Ahmet Yesevi yolunda yürümek...

Yahya Kemal, Ahmet Yesevi hakkında  “Bir araştırın göreceksiniz bizim Milliyetimizi asıl onda bulacaksınız” demektedir. Gerçekten de  “Milliyet”  sözü çok önemlidir. Milliyet kavramını oluşturan iki önemli unsur vardır. Bunlardan birisi dil, diğeri ise kültür ve onun farklı alt boyutlarıdır. Pir-i Sultanın Türkçeye ve Türk dilinin yeniden yükselmesine olan katkıları ve kültür boyutunda güzel dinimiz İslam’ı anlama, anlatma ve yayma gayretleri geniş bir coğrafyayı etkisi altına almıştır. Bu yüzden Yahya Kemal’in Ahmet Yesevi ile ilgili yorumu oldukça anlamlı ve isabetlidir.
Ahmet Yesevi yolunun tarihsel akışına bakıldığında 12. Yüzyılda Selçuklu devletini yönetenler ve geniş halk kitleleri Türkçeyi terk ederek Arapça ve Farsçanın etkisi altına girdiklerinde eski adıyla Yesi bugünkü adıyla Türkistan şehrinden bir ışık yakıldı. Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlar ve tüm Anadolu’yu aydınlatan bu ışık günümüze kadar uzanmaktadır. Hoca Ahmet Yesevi, Türk-İslam düşüncesini bilimin önderliğinde yoğuran bir fikir ve kültür elçisidir.
Ahmet Yesevi ve öğretileri hakkında önemli bir husus, Hazreti Sultan’ın bilgi ve duygu dünyasının dayandığı manevi iklim ve meşruiyet alanıdır. Zira bazı bilgisiz ya da art niyetli kişiler Ahmet Yesevi’nin kendine özgü ve İslam’ın dışında bir din anlayışı ortaya koyduğunu iddia edebilmektedir. Geçtiğimiz yazıda onun Peygamberimizin müjdelediği insan olduğundan söz etmiştik. Divan-ı Hikmet incelendiğinde bu durumu doğrulayan başka bir tespitle karşılaşırız. Onun hikmetlerinin yegane kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Hadisi Şeriflerdir... Ahmet Yesevi’nin 63 yaşına geldiğinde Peygamberimizden daha uzun yaşamamak için kendisini yerin altında bir bölmeye kapatması bir menkıbeden ötedir. Bu kapsamda Ahmet Yesevi’nin fikir sistemine ve öğretilerine bakıldığında 5 önemli unsur öne çıkmaktadır.

 


***

 


Birincisi; Pir-i Sultan Divan-ı Hikmetinde, Allah’a giden yola ulaşmanın garip, fakir ve yetimlere bakmakla, gerçek ihtiyaç sahiplerine yardım etmekle mümkün olabileceğinden söz eder. Bu bir anlamda insana hizmet düsturunun uzantısıdır.

 


***

 


İkincisi; Ahmet Yesevi, yapılan tüm ibadet ve yardımların ihlas ve içtenlikli olmasından bahseder. Riyadan ve gösterişten uzak bir yaşama biçimine öykünür.

 


***

 


Üçüncüsü; Yesevi yolunda kadının çok önemli bir yeri vardır. Divan-ı Hikmetlerinden anlaşıldığı üzere bir gün ulema kanadından Baba Maçin’i kerametli bir kişi olarak Türkistan’a Hoca Ahmet Yesevi’yi teftiş etmeye gönderirler. Sebebi ise kadın ile erkeklerin birlikte ibadet ediyor olmasıdır. Ancak Baba Maçin gördüğü ihlas ve samimiyet karşısında özür dileyerek döner. Bugün Ahmet Yesevi’nin izlerini taşıyan Orta Asya’ya gidildiğinde kadının hayatın içinde ve pek çok meslekte rahatlıkla kendisini gösterebildiği anlaşılmaktadır.

 


***

 


Dördüncü temel unsur; emeğin sömürüsü konusudur... Kendisinin ve ailesinin geçimini tahta kaşık ve kepçe yaparak sağlayan Ahmet Yesevi her emeğin hak ettiği karşılığı almasını ve bunun helal yoldan kazanılmasını salık vermektedir.

 


***

 


Beşincisi ise Kur’an-ı Kerim’de de 100’lerce ayette yer alan bilimin önderliğine ve yol göstericiliğine olan inançtır... Ahmet Yesevi bilimlik işlere ve ilim insanlarına büyük saygı duymuş ve halkı bu konuda bilinçlendirmiştir.
Haftaya yine Ulu Türkistan şehrinde olacağız...

Yazarın Diğer Yazıları