Zihniyet değişimi...

40 yılın ilk 15’ine başta 6 lig şampiyonluğu olmak üzere onlarca başarı yükleyen Trabzonspor için sonrasındaki çeyrek asır beklentilerin gerçekleşmediği, işlerin kötü gittiği yıllar olmuştur.
Atay Aktuğ ve Nuri Albayrak ile yaşanan son 3-4 yıl ise kötülüklerin arttığı, hele hele son yıl itibariyle zirve yaptığı bir dönem teşkil etmiştir.
Kötülüklerin sirayet ettiği yerler için en başa yönetenleri yazsak da, Trabzonspor’da diğer unsurların da kötü olmadığını söyleyebilmek çok zordur..
Çıkar grubu haline dönüşmüş taraftar dernekleri.
Trabzonspor’un ihtiyacı olan transferleri bulup çıkarma değil de, adeta eski futbolcuların maaşa bağlandığı bölüm haline dönüştürülmüş futbolcu izleme komitesi..
10 kişi ile yapılabilecek hizmetler için eş-dost hatırı ile doldurulmuş bir idari bölüm.
Cebinde Trabzonspor üye kartı bulunmalarına rağmen, ortak paydalarını adeta bir hesaplaşma yeri haline getiren davranış sergileyen eski ve yeni
yöneticiler.
 “Yense de yenilse de gönlüm hep sende” sloganının adeta duyarsızlaştırdığı, hatta Rum takımı karşısında utandıracak düzeyde alınan yenilgilere bile gülüp geçer hale getirdiği seyirciler.
Rakip kim olursa olsun, tribünlere bedava çöreklenerek, sadece Fenerbahçe alehine sinkaflı sloganlar atanlar yüzünden, Trabzon’da artan sarı-lacivertli renk taraftarı.
Daha onlarcası.
Tüm bunlar, ne Trabzon, ne de onun bağrından çıkmış bir misyonun temsilcisi olan Trabzonspor’da olması gerekenler değil.
Hatta, tüm bunlar Trabzon ve Trabzonspor’a çok uzak, hiç  yakışmayan davranışlar, hareket biçimleri.
İşte, bu nedenle, diyorum ki; “Trabzonspor’u dibe vurduğu bir sırada devir alan bugünkü yönetim, geçici düzenmelere değil, köklü değişimlere imza atmalıdır.”
Bunu yapabilmenin hareket noktası da, zihniyet değişimidir.
Trabzonspor, geçmişi iyi okuyup, geleceği iyi tahlil ve tahmin ederek, tüm unsurları ile yeniden yapılanmalıdır.
Bunun hareket merkezi de zihniyet değişimidir.

Yazarın Diğer Yazıları