A-salaklar

“Cahil toplum, özgür seçim yapamaz!..”
İzledik..
“-Neyin oylandığını biliyor musunuz?.”
 “-Bilmiyorum!..”
-Oy verecek misiniz?!.
“-Vereceğim, evet diyeceğim..”
Niye?!!.. İşte!..
“İşte” si belli.. Çünkü ona  “hayır”  derse camilerin kapatılacağı da söylenmiş, Alevilerin elindeki yüksek yargıya son verileceği de..
Gerisi de önemli değil, doğrusu da!..
“Dağdaki çobanın oyu ile benim oyum aynı olabilir mi!!?”  diyen kızı linç
etmişlerdi!..
Çünkü, tezgahlarını çomaklamıştı..
Bilge adamların sözlerine de itiraz etsinler bakalım!..
“Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür seçim yapamaz!..”
Başka!!?
“Sadece seçim yaptığını zanneder!.. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır..”
Vee!.
“Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir..!”
Şimdi “bidon kafalı”  zevat dellenip, “vay cuntacı, darbeci moruk”  diye seferberlik ilan edecektir ama, kendilerine peşinen “çüşünüz!..” diyorum
Yukarıdaki sözler iki yüzyıl öncesinin düşünürü, Friderch Wilhelm Niettzsche adlı muhtereme aittir.. Kendileri kafadan biraz tahtaları eksik olarak da tanınır ama neme lazım, Allah için çok iyi düşünürmüş, öyle böyle değil!.. Bir oturdu mu düşünmeden kalkmazmış.. Bizim İmralı düşünürü Apo ’bey’in de ilham aldığı bir şahsiyettir, malum ikisi de düşünür ve çatlaktır..
Ama olsun, adamın söyledikleri pek de hikaye değil hani!.. “Çatlak” olması fazla takıp, düşünerek kafayı kırmasından
olabilir..
Madem konuya girdik bu çerçevede bir el şeyiyle gerdek daha yapalım..
“Bir ulusu tek kişinin idare edebileceğine inanırım.. Şu şartla.. O adam, ayaklarında çizme, elinde kırbaç olursa..”
Bunu söyleyen de Algerrnon Sidney adlı baba erenler!..
Sözü de böyle bitmiyor, şunu da ilave
 ediyor..
“O ulus sırtında semerle doğarsa!..”
Şimdi “felsefenin” babalarını bırakıp, bizim takunyalı-çarıklı filozoflara takılalım!..
Doğrusu bizimkiler de okumuş çocuklardır Allah için.. Yurtlarda, rahlelerde sağlam eğitim almışlar, devletten de diplomalılar.. Her deliği de tutmuş vaziyetteler malum.. Sözleri de erdemli ve değerlidir.. Şu sıralar “zafer sonuçlarını” kutladıklarından ayakları yerden kesilmiştir ama olsun hakları!.. Demokrat olduklarından hazım zorluğu yaşayıp “nasıl geçirdik” diye nara atmaları normal..
Felsefi yaklaşımlarından mahrum kalmamanız için, bendenize sundukları çiçeklerden (tüm darbeci(!) hayırcılara da aynı muhabbeti duymaları yönünde programlandıkları için) bir demet aktarayım..
“Milletin yüzde 58’i asker ve yargı vesayetinden kurtulmak için “evet” verdi, biz hayırcıları da silindir gibi ezdi geçti, yenildik, millet iradesine ters düştüğümüzü anladık”  diyemiyorsun, sandıkta fırıldak döndü diyorsun, tüh sana, kalıbından utan...
Ramazan KICIR
Hukukçu-Öğretmen “
(Bu “hukukçu!!-öğretmen!!! ne demekse”Allah akıl fikir versin bile demeyeceğim!..)
“Ne ülkeymiş Türkiye.. Özal zamanından beri “bir grup dahî” ülkenin satıldığını söylüyor. Hâlâ bitmedi.
Kimisi ülkenin bölündüğünü, parçalandığını, kimisi satıldığını yumurtluyor durmadan. Küresel sermaye diye bir kavramla da zihinleri yanıltmaya
çalışıyor.
Hala gerçeklerin farkında değiller. olmadıkları için de hep ters köşe oluyorlar. şu Haçlı yalanı da bıktırdı artık.
Uyanın Behiç Bey uyanın..”
Kalite bu, seviye bu.. Behiç Bey’i, taa o zatın memleketi tasfiyesinden beri uyku tutmuyor, size uyanın diyeceğim de aldığınız hap kafayı bidon ediyor çare yok..!
Yerli filozofların müthiş sözleri çok da, yer kalmadı.

Yazarın Diğer Yazıları