının tahsil edilebildiği ortaya çıktı.

YÜZDE 2.67!

Verilen cezaların yüzde 66,67'lik kısmı hakkında dava açıldığı ve davası sonuçlanan cezaların yüzde 96,4'ünün mahkemelerince iptal edilmesi de ayrıca tartışma konusu.

Bunlara ek olarak 1.2 milyar lira tutarındaki diğer önemli bir kısmı hakkında dava açılmadığı veya açılan davaların EPDK lehine sonuçlandığı durumlar var. Bu durumlarda ceza kararı mahkemelerce onaylansa bile, yani tahsilât için yasal hiçbir engel kalmadığı halde cezaların tahsil edilmediği tespit edildi.

İlgililerden tahsil edilen toplam 100 milyon TL tutarındaki para cezasının, 93.9 Milyon TL'lik kısmı EPDK'ya, 6.1 milyon TL kısmı vergi dairesine ödenen tutarlardan oluşuyor.

İdari Para cezalarının (İPC) sektörel dağılımına göre, yüzde 82,17'lik oranla petrol piyasası ilk sırada yer alıyor. Petrol piyasasını yüzde 7,88 LPG, yüzde 7,41 kaçakçılık, yüzde 2,26 elektrik, yüzde 0,27 doğalgaz piyasaları takip ediyor.

Sayısal olarak bakıldığında, dava açılan 3 bin 389 adet İdari Para Cezasının;

1.5 milyar lira tutarındaki bin 607 adedinin mahkeme kararıyla iptal edildiği,

731 milyon lira tutarındaki bin 339 adedi hakkında dava sürecinin devam ettiği,

23 milyon lira tutarındaki 122 adediyle ilgili iptal talebinin mahkemece reddedildiği,

57.1 milyon lira tutarındaki 82 adedi hakkında tahsilat için vergi dairesine yazıldığı,

32.9 milyon lira tutarındaki 85 adedi için dava açılması sebebiyle tahsilatı durdurma yazısı yazıldığı,

76 milyon lira tutarındaki 154'ünün ise diğer kalemlerden oluştuğu görülüyor.

Rakamlar inanılmaz değil mi?

Mahkeme kararı ile iptal olan rakam 1.5 milyar lira. Yani eski para ile 1.5 katrilyon lira. Sayıştay'ın denetiminde EPDK'nın verilen para cezalarının ancak yüzde 3'ünü tahsil ettiği görülüyor.

Sayıştay bu durum ile ilgili ilginç ifadeler kullanıyor:

"Devasa büyüklüğe ulaşan ve yıllardır tahsil edilmeyerek sürüncemede kalan bu cezaların tahsil edilememesinin; bir tarafta yüksek faizlerle borçlanılarak finanse edilen Genel Bütçe için önemli bir kaynaktan mahrum kalınmasına, diğer taraftan sektör üzerinde düzenleme ve denetleme yetkisi olan EPDK'nın etkinliğinin zayıflatmasına yol açtığı değerlendirilmektedir."

Bir kamu kurumu nasıl olur da mahkemede açtığı davaların hemen hemen neredeyse hepsini kaybeder?

Verilen idari para cezalarına karşı bu kadar çok dava açılması ve davaların neredeyse tamamına yakının kaybedilmiş olması olağan bir sonuç değildir.

Sayıştay nedenlerini sorguluyor tabii ki.

Çıkardığı sonuçlar şöyle:

1 -  Kurumun idari para cezalarına ilişkin uygulamalarını sorgulamasını ve gözden geçirmesini gerektirdiği;

2 - Mahkemelerce verilen iptal kararlarının önemli bir kısmının usul yönünden görülen eksikliklerden kaynaklandığı, bu eksikliklerin;

a) İlgili yönetmelik uyarınca yürütülen soruşturmaların mahkemelerce son zamanlarda soruşturma olarak kabul edilmemesi,

b) Petrol Piyasası Kanunu kapsamında üst sınırdan verilen para cezalarında mahkemelerin gerekçe araması,

c) Cezalara ilişkin yazılı savunma istem yazılarının posta memuru tarafından usulüne uygun tebliğ edilmemesi,

d) Yeterli derecede adres araştırması yapılmadan ilanen tebliğ yoluna gidilmesi gibi, temel sebeplerden dolayı para cezalarına karşı açılan davalarda esasa girmeden verilen cezaların iptal edildiği gibi nedenleri Sayıştay tespit etmiştir.

Her iki dönemi (2005-2012 ve 2013-2017) birlikte değerlendirdiğimizde, 13 yılda verilen idari para cezalarının toplam tutarının 6.8 milyar lira gibi inanılmaz bir rakama ulaştığını görüyoruz. Yapılan tahsilatın ise 307 milyon TL (% 4,5) olduğu, yasal bir engel bulunmadığı halde tahsil edilmeyen tutarın ise 2.4 milyar lira olduğu resmi raporlara yansıyor.

Vatandaşın, küçük esnafın bırakın 2.4 milyar lira gibi bir uçuk parayı, devlete olan 100 TL borcunu tahsil etmek için vergi daireleri inanılmaz sıkı çalışırlar. Ama gelin görün ki vatandaşına, küçük işletmelere şahin olan kurumlarımız bu kadar büyük meblağlı alacaklarını yıllardır tahsil etmiyor ya da edemiyor.

EPDK'nın kesmiş olduğu cezaların mahkemeler tarafından iptal edilmesi, evrakların yanlış hazırlanması, yanlış tebliğ edilmesi sizce de tesadüf, hata yapma boyutunu çoktan aşmamış mı?

Umarım bu hususta sorular soracak bir merci çıkar ve Türk Milleti adına bu hayatın olağan akışına ters olan bu durumu sorgular.

 

Yazarın Diğer Yazıları