Ak Parti, gençleri kaybediyor

Referandumu anketçiler cephesinden incelersek en ağır yenilgiyi Adil Gür aldı. "Evetler yüzde 60'ı geçer" şeklindeki sallaması fena şişti. Unutmayalım Erdoğan "hedef rakamı"nı bu yüzden yüksek tutmuştu. Tahmin lideri Murat Gezici'nin 51.37'si cuk oturdu. Bu yüzden ekranların yeni yüzü haline geldi. Tarafsız Bölge'de dikkat kesildiğim bölüm diğer tespitlerini sıraladığı dakikalardı. Tamamına katıldığım konuşmasının satır başlarını paylaşacağım:

* Artan işsizlik, hayırları yükseltti. Ak Parti, gençleri kaybediyor. Bunlar genelde 18-27 yaş arasında olanlar. 18 yaşa milletvekilliği ise kabul görmedi.

* Milliyetçilerden bir tık önde olan Ülkücülerin yarısı -yüzde 48- kesinlikle hayır oyu kullandı -sandığa gitmeyenler hariç-.

* MHP'nin ancak yüzde 35'i evet dedi. Diğer kesim hayırı tercih etti. Bunda Akşener, Özdağ ve Oğan'ın katkısı büyüktü.

* Evetlerin yüzde 45'i Ak Parti'nin. Bunun da yüzde 40'ı Erdoğan'ın.

* MHP'nin evete katkısı sadece yüzde 3.5.

* Aralarında HDP tabanının yüzde 1.2'si de olan diğer evetçilerin toplamı yüzde 3.

* TV programları etkili olmadı. İzlenme payı yerlerde süründü. Sosyal medya kullanımı yüzde 45'leri buldu. Düşünün bu oran İngiltere ve Fransa'da 10-12'lerde. Bu da hayırcılara yaradı.

Kılıçdaroğlu'nun başarısı

Murat Gezici'ye göre, referandum kampanyasının başarılılarından biri, belki de birincisi Kemal Kılıçdaroğlu. Dindar kesime ait toplantılara bile katıldı. Sempati topladı. Polemiğe girmedi. Şahsını hedef alan saldırılara cevap dahi vermeyip çok şey kazandı. Halkı kutuplaştırmadı. Böylece önümüzdeki yerel seçimleri nasıl kazanacağının pratiğini yaptı. Kesin olan şey yüzde 25'lere sıkışıp kalmış CHP'yi yukarılara taşımasıydı.

Tarafsız Bölge'nin diğer katılımcıları Murat Gezici'ye sorular yönelterek kişisel meraklarını giderdiler. Hiç kimsenin "mutfaktaki yangın"ı dile getirmemesini çözemedim. İstanbul ve Ankara başta, büyük kentlerin hayırla sonuçlanmasında "kaynamayan tencereler"in etkisinin olduğuna inanıyorum. Etiketlerdeki tırmanış bir türlü hız kesmiyor. Her gün yeni zamlarla karşı karşı karşıyayız. Gelirler yerinde sayıyor, satın alma gücü baş aşağı.

İtiraf ve itirazlar

Ekranların yeni yıldızlarından biri kesinlikle Av. Uğur Poyraz. Değişik giyim-kuşamı bir yana ağzı sağlam laf ediyor. Yasaların uygulanmasını savunuyor. Yüksek Seçim Kurulu'nun son kararlarını yasa dışı ilan etti. "Kanunlar uygulanmak için yapılır. Sandıktan ne çıkacağı önemli değil. Önemli olan yasanın uygulanması" şeklinde konuştu. Gerçek de zaten bu. Elfin Tataroğlu'nun "YSK'nın uygulamalarında hukuksuzluk var" deyişi de Poyraz'a destek oldu.

Av. Yasin Şanlı Ak Parti sözcülüğüne devam etti. Yrd. Doç. Dr. Selman Öğüt'ün bu kadar hırçınlaştığını ilk kez gözlemledim. Yasalar hükümete hizmet ediyorsa savundu. Karşıtlara yarıyorsa yerden yere vurdu. Dinlememe özelliği inanılmaz. Poyraz ve Tataroğlu'nun sözlerini devamlı kesti. Arada ezanın dil değiştirmesine kadar uzanınca "pes" dedim. Öğüt'ün artan siniri beklentisinin gerçekleşmemesinden. Evetlerin düşük çıkmasından meydana geldiği kesin. Metropollerin kaybını da üzüntü sebeplerinden biri olarak kabul edebilirim. Araya sıkışan pirinç muhabbetiyle de Tosya'lı olduğunu öğrendik. Bu ilçe gerçekten lezzetli pirinciyle ünlüdür. Boyabat kadar -Bekir Aydın'a selam- lezzetli ürün yetiştirilir.

AGİT meselesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, işine gelmeyen her uluslararası kuruluşa bindiriyor. Şimdi de hedefine AGİT'i -Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı- oturttu. Bu kuruluşun referandumla ilgili ön raporunda "mühürsüz zarf ve pusulaların yasa dışı olduğunu vurgulaması" belli ki canını sıkan ana neden. Sormak istiyorum; Kopehag'taki AGİT anlaşmasını imzalayan kimdi. Kaldı ki AGİT heyetini biz çağırdık. Bir ayı aşkın süredir Türkiye'deler. Bu durumda bir cumhurbaşkanının "Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye" demesi hiç yakıştı mı? Onun sıkça kullandığı lafı tekrarlayıp yazıyı tamamlayacağım; "Hiç kusura bakmasın"!

Yazarın Diğer Yazıları