Ahiliği Türk dünyasına yaymak

Anadolu’nun Türkleşmesinde, Türkçenin yaygınlaşmasında, yerleşik hayata ve şehir düzenine geçilmesinde önemli katkıları bulunan Ahilik, Türk örf ve adetlerinin İslam inancı ile bütünleşmesi sonucu ortaya çıkmış olan esnaf ve sanatkarlar birliğinin adıdır. Hoca Ahmet Yesevi’nin yolundan giden Ahi Evran tarafından 13. yüzyılda kurulmuş olan ‘Ahilik Teşkilatı’ kendi döneminde Türk toplumunun sahip olduğu öz değerleri, örf ve adetleri ile sosyo-ekonomik yapısına uygun olarak oluşturulan bir teşkilattır. Ahilik teşkilatı, bu yönüyle Türk kültürüne özgü bir kurumdur.
Ahilik cesaret, ahlak ve sanatı bir araya getirerek örgütsel yapıyı sağlamlaştıran, personeli eğitim ve yetenekli olmaya teşvik eden özellikle kırsal yerleşim birimlerinde işletmeleri ekonomik ve sosyal açıdan ayakta tutan temel dinamiklerden birisidir. Ahilik bu ilkeleri işletmeler kadar toplumsal sistem için de vazgeçilmez kabul ederek, günümüz organizasyonlarında bile uygulanması zor olan bir hiyerarşik modeli beraberinde getirmiştir. Usta, kalfa, çırak ve yamak olarak sıralanan çalışma silsilesi işyeri kurmanın ve başarılı birer iş adamı olabilmenin yolunu işaret etmektedir. Ahilik felsefesi bu bakımdan mesleki-teknik eğitimi içselleştirmiş bir yönetim anlayışı ortaya koymaktadır. Ahilik aynı zamanda mal ve hizmet üreten işletmelerde etik kuralları ön plana çıkaran ve daha iyi üretim anlayışıyla tüketiciyi korumaya çalışan bir teknik birim olma özelliği taşımaktadır. Ahi Evran ve Ahilik düşüncesinin Türk dünyası açısından da büyük anlamları vardır. Geçmişte Türkistan topraklarında yakılan meşale, Ahi Evran’ın ortaya koyduğu ilke ve prensiplerle Anadolu’nun aydınlanmasına öncülük etmiştir. Bu sebeple Kırşehir ve Ahi Evran, Türk dünyası için önemli bir merkez konumundadır.
Ancak ülkemizde Ahiliğin bilinmediği ve bu yöndeki tanıtıcı faaliyetlerin yetersiz olduğu ortadadır. Ahiliğin merkezi olarak kabul edilen Kırşehir’de bile bu konudaki farkındalık düzeyinin hayli gerilerde olduğu ifade edilebilir. Ahilik düşüncesinin bilinilirliği üzerine yaptığımız bir araştırmada anketimize katılan işletmelerin %42’sinin Ahilik hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını ve %71’inin Ahi Evran’ı hayali bir kişi olarak değerlendirdiğini tespit etmiştik. Nitekim birkaç gün önce Ahi Evran Üniversitesi’ne bağlı Ahilik Araştırma Merkezi’nin, Atatürk’ün Kırşehir’e geldiğinde uğradığı tarihi  “Hacıbey Konağı”na taşınması sırasında beraber olduğumuz Kırşehir Valisi Özdemir Çakacak, Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Kudret Saylam’ın da bu konudaki eksikliklere vurgu yaptığını gördük. Merkez Başkanı Kazım Ceylan ise törendeki konuşmasında Ahilik felsefesinin, sofra adabından, su içmeye, yürümeye kadar ince kurallar koyduğunu ve yapılan her işin mükemmel yapılmasını hayat felsefesi haline getirdiğini ifade etti. Bu tespitlerden hareketle öncelikle Ahilik ve ona ilişkin temel kavramları, ilke ve davranışları tanıtacak faaliyetlerin düzenlenmesi gerekmektedir. Devletin ilgili kurumlarının bu yöndeki tanıtımları uyumlaştırması ve çoğunluğu KOBİ’lerden oluşan yörelerde farkındalık düzeyinin artırılabilmesi için sivil toplum örgütlerinin teşvik edilmesi sağlanmalıdır. Son olarak belirtmek gerekir ki Ahilik düşüncesinin üniversitelerin tüm bölümlerinde seçmeli ders olarak okutulması, hayati bir proje olarak karşımızda durmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları