Zonguldak ve Rize’den al haberi!

AKP’nin Zonguldak Belediye Başkan adayı Ali Bektaş,  “Geçenlerde bir mahalleye gittik. Arkadaş bizimle selamlaşmak istemedi. Bir eve gittik ’Hırsız var’diye bağırmaya başladılar”  dedi. odatv’den Sabriye Aşır’ın haberine göre Bektaş,  “Keşke belediye başkanlığı seçiminde Kozlu’dan aday olsaydım. Herkesi isim isim tanırdım” diye dert yandı.   
Bu olayda da açıkça görüldüğü gibi AKP’nin seçim gündemi de artık hırsızlıktır. Dolayısıyla hırsızlık dosyalarını Meclis’ten kaçırma girişimi de AKP’yi kurtaramaz. Yapılacak iş, soruşturmanın önünü açmaktı. O zaman, AKP halkın takdirini kazanırdı. 

***

Diğer taraftan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 17 Aralık 2013 sabahı, yani bakan çocuklarına operasyon yapıldığı saatte, Tayyip Erdoğan, Sümeyye Erdoğan ve Bilal Erdoğan arasındaki görüşme trafiğini ve kullanılan telefonların numaralarını açıkladı. Umut Oran, Sümeyye Erdoğan’ın babasıyla görüştükten sonra 17 Aralık sabahı 09.00’da TK 2123 uçağı ile İstanbul’a uçarak aldığı “sıfırlama talimatı”nı Bilal Erdoğan’a bildirdiğini söylerken, ek delil olarak aynı uçakta eski Bakan Koray Aydın’ın da bulunduğunu koltuk numaralarına kadar ortaya serdi. 
İlginçtir, Başbakan kızı ve koruması, uçakta bir numarada oturuyor, eski bir bakan ise iki numarada! 
Arkadaşlarımız konuyu araştırdı. Aydın’ın yardımcısı, Umut Oran’ın verdiği bilgiyi teyit etti. O gün Koray Aydın’ın bir cenaze için Trabzon’a gitmesi gerekiyormuş. Ankara’dan direkt uçak bulamayınca, aktarmalı gitmek üzere İstanbul uçağına binmiş... 
Şu kadere bakın... Koray Aydın hakkındaki Yüce Divan’a sevk oylamasında AKP’li milletvekilleri kabul oyu kullanmıştı. Koray Aydın aklanıp siyasete döndü...  
Umut Oran, delillerin ortadan kaldırılma girişimi hakkında Başbakan’a sorular sordu: 
* İstanbul Başsavcılığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne 15 Aralık 2013 tarihi ve sonrasındaki telefon dinleme-izleme, sinyal bilgileri kayıtlarını yok etme talimatını neden verdi? Yok etme talimatındaki amaç HTS kayıtlarının tamamen yok etmek midir?
* Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Türkiye İletişim Başkanlığı üzerinden de 3 GSM şirketine benzeri biçimde HTS kayıtlarının silinmesi talimatı verildi mi?
* TİB’in 5 yıl saklaması gereken söz konusu HTS kayıtlarını acilen silinmesini istemesinin gerekçesi nedir?
* Yasaya açık aykırılık nedeniyle Türkiye’deki 3 GSM şirketinin de buna direndiği ve bu nedenle Abdullah Tivnikli’nin devreye girerek, GSM şirketlerini ikna etmeye çalıştığı doğru mudur?

***

İşte bu tür olaylar sebebiyle AKP, 30 Mart seçimlerinde Türkiye’nin büyük bölümünde ve bu arada Rize’de bile geri saymaya devam ediyor. 
Rize’den aldığım bir okur mektubuna göre adayını altı ay önce Dr. Zelkif Akgül olarak belirleyen MHP, epey mesafe almış durumda ama muhalif oyların birleşmesi gerekiyor. 
Rize merkezde, 2009 yerel seçimlerinde AKP’nin 22 bin 354, ANAP’ın ise 19 bin 977 oyu vardı. İşte sorun da burada başlıyor. Bazı muhaliflerin Mehmet Bekaroğlu’na yönelmesi söz konusu... Bu da oyların bölünmesi ve AKP’nin kazanması demek. Bekaroğlu için ise MHP’liler, “17 Mayıs 2013 günü Kadıköy’de Laz Enstitüsü kurarak başkanlığını üstlenen Bekaroğlu, üniter devlet açısından BDP’den farklı bir konumda değil, BDP kongresinde Türk Bayrağı indirilip yerine PKK paçavrası asılırken orada oturmaya devam etti” diyor. 
Demek ki tek sorun hırsızlık değil, ana sorun üniter yapıyı ve milli birliği korumak...



CEVAP VE DÜZELTME METNİ   / 27 Mart 2014 

     Müvekkil Abdullah TİVNİKLİ' nin "cep telefonu görüşme ve sinyal (HTS) kayıtlarının silinmesi için 3 GSM şirketini ikna için aracı olduğu" yönünde CHP Milletvekili Umut ORAN' in vermiş olduğu soru önergesi ve bu yönde basma yansıyan haberler tamimiyle iftira nitelinde olup gerçeği yansıtmamaktadır. Önemle belirtmek isteriz ki; müvekkilimiz iddia edildiğinin aksine hiçbir zaman hukuk dışı olarak hiçbir kişi veya kurumla bağ kurmamış, kimseden hukuksuz herhangi bir talepte bulunmamıştır.
     Gerek soru önergesinde gerekse de sonrasında bunu fırsata dönüştürerek sübjektif yargılarla bunu haber niteliğine büründürüp kamuoyuna sunan kişi ve kurumlar işbu iddialarını delillendirmek ve müvekkilin üzerine atılan bu çirkin ithamların sebebini göstermekle mükelleftir.
     Müvekkilimiz, bugüne dek basına yansımış tüm hukuksuz haberlerle yasal yollardan mücadele etmiş, iddia edildiğinin aksine bir gün olsun hukuksuz bir ikna çabasıyla haber yapılmasına veya bir takım kayıtların yayılmasına engel olmamıştır.
     Tüm bu süreçte müvekkilimizi yıpratmaya yönelik asılsız iddialarla yapılan haberlere sessiz kalmamız mümkün olmamakla; bu yönde verdiğimiz hukuk mücadelesi haklılığımızın bir sonucu olarak karşılığını almaktadır. Şöyle ki; gerek bu haberlere yönelik yaptığımız tekzipler, gerek yetkililer hakkında Cumhuriyet Başsavcılıklarına yaptığımız şikâyetler sonuç vermekte olup, hukuken bu haberlerin kaldırılmasına yönelik kararlar alınmaktadır. İfade etmek isteriz ki; Müvekkil hakkında GSM Şirketlerini ikna etmeye çalıştığı yönündeki bu son iddialar, hukuk mücadelemizin sonuçlarından rahatsız olanların müvekkili karalamaya yönelik yeni bir girişimidir.

Abdullah TIVNIKLI Vekili Av. Dr. Ramazan ARITÜRK & Av. Cihat GÖKDEMİR

Yazarın Diğer Yazıları