Madımak Katliamı nedir

Madımak Katliamı nedir
Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan katliamın 28 yıldönümü. Madımak Oteli’nde 33 konuk, 2 otel görevlisi yaşamını yitirdi. Sivas Katliamı nedir? Sivas Olayları nedir? Madımak Katliamı ne zaman yaşandı? Madımak katliamında kaç kişi yaşamını yitirdi? Madımak Olayı'nda dava sürecinde neler yaşandı?

Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde yaşanan katliamın 28. Yıldönümü. Her yıl katliamda yaşamını yitirenler için anma törenleri düzenleniyor. Madımak Olaylar sonucunda  33 konuk, 2 otel görevlisi ve 2 saldırgan yaşamını yitirdi.

MADIMAK’TA OLAYLAR NASIL BAŞLADI?
2 Temmuz günü Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önüne bir yürüyüş başladı.
"Sivas laiklere mezar olacak" atılan sloganlardan biriydi. Saldırgan grubun bir kısmı yeni dikilen "Halk Ozanları" heykelini yıkıp, yerde sürüklerken; bir kısmı Valilik önünde Ahmet Karabilgin''i protesto etti.
Valinin katliam sonrası İçişleri Bakanlığı''na gönderdiği rapora göre, saldırganların sayısı her saat artıyordu. Yine aynı rapora göre, akşam saat 18:00''de Madımak Oteli''nin önünde o ana kadar hiçbir aşamada dağıtılmamış 15 bin kişi vardı. Otel önündeki araçlar ve sürüklenen heykel ateşe verildi, otelin camları kırıldı.
Yaklaşık 2 saat sonra otel ateşe verildi, saldırgan kalabalık sloganlarına devam etti.
Madımak Oteli''nin önünden çekim yapan İhlas Haber Ajansı''nın görüntülerinde otelin etrafını kuşatanların sloganları yanında sözleri de duyuluyordu. Biri otelin birinci katına çıkan saldırgana "Lan yakın" diye seslenirken, bir diğeri ilk alevin görünmesiyle "Cehennem ateşi işte" diye sesleniyordu.
Kente davet edilen takviye kuvvetler ise zamanında gelmedi veya gelenler yetersizdi. 35 kişi otelde hayatını kaybetti.

İKTİDARDA OLANLARIN TEPKİSİ NE OLDU?
Turgut Özal''ın ölümünden sonra Cumhurbaşkanı seçilen Süleyman Demirel''in yerine DYP Genel Başkanı seçilen ve Başbakan olan Tansu Çiller görevi devralalı henüz bir hafta olmuştu.
Çiller''in Madımak Oteli''nde yaşananların ardından söylediği sözler tartışma yaratacaktı: "Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir."
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise olayın münferit olduğunu ve "Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmemiş olmasını" vurguluyordu:
"Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır... Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır."

İlerleyen günlerde fotoğraflarda görülen ve halka "Gazanız mübarek olsun" sözlerini sarf eden kişinin Sivas Belediye Meclisi''nin Refah Partili üyesi Cafer Erçakmak olduğu ortaya çıktı.
Karamollaoğlu''nun ilerleyen yıllarda, baştan itibaren olayları yatıştırmaya çalıştığını ve ölümlere çok üzüldüğünü söylemekle birlikte olayları katliam olarak nitelememesi ve oteldekilerin pencereleri açmamalarını vurgulaması tartışma yarattı.
Karamolaoğlu, 24 Haziran seçimleri öncesinde Artı TV''de katıldığı programda Sivas''la ilgili bir soru üzerinde şunları söyleyecekti:
"Katliam olarak vasıflandırmadım. Bu üzücü bir hadisedir. Bu, hakikaten çok acı olarak tarif edilir. Ancak; katliam demek kasıtlı olarak ben bu insanları öldürmek için şunu yaptım denirse olur. Onun adı katliam olur. Ama orada bir hadise meydana gelmiş; oteldeki perdeler yakılmış, arabalar yakılmış.. Arkasında da ateş bacayı sarmış. İçerideki insanlar da benim hala anlayamadığım, pencereleri açmadıklarından dolayı insanlar ölmüş."

YARGILAMA SÜRECİNDE NELER YAŞANDI?
Çeşitli mahkemelerde başlatılan soruşturmalar o dönem kapatılmamış olan Devlet Güvenlik Mahkemesi''nde (DGM) son buldu. Mahkeme ise görevsizlik kararı vererek dosyayı Yargıtay''a gönderdi. Yargıtay ise dosyaya bakması gereken yerin Ankara DGM olduğuna karar vererek dosyayı geri gönderdi.
Ankara 1 Nolu DGM''ye sunulan iddianamede olayların nedeni, "şenliklere katılanlar" olarak gösterildi, Aziz Nesin''in varlığı "eylemin hazırlayıcı sebepleri" arasında sayıldı.
İddianamede şu ifadeler yer alıyordu:
"Hele hele Aziz Nesin''in İslam Dini''ne karşı tutum ve davranışları ve açıklamaları, kapalı bir salonda düzenlenen toplantıda terör örgütü militanları için saygı duruşunda bulunulması, eylemin hazırlayıcı nedenleri arasında sayılabilir


İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise Aziz Nesin''i hedef gösterdi: "Aziz Nesin''in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir."
Aziz Nesin, ilerleyen günlerde Gazioğlu''nun "yalancılıkla" suçladı.
Koalisyon ortağı SHP''nin eski genel başkanı, dönemin başbakan yardımcısı Erdal İnönü, olaylar sırasında Aziz Nesin''le telefonla görüşerek "en kısa zamanda takviye güç gönderileceğini, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacağını" söyledi.
İnönü, katliam ardından SHP''ye ve kendisine yönelik eleştirilere, "Ne yapayım, yetkim yoktu" cevabını verdi.

TEMEL KARAMOLLAOĞLU NASIL BİR TAVIR SERGİLEDİ?
Madımak Oteli''nden sağ kurtulan Aziz Nesin, Temel Karamollaoğlu''nu "Gazanız mübarek olsun" diye bağırarak saldırgan grubu kışkırtmakla suçladı.
O dönem bazı gazetelerde aracın üzerine çıkıp konuşma yapan ve daha sonra Nesin, itfaiye merdiveniyle otelden çıkartılırken onu tartaklayan bir kişinin fotoğrafları yayımlandı.
Gazeteler, "provokatör" olarak nitelendirdikleri bu kişinin Belediye Başkanı Karamollaoğlu olduğunu öne sürdü.
Karamollaoğlu, yangını başlatan kalabalığı azmettirdiği iddialarını hiçbir zaman kabul etmedi.
DGM Başsavcısı Nusret Demiral dava henüz sonuçlanmadan, "Olayda örgüt yok, tahrik var" açıklaması yaptı. Görülen davanın karar metninde de buna paralel bir yaklaşım göze çarpmıştı. Gerekçeli kararda Aziz Nesin vurgusu vardı:
"...Sivas olaylarının devlete ve laik düzene yönelik olmadığı, Aziz Nesin''in Şeytan Ayetleri kitabını yayınlamasına duyulan öfke, kin ve nefretin oluşturduğu tahrik sonucu ve Aziz Nesin''e yönelik bir eylem olduğu, kast edilen Aziz Nesin olmasına rağmen hedefte sapma sonucu 37 masum insanın ölümü ile sonuçlanan bu olayların…"
Kararla birlikte 22 sanık hakkında 15''er yıl, 3 sanık hakkında 10''ar yıl, 54 sanık hakkında 3''er yıl, 6 sanık hakkında 2''şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Ancak bu karar temyiz edildi.
Uzun süren hukuk süreci 2001 yılında sonuçlandı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi''nin onadığı karar uyarınca, Cumhuriyete karşı örgütlü kalkışma girişiminde bulunan sanıklardan 33''ü ölüm cezası aldı; dördü 20 yıl, biri 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

DAVA NİÇİN KAPATILDI?
Süren davalar, temyizler, müdahil avukatların talepleri yıllarca devam etti. Sivas Katliamı Davası 20 yılın ardından 13 Mart 2012''de mahkemenin davayı zaman aşımı nedeniyle düşürmesiyle kapandı.
Aralarında katliamda yakınlarını kaybedenlerin aileleri başta olmak üzere, sivil toplum kuruluşları ve partiler "insanlık suçlarında zaman aşımının kaldırılmasını" talep etti ancak talepleri bir karşılık bulmadı.
Mahkeme Başkanı, "İnsanlık suçunda zaman aşımı olmaz ama bu suçu işleyenler kamu görevlisi değil sivil oldukları için davanın düşmesine karar verilmiştir" dedi.
Karar üzerine dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Yıllar yılı içerde olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı" dedi. Erdoğan kararı ayrıca, "İdam kalktığı için 33 kişi ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldu. Bunlar hep gözden kaçıyor. Hedef saptırılıyor" diyerek yorumladı.
Erdoğan ayrıca Sivas davasında mağdurlar olduğunu söyleyerek, "Sivas''a birçok gidişimde babalarının haksız yere, herhangi bir taksiratı olmadığı halde idama mahkum edildiği için ağlayan 15, 18, 19 yaşında kızlar var. Bunları göz ardı etmek suretiyle tek tarafa siyasi bir servis yapmayı doğru bulmuyorum. Gidip Ankara Adalet Sarayı''nın önünde gösteri yapmak suretiyle belli bir ideolojinin borazanlığını yapmanın doğru olduğuna inanmıyorum" diye konuştu.

KATLİAMIN YAŞANDIĞI MADIMAK OTELİ’NE NE OLDU?
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği gibi Alevi örgütleri başta olmak üzere, her yıl olaylarla ilgili anma programı düzenleyen kurumlar, otelin ''Utanç Müzesi'' olmasını talep ediyor.
Ancak bu talep bugüne kadar hükümetler tarafından kabul edilmedi.
Katliamı takip eden yıllarda otelin girişinde bir kebap lokantası açıldı. Bu, mağdur yakınlarının tepkisine neden oldu.
Lokanta, tepkiler ardından 2009 yılında taşındı.
Otel ise kamulaştırıldı, yenilendi ve 2011''de Bilim ve Kültür Merkezi olarak kullanıma açıldı.
Merkezdeki anı köşesine, olaylarda ölen 33 aydın, iki otel görevlisi yanında iki göstericisininde adı yazıldı. Listede iki göstericinin de adının yer alması, katliam mağduru ailelerin tepkisini çekti.Sivas anmalarını düzenleyen kurumlar özellikle her yıl 2 Temmuz''da "Utanç Müzesi" taleplerini yineliyor.

Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan katliamın 28 yıldönümü. Madımak Oteli’nde 33 konuk, 2 otel görevlisi yaşamını yitirdi. Sivas Katliamı nedir? Sivas Olayları nedir? Madımak Oteli’nde ne oldu?  Madımak Katliamı ne zaman yaşandı? Madımak Katliamı. Madımak Olayı nedir? Madımak katliamında kimler yaşamını yitirdi? Madımak olaylar nasıl başladı? Madımak olayında iktidardakilerin tepkisi nasıl oldu?  Madımak Olayında dava sürecinde neler yaşandı? Madımak Olayında Temel Karamollaığlu nasıl bir tavır sergiledi? Madımak Davası neden kapatıldı? Madımak Oteli’ne ne oldu? 

Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde yaşanan katliamın 28. Yıldönümü. Her yıl katliamda yaşamını yitirenler için anma törenleri düzenleniyor. Madımak Olaylar sonucunda  33 konuk, 2 otel görevlisi ve 2 saldırgan yaşamını yitirdi.

MADIMAK’TA OLAYLAR NASIL BAŞLADI?
2 Temmuz günü Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önüne bir yürüyüş başladı.
"Sivas laiklere mezar olacak" atılan sloganlardan biriydi. Saldırgan grubun bir kısmı yeni dikilen "Halk Ozanları" heykelini yıkıp, yerde sürüklerken; bir kısmı Valilik önünde Ahmet Karabilgin''i protesto etti.
Valinin katliam sonrası İçişleri Bakanlığı''na gönderdiği rapora göre, saldırganların sayısı her saat artıyordu. Yine aynı rapora göre, akşam saat 18:00''de Madımak Oteli''nin önünde o ana kadar hiçbir aşamada dağıtılmamış 15 bin kişi vardı. Otel önündeki araçlar ve sürüklenen heykel ateşe verildi, otelin camları kırıldı.
Yaklaşık 2 saat sonra otel ateşe verildi, saldırgan kalabalık sloganlarına devam etti.
Madımak Oteli''nin önünden çekim yapan İhlas Haber Ajansı''nın görüntülerinde otelin etrafını kuşatanların sloganları yanında sözleri de duyuluyordu. Biri otelin birinci katına çıkan saldırgana "Lan yakın" diye seslenirken, bir diğeri ilk alevin görünmesiyle "Cehennem ateşi işte" diye sesleniyordu.
Kente davet edilen takviye kuvvetler ise zamanında gelmedi veya gelenler yetersizdi. 35 kişi otelde hayatını kaybetti.

İKTİDARDA OLANLARIN TEPKİSİ NE OLDU?
Turgut Özal''ın ölümünden sonra Cumhurbaşkanı seçilen Süleyman Demirel''in yerine DYP Genel Başkanı seçilen ve Başbakan olan Tansu Çiller görevi devralalı henüz bir hafta olmuştu.
Çiller''in Madımak Oteli''nde yaşananların ardından söylediği sözler tartışma yaratacaktı: "Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir."
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise olayın münferit olduğunu ve "Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmemiş olmasını" vurguluyordu:
"Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır... Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır."

İlerleyen günlerde fotoğraflarda görülen ve halka "Gazanız mübarek olsun" sözlerini sarf eden kişinin Sivas Belediye Meclisi''nin Refah Partili üyesi Cafer Erçakmak olduğu ortaya çıktı.
Karamollaoğlu''nun ilerleyen yıllarda, baştan itibaren olayları yatıştırmaya çalıştığını ve ölümlere çok üzüldüğünü söylemekle birlikte olayları katliam olarak nitelememesi ve oteldekilerin pencereleri açmamalarını vurgulaması tartışma yarattı.
Karamolaoğlu, 24 Haziran seçimleri öncesinde Artı TV''de katıldığı programda Sivas''la ilgili bir soru üzerinde şunları söyleyecekti:
"Katliam olarak vasıflandırmadım. Bu üzücü bir hadisedir. Bu, hakikaten çok acı olarak tarif edilir. Ancak; katliam demek kasıtlı olarak ben bu insanları öldürmek için şunu yaptım denirse olur. Onun adı katliam olur. Ama orada bir hadise meydana gelmiş; oteldeki perdeler yakılmış, arabalar yakılmış.. Arkasında da ateş bacayı sarmış. İçerideki insanlar da benim hala anlayamadığım, pencereleri açmadıklarından dolayı insanlar ölmüş."

YARGILAMA SÜRECİNDE NELER YAŞANDI?
Çeşitli mahkemelerde başlatılan soruşturmalar o dönem kapatılmamış olan Devlet Güvenlik Mahkemesi''nde (DGM) son buldu. Mahkeme ise görevsizlik kararı vererek dosyayı Yargıtay''a gönderdi. Yargıtay ise dosyaya bakması gereken yerin Ankara DGM olduğuna karar vererek dosyayı geri gönderdi.
Ankara 1 Nolu DGM''ye sunulan iddianamede olayların nedeni, "şenliklere katılanlar" olarak gösterildi, Aziz Nesin''in varlığı "eylemin hazırlayıcı sebepleri" arasında sayıldı.
İddianamede şu ifadeler yer alıyordu:
"Hele hele Aziz Nesin''in İslam Dini''ne karşı tutum ve davranışları ve açıklamaları, kapalı bir salonda düzenlenen toplantıda terör örgütü militanları için saygı duruşunda bulunulması, eylemin hazırlayıcı nedenleri arasında sayılabilir

İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise Aziz Nesin''i hedef gösterdi: "Aziz Nesin''in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir."
Aziz Nesin, ilerleyen günlerde Gazioğlu''nun "yalancılıkla" suçladı.
Koalisyon ortağı SHP''nin eski genel başkanı, dönemin başbakan yardımcısı Erdal İnönü, olaylar sırasında Aziz Nesin''le telefonla görüşerek "en kısa zamanda takviye güç gönderileceğini, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacağını" söyledi.
İnönü, katliam ardından SHP''ye ve kendisine yönelik eleştirilere, "Ne yapayım, yetkim yoktu" cevabını verdi.

