Hem Irak'ın hem de Suriye'nin parçalanmasından en fazla etkilenecek iki ülke İran ve Türkiye'dir.

                Özellikle Türkiye, yüz yıl öncesine kadar yönettiği bu iki ülkenin parçalanmasından en büyük zararı göreceğinin farkına varmıştır.

                Türkiye sınırlarında terör örgütlerinin devletleşmesi ciddi millî güvenlik sorunu olarak ortaya çıkacaktır.

                Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesi bunu engellemeye yönelikti. 

                ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin hiç olmadığı kadar gerilmesinin nedeni de budur.

                15 Temmuz'daki CIA/FETÖ girişimi de bununla ilgilidir, AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin kopma noktasına gelmesi de bu yüzdendir.

Nokta konulamadı!

                PYD ile ABD ilişkilerinin resmileşmesi, PYD'ye ABD'nin verdiği silahlar, ABD'nin Suriye'de Türkiye yerine terör örgütü PYD'yi tercih etmesi ve TSK'nın Suriye'deki etkisini sınırlandırmaya çalışması Türk/ABD ilişkilerinde onarılması imkânsız yaralar açmıştır.

                Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'ye ziyareti öncesinde yaptığı bir konuşmada şunları söylemişti: "Sayın Trump'la yapacağımız görüşme virgül mesabesinde değil, nokta mesabesinde olacaktır." 

                Erdoğan/Trump görüşmeleri yapıldı.

                ABD'ye kesin kararlı giden Erdoğan'ın önüne Trump hangi dosyaları koydu, bilinmiyor.

                Bilinen Türkiye/ABD ilişkilerine nokta konulamadı aksine adeta ilişkiler oluruna bırakıldı.

                ABD/Türkiye hattında tuhaf gelişmeler!

                Erdoğan ABD'deyken Türkiye delegasyonuna saldıran PKK yanlılarına Cumhurbaşkanı korumaları müdahale eder.

                ABD'de yargı Cumhurbaşkanı korumaları hakkında tutuklama kararı çıkarır.

                Bütün ısrarlara rağmen 15 Temmuz darbe girişiminin bir numaralı faili hakkında Türkiye'nin başvurusunu ABD görmezden gelir.

                Türkiye gibi bir müttefikinin bütün karşı çıkışına karşın ABD, bin beş yüz TIR dolusu ağır silahı terör örgütü PYD/PKK'ya verir.

                Tutuklama üstüne tutuklama!

                Türkiye'deki malum davanın bir numaralı sanığı Rıza Zarrab ABD'ye gitti ve tutuklandı.

                Tutuklanma ihtimali olmasına karşın Zarrab niye ABD'ye gitti?

Bu henüz anlaşılmış değildir.

Bu defa Halkbank'ın Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, ABD'ye gitti.

Atilla, İran'a yönelik ABD yaptırımlarını delmek ve bankacılık sahtekârlığı gerekçesiyle New York'ta tutuklandı.

Durumun ne denli hassas olduğu bilindiği halde Hakan Atilla neden ABD'ye gitti?

Bu da anlaşılır değildir!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın değerlendirmesi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tutuklamaların ardından Joe Biden'e şunları söylediği medyada yer aldı.

"-Adalet Bakanlığı Sarraf'ı tutup orada FETÖ'nün yedirip içirdiği isimlere teslim ediyor. ...Enteresandır, mesela tutup iddianameye eşimin TOGEM'in kurucusu olduğu, benim o dernekle ilişkim olduğu falan yazılıyor. Ama o derneğin kurucuları arasında ne eşim var ne de ben... İddianamede adımızın geçirilmeye çalışılması, işin içinde art niyet olduğunu ortaya koyuyor."

Cumhurbaşkanı, bu davayı gerekçe yaparak, Emine Erdoğan üzerinden kendisine gelinmek istendiğini düşünüyor.

Rıza Zarrab'la bağlantılı olarak bu defa zamanın Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan için tutuklama kararı çıkıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu durumu "Pis kokular geliyor, hukuki değil, siyasi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım" olarak değerlendiriyor.

Cumhurbaşkanı şöyle diyor:

"Neymiş? İran'la ilgili yaptırımları delmiş. Biz, Türkiye olarak İran'a bir yaptırım uygulama kararı almadık ki... Ekonomi Bakanı hükümetin attığı bu adımı uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor."

Cumhurbaşkanı Ekonomi Bakanı'na emri verenin kendisi olduğunu söyleyerek açıkça "Bir hesabınız varsa benimle olmalı" diyor.

Türkiye, ABD'nin eyaleti değil ki İran'a ya da başka bir ülkeye bu ülkenin uygulamaya koyduğu yaptırımlar konusunda ABD'nin almış olduğu kararları uygulasın. 

Bütün bunlar Türkiye'ye Suriye'de geri adım attırmak için yapılıyor.

Bu bağlamda Türkiye yeni sürprizlere hazır olmalıdır.

ABD, müttefik ve dost olmadığını göstermiştir.