3 Mayıs Türkçüler bayramı kutlu olsun

Sayın okurlarım, üç gün sonraki Pazar günü 3 Mayıs. Türk milliyetçilerinin “mutlu gün” kabul ettikleri bayram günümüz. Kutlu ve mutlu olsun.
Büyük Bozkurt Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün vefatından sonra, İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı siyasi yapılanmanın da tesiri ile Cumhuriyet Türkiyemiz sosyalist fikriyatının inkârcı ve köksüz uygulamalarına kapılmış, inanç ve milli değerleri yüksek olan insanımızın özellikle eğitim sistemi bozulmaya yüz tutmuştu. Milliyetçi ve tekamülcü düşünce sistemimiz yerini, devrimci bir sosyalist düşünce sistemine bırakmıştı. İktidarın emrine giren bütün devlet kurumlarımız da, “milli olma” özelliklerini yitirmişlerdi.
İşte; kalemini kılıç gibi kullanarak, bu gidişe ve görüşe “dur” diyen ilk kişi, rahmetli H. Nihal Atsıız Hocamız olmuştur. O günlere kadar duygu ve düşüncedeki Türkçülük fikri, ilk defa hareket haline dönüşmüş. Türkçülük düşünce sistemi de mücadele meydanlarına taşınmıştır. Hoca’nın kendi ifadelerine göre, Türkçülük 3 Mayıs ile “Hayalin yumuşak bulutlarından gerçeğin sert topraklarına düşmüştür.”
1944 Olayları nasıl meydana gelmiştir?
Cumhuriyet’imizin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu, 5 Ağustos 1942 günü, TBMM kürsüsündeki konuşmasında; “-Biz Türküz-Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir” demiştir. Onun bu davranışı, Atsız Hoca’nın çıkardığı Türkçü Orkun Dergisi’nde, kendi imzası ile “Başbakan Şükrü Saraçoğlu’na Açık Mektup” yazmasına sebep olmuştur. Ve “-Sayın Başvekil, hem Türkçü hem de Başvekil olduğunuz için size bu mektubu yazıyorum. Çünkü Türkçü olmayan bir Başvekil’e hitap etmenin, ne kadar boş olduğunu bilirim” demiştir.
Hoca, iki açık mektubunun birinde, suçladığı ve yirmi beş yıl sonra, yurtdışına kaçarken öldürülen komünist Sabahattin Ali’nin açtığı hakaret davasının oturumu için Ankara’ya geldiğinde, bizlerin de içinde bulunduğumuz milliyetçi gençlik tarafından karşılanmış, adliye sarayında ve şehir içinde kendisine gösterilen sevgi gösterileri, mevcut yönetimi endişelendirmiştir. Verilen altı aylık mahkumiyet cezası ertelenmiş fakat Orkun Dergisi kapatılarak Hoca’nın edebiyat öğretmenliğine son verilmiştir. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de, 19 Mayıs Gençlik Bayramı’nın açılış konuşmasındaki söylemi ile Türk Milliyetçilerini, Turancılıkla suçlamış ve tutuklanan, üsteğmen Alpaslan Türkeş’in de içinde bulunduğu Milliyetçi aydınlardan yirmi üçü, bir buçuk yıl süreli, tabutluklarda tutuklanarak muhakeme edilmişler ve sonunda beraat etmişlerdir.
İşte, Atsız Hoca’nın hakaret davasının ikinci oturumu için 3 Mayıs günü Ankara’ya gelişinde, milliyetçi gençliğin gösterdiği büyük ilgi unutulmayan yankılarla günümüze kadar taşınmış ve Türk Milliyetçiliğinin uyanış günü olarak her yıl Türkçüler Bayramı kutlanmıştır.
1992 yılında İstanbul Dedeman Oteli’nde, “Türkçüler Haftası” etkinliği olarak düzenlenen toplantıdaki konuşmasında rahmetli Alpaslan Türkeş Beğ, o günlerin tanıklığını yaparak, “3 Mayıs hadiselerinde en gencimiz Sami Yavrucuk’tu” diyerek, hafızasının kuvvetini göstermiş ve beni de mükafatlandırmıştır.
Sayın okurlarım, 3 Mayıs Türkçülüğün tarihinde hiç şüphesiz bir dönüm noktasıdır ve Türkçüler Bayramı’dır.
Bizler yine, mahkeme salonlarında yan yana oturan ve şimdi de Karacaahmet Mezarlığı’nda yan yana yatan üç Türkçü büyüğümüz H.Nihal Atsız’ı, Necdet Sancar’ı ve Muzaffer Eriş’i, 3 Mayıs Pazar günü saat 11:00’de, bütün Türkçüler adına ziyaret edeceğiz. Oradan da, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın Belgrat ormanındaki Kömürcükent Piknik alanında Türkçüler Bayramı’mızı kutlayacağız.
Tanrı Türk’ü Korusun.  

Yazarın Diğer Yazıları