Adalet

                Adalet deyince sadece sözlükten bir kelime akla geliyorsa bittiğimizin işaretidir. Adalet yüce dinimizin emri, demokrasinin gereği olan bir zorunluluktur. Maalesef bugün bakıldığında adaletin iyi bir anlayıştan ziyade her türlü haksızlığın yolsuzluğun, sömürünün yapıldığı, büyüğün küçüğe hükmettiği, hülasa insanlığa yakışmayan davranışların sergilendiği bir sistem olarak kullanıldığı görülmektedir. Bazen de içinde nelerin döndüğü herkesçe malum binalara verilen adliye sarayı adıdır. Bazı kişilerin ise kendini adil göstermek, insanları daha kolay kandırmak adına çocuğuna veya kurduğu kuruluşa koyduğu bir isim olarak karşımıza çıkmaktadır.

                Halbuki hocalar her cuma hutbede okuduğu ayeti kerimenin mealini açıklarken "Allah'ın kullarından adalet üzere hareket etmelerini, adil olmalarını söylediğini ve bu konuda tutmaları için onlara öğüt verdiğini" söyler. Demek ki isimlerin adalet olmasının adilliği getirmediğini, kuruluşların, kurumların ve kişilerin adlarının adalet olmasının ise günümüzde sadece ve sadece insanları kandırma ve susturmanın bir yöntemi olarak kullanıldığını göstermektedir. Bugün adaletin Allah'ın emirlerine uymamanın bir kılıfı olarak kullanıldığı ve Müslüman gibi gözükerek İslamiyet'in dışına çıkarak şirke girmenin dolambaçlı yolu olmasıdır.

***

                Adalet var mı diye güzel yurdumuz Türkiye'ye dönüp bakacak olursak; çalışandan peşin peşin vergi alınırken, devasa şirketlerin zarar göstererek vergi ödememesi veya yaptığı işten dolayı kazancıyla orantılı vergi vermemesi hangi adalettir? Her hangi bir kuruma işin düştüğünde gördüğün muamele ve işinin çözüme kavuşması güç sahibiyle aynı mıdır? Çiftçinin üretimden, tüketicinin cebinden çalınan milyonlarca liranın birilerinin cebine inmesine göz yummak nedir?

                Birileri ahırını dahi elektrikle ısıtırken, diğer tarafta yorganla ısınmaya çalışana o ahırı ısıtanın elektrik parasını ödetmek dinimiz emrine uymak mıdır? Dışarıda petrol ve döviz fiyatları düşerken içeride zam üstüne zam yapmak hangi vicdanın gereğidir? Asil 65 yaşında emekli olurken vekilin iki yılda emekli olup ömür boyu birinci sınıf vatandaş muamelesi görmesi demokrasinin gereği midir? 

                 Her gün girdilere zam yapılırken, nedenleri sorulmayarak aracıların halkı soymasına denetlemeyerek göz yumulması ve yasaların gereğinin  yapılmaması uygun mudur? Tüm girdilere sözleşmeli gibi özel sektörle devlet ortaklaşa zam yaparken, vatandaşın üretimine zam yapılmamasının bir izahı var mıdır?

***

                Erk sahipleri onlarca kişi tarafından korunurken, sade vatandaşın sokağa çıkamaması, evini ve iş yerini hırsızların soyup soğana çevirmesi neyin sonucudur? Vatan, millet ve bayrak uğruna garibanın çocukları şehit düşerken, siyasi erkin, bürokratın ve zenginin çocuklarının barlarda kafa çekip milleti soymaları doğal mıdır? Gariban iş bulamazken, bazılarının çocuklarının sınavsız ballı işlerde çalıştırılması hangi yasanın gereğidir? Hülasa Türkiye'de her şeyin güce göre ayarlanması insani, İslami kuralların gereği olan adalete uygun mudur?

                Durum bu olunca ülkemizde adaletten söz edilebilir mi? Eh adalettin olmadığı bir yerde İslamiyet'ten de bahsedilemez. İslamiyet'in olmadığı bir yerde Allah'ın emirlerine de uyulmuyor demektir. O zaman adında adalet olmuş veya olmamış ne yazar. Sen Allah'a şirk koşuyor ve insanları kandırıyorsun demektir. Unutulmasın ki insanları kandıranlar çoban olmadığı gibi kandırdıkları insanlar da koyun değildir. O gasp edilen adalet var ya mutlak bir gün gasp edenlere de lazım olacaktır. Ancak son çırpınış bir çare olmayacaktır.    

Yazarın Diğer Yazıları