TEMEL KARAMOLLAOĞLU NASIL BİR TAVIR SERGİLEDİ?
Madımak Oteli''nden sağ kurtulan Aziz Nesin, Temel Karamollaoğlu''nu "Gazanız mübarek olsun" diye bağırarak saldırgan grubu kışkırtmakla suçladı.
O dönem bazı gazetelerde aracın üzerine çıkıp konuşma yapan ve daha sonra Nesin, itfaiye merdiveniyle otelden çıkartılırken onu tartaklayan bir kişinin fotoğrafları yayımlandı.
Gazeteler, "provokatör" olarak nitelendirdikleri bu kişinin Belediye Başkanı Karamollaoğlu olduğunu öne sürdü.
Karamollaoğlu, yangını başlatan kalabalığı azmettirdiği iddialarını hiçbir zaman kabul etmedi.
DGM Başsavcısı Nusret Demiral dava henüz sonuçlanmadan, "Olayda örgüt yok, tahrik var" açıklaması yaptı. Görülen davanın karar metninde de buna paralel bir yaklaşım göze çarpmıştı. Gerekçeli kararda Aziz Nesin vurgusu vardı:
"...Sivas olaylarının devlete ve laik düzene yönelik olmadığı, Aziz Nesin''in Şeytan Ayetleri kitabını yayınlamasına duyulan öfke, kin ve nefretin oluşturduğu tahrik sonucu ve Aziz Nesin''e yönelik bir eylem olduğu, kast edilen Aziz Nesin olmasına rağmen hedefte sapma sonucu 37 masum insanın ölümü ile sonuçlanan bu olayların…"
Kararla birlikte 22 sanık hakkında 15''er yıl, 3 sanık hakkında 10''ar yıl, 54 sanık hakkında 3''er yıl, 6 sanık hakkında 2''şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Ancak bu karar temyiz edildi.
Uzun süren hukuk süreci 2001 yılında sonuçlandı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi''nin onadığı karar uyarınca, Cumhuriyete karşı örgütlü kalkışma girişiminde bulunan sanıklardan 33''ü ölüm cezası aldı; dördü 20 yıl, biri 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

DAVA NİÇİN KAPATILDI?
Süren davalar, temyizler, müdahil avukatların talepleri yıllarca devam etti. Sivas Katliamı Davası 20 yılın ardından 13 Mart 2012''de mahkemenin davayı zaman aşımı nedeniyle düşürmesiyle kapandı.
Aralarında katliamda yakınlarını kaybedenlerin aileleri başta olmak üzere, sivil toplum kuruluşları ve partiler "insanlık suçlarında zaman aşımının kaldırılmasını" talep etti ancak talepleri bir karşılık bulmadı.
Mahkeme Başkanı, "İnsanlık suçunda zaman aşımı olmaz ama bu suçu işleyenler kamu görevlisi değil sivil oldukları için davanın düşmesine karar verilmiştir" dedi.
Karar üzerine dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Yıllar yılı içerde olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı" dedi. Erdoğan kararı ayrıca, "İdam kalktığı için 33 kişi ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldu. Bunlar hep gözden kaçıyor. Hedef saptırılıyor" diyerek yorumladı.
Erdoğan ayrıca Sivas davasında mağdurlar olduğunu söyleyerek, "Sivas''a birçok gidişimde babalarının haksız yere, herhangi bir taksiratı olmadığı halde idama mahkum edildiği için ağlayan 15, 18, 19 yaşında kızlar var. Bunları göz ardı etmek suretiyle tek tarafa siyasi bir servis yapmayı doğru bulmuyorum. Gidip Ankara Adalet Sarayı''nın önünde gösteri yapmak suretiyle belli bir ideolojinin borazanlığını yapmanın doğru olduğuna inanmıyorum" diye konuştu.

KATLİAMIN YAŞANDIĞI MADIMAK OTELİ’NE NE OLDU?
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği gibi Alevi örgütleri başta olmak üzere, her yıl olaylarla ilgili anma programı düzenleyen kurumlar, otelin ''Utanç Müzesi'' olmasını talep ediyor.
Ancak bu talep bugüne kadar hükümetler tarafından kabul edilmedi.
Katliamı takip eden yıllarda otelin girişinde bir kebap lokantası açıldı. Bu, mağdur yakınlarının tepkisine neden oldu.
Lokanta, tepkiler ardından 2009 yılında taşındı.
Otel ise kamulaştırıldı, yenilendi ve 2011''de Bilim ve Kültür Merkezi olarak kullanıma açıldı.
Merkezdeki anı köşesine, olaylarda ölen 33 aydın, iki otel görevlisi yanında iki göstericisininde adı yazıldı. Listede iki göstericinin de adının yer alması, katliam mağduru ailelerin tepkisini çekti.Sivas anmalarını düzenleyen kurumlar özellikle her yıl 2 Temmuz''da "Utanç Müzesi" taleplerini yineliyor.

İlgili Haberler