40 yıldır aklınız neredeydi?

Memleketin hali, çok değil 24 saat kayda alınıp sonra da o kayıt, işlenmemiş, ham haliyle vizyona sokulsa, komedi sinemasının kült örneklerinden biri olarak anılabilir yıllar sonra.

Son bomba:

Diyanet İşleri Başkanlığı, şimdi "FETÖ" diye anılan Fethullah Gülen Cemaati'nin 40 yıllık dini söylemini incelemiş ve bunu "Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" diye raporlaştırmış.

Dakika bir gol bir:

Raporu hazırlayan Din İşleri Yüksek Kurulu'nun, daha iki yıl önce ikinci baskısını yaptığı Kuran'ı Anlamaya Giriş kitabının referansları arasında Gülen de vardı.  2 yıl önce, yer gök 17/25 Aralık operasyonunun perde arkasındaki küresel niyetlerle inlerken bile, Diyanet, FETÖ'nün din istismarı yaptığını anlamamış olmalı ki, Kuran'ı Gülen'le anlatmaktan vazgeçmemiş müminlere!

***

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, raporun sunuşunda, Gülen'in "nasıl bir söylem kullandığı ve bu söylemin İslami açıdan ne tür sorunlar taşıdığını anlamak için, 660 saatlik bütün konuşmaları, Türkçe basılmış olan 80 kitabı, çıkardığı dergiler, dergilere yazdığı bütün başyazıları"nın incelendiği bilgisini vermiş.

İyi, güzel de, Gülen son 1-2 yılda yahut 15 Temmuz alçaklığından sonra mı yapmış bu konuşmaları? Ya kitapları?

Yok.

Bizzat çalışmanın Diyanet tarafından sunuşunda da vurgulandığı gibi "40 yıl boyunca"!

Saklı gizli mi yapmış peki?

Yok.

Yine bizzat Diyanet'in sunuşundan anlaşılabileceği gibi gazeteler, televizyonlar, dergiler, internet aracılığıyla, aleni!

E peki, Diyanet bünyesindeki onca ilahiyatçı, imamından müftüsüne, akademisyeninden de yöneticisine hiçbiri anlamamış mı bu dilin "İslami" olmadığını?

"FETÖ" denen yapının din istismarı yaptığının Diyanet tarafından tescil edilmiş olmasını alkışlamak yerine, 40 yıldır akılları neredeymiş, niye göz yummuşlar, niye Müslümanların bu ağa takılmasına engel olmaya çalışmamışlar onu sorgulayın!

***

Zamanın ruhu(!)

TBMM'ye türbanla girdiği gün ona sahip çıkan Nazlı Ilıcak FETÖ şüphelisi, kocası da FETÖ'den ihraç edilen çiçeği burnunda Türk vatandaşı Merve Kavakçı büyükelçi!

***

Düşünülmeye değer bir komplo teorisi

--------

Hem "FETÖ" hem de iktidar kanadından eş zamanlı olarak yürürlüğe sokulan "15 Temmuz'u ulusalcılara yıkma" operasyonu ve kumpasa uğradıklarına hükmedilerek beraat eden Balyoz mağdurlarının TSK'dan tasfiye edildiği iddiaları doğrultusundaki dünkü yazıya "katkıda bulunmak" isteyen bir okumuz var. O da emekli bir TSK mensubu aynı zamanda; İbrahim Doğanay.

2019'un ne AKP ne de çıkaracağı "Başka adayı" açısından kaybetmeye tahammül edilemeyecek bir yıl olduğunu hatırlattıktan sonra şunu iddia ediyor Doğanay:

"Öyle görünüyor ki, bir yandan FETÖ yargılamaları, KHK ihraçları, Cumhuriyet-Sözcü operasyonlarıyla gündemi oyalayıp mücadele adına birşeyler yapıyormuş gibi görünecekler. Diğer yandan da bir ucu FETÖ, diğer ucu PKK olmak üzere çift taraflı yeni bir çözüm süreci başlatacaklar. "Temiz bir sayfa açalım" söylemiyle referandumda yaşadıkları kayıpları telafiye çalışırken, kandıramayacaklarını tecrübe ettikleri Kemalistleri de "hâlâ tehlikeli" ilan ederek tasfiye edecekler..."

Doğanay'ın iddiasına göre böylece hem seçmene selam çakılacak hem de AB-ABD memnun edilmiş olacak!

Dibine kadar komplo olarak da okuyabilirsiniz bunları; 15 Temmuz'dan sonra bile tekrarladıkları "Ergenekon ve Balyoz sapına kadar gerçekti" ders almazlığına bakıp sorgulamayı tercih ederek de...

Seçim sizin...

***

Milliyetçiye yakışmaz

------

Futbol Federasyonu'nun, Türkiye Futbol Direktörlüğünden istifa eden Fatih Terim'e, sözleşmesine uygun olarak 3,5 milyon Euro tazminat ödeyeceği açıklandı.

Terim zaman zaman öfke kontrolünde sorun yaşıyor olabilir, hiç de azımsanmayacak bir kesim için "antipatik" görünebilir lakin bunlardan bağımsız olarak vatanseverliği, milliyetperverliği tartışılmayacak biridir.

İşte bu yanına güvenerek, sözleşmesinin gereği bile olsa, günaşırı ilaç parasını denkleştiremediği için ölen bebek haberleri, işsizlik-parasızlık cinnetinden öldüren anne-baba haberleri aldığımız bir ülkede Terim'in "hak" konusunda bir iç hesaplaşmaya giderek, Milli Takım'dan ayrılıp bir de üzerine böylesine astronomik bir meblağ almayacağına inanmak istiyorum!

"Hak" hükümsüz kalır ve alırsa da "hukuk"un devreye girmesini, spor hukukçularının federasyonun böyle bir sözleşme yapabilmesine yol veren boşlukların doldurulması yönünde baskı oluşturabilmesini diliyorum.

 

Yazarın Diğer Yazıları