Ak Parti'nin ByLock'lularına kadar geldik

Komando eğitiminde kamuflaj önemlidir. "Araziye uyma" tanımlaması, kıyafetlerin bulunulan yere benzer duruma getirilmesinde kullanılır. Genelde düşmanın görüş alanına girmeme anlamındadır. Özellikle nefti -piyade yeşili- renk grinin tonları tercih edilir. Araziye uyma lafına bukalemun manasında da yer vermeye başladık. Yakın zamanın FETÖ'cüleri şimdilerde birer-ikişer yön değiştirdiler. Yıllar yılı Gülen'e omuz vermişlerdi. Bu sayede köşe oldular. Pişmanlık Yasası'ndan da yararlanıp, eski velinimetlerine durmaksızın saldırıyorlar. Aralarında kitap yazan dahi görüyoruz. Artık, "Himmet Komisyonculuğu" yapamayınca bu şekilde nemalanıyorlar.

En önemliler

Peki "Hareketin siyasi kanadı" sorularına kim cevap verecek? Bu noktaya iyice yaklaşıldığı ortada. Fethullah'ın Ak Parti'li ziyaretçilerinin fotoğrafları bile yayınlandı. Başörtüsü alışkanlığı olmayanların dahi örtündükleri görüldü. Tıpkı bazı ülkelerde mecburiyetten saç kapatmalar gibi. Ak Parti milletvekillerinin 80 tanesinin ByLock kullandığı da ayyuka çıktı. Hadi bu rakamı 40'a kadar indirelim. "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" lafı tam bu konuma uygun.

Amerika'da, Kobani'ye silah gönderildiğinden habersiz başkan yardımcısı olduğuna inanabilir misiniz? Erdoğan'ın "Ama ben biliyorum" demesi ve peşinden, olayın görüntülerle sosyal medyada yer alması gerçeğin ta kendisi. Bu kadar güçlü istihbarata sahip -kalkışma hariç- Cumhurbaşkanımızın partisi içindeki FETÖ'cüleri öğrenememesi mümkün mü? Üç küçük yerin belediye başkanını ihraç ederek konu kapatılamaz. Araziye uyabilmek bunlar için imkansız.

Bazı noktalar

Son günlerde gündemden hiç düşmeyen biri var. Film yapımcısı, Ali Ağaoğlu'nun danışmanı ve reklamcı Sinan Çetin. "Şimdi Çetin nereden çıktı" diye sormayın. Yıllar yılı kendisini Van'lı olarak tanıttı. Birden "Gürcüyüm" söylevlerine girişti. Dönüşümünde araziye uyma, Erdoğan'a yakınlaşma gayreti hissediliyor. Tıpkı Leman Sam ve kızı Şevval Sam'ın "Kerkük Kürdüyüm" dedikten sonra yön değiştirmesi gibi. Onlar da soy ağaçlarını inkar edip Gürcistan'a dayandılar. Yeri geldi bir soru sorayım; "Kızların babası Selim Sam değil mi?" Kendileri bildiğimiz kadarıyla Musevi'dir. Amma karışık aile! Desenize araziye uymak her devirde herkes için önemli.

Format değiştirdi

5N1K'nın sonuncusuna sebze çorbası mı, yoksa bol karışımlı kokteyl mi desem, bilmiyorum. New-York izlenimleriyle başlandı. Erdoğan ve ailesinin ABD'deki temasları işlendi. Araya Angelina Jolie-Brad Pitt ayrılığı sıkıştırıldı. Haydar Dümen'i bile buraya monte ettiler. Ünlü cinsel bilgiler eğitmenimiz müthiş bir laf etti; "Evlilik aşkı öldürmüyor katlediyor". Adama sormazlar mı "Hocam sen kaçıncı evlilikten sonra bu kanıya vardın?"

Amerika'daki İslamafobi'ye değinildi peşinden Rusya'daki seçimler sandık başı üçkağıtları işlenerek verildi. Çınar Oskay'ın Küba izlenimleri tekrarlandı. Bu ülkeyi görmesem, anlatılanlara inanacağım. Havana'da sağlam cam yok. Yollarda 50-60 yaşında Amerikan hurdaları. Puro ve sigara içmekten insanların en az %30'u akciğer kanseri. Sonra da bizim devrimciler bağırıyor "Viva Comandante". Araya bunu sıkıştırdıktan sonra devam edelim. Bosna Hersek'in AB'ye "katılım başvurusunun" kabul edildiği söylendi. En sonunda da Emmy Ödülleri. Cüneyt Özdemir kardeşim böyle devam edecekse, isim değişikliği şart. O da "Dünyanın Köpüğü"nü kullanabilir. Nasılsa, NTV'nin Türkçesi bozuk yapımcısı yollandı. Alanı boş kaldı.

Göze çarpanlar

Demet Akalın bu kez "Var mısın, Yok musun"daydı. Eşi ve şirin kızı Hira da onunlaydı. Bu programın "dillere destan" Milano ziyaretinden önce çekildiğini zannediyorum. Neden diye sormayın. Demet'in çarşaf bezleri beyaz kıyafeti "3+1 dairelik alış-veriş"in ürünü olamaz. Bu kadar zevksiz şeylere "köpek kulübesi parası" dahi ödenmez. Oysa yarışmacılardan Betül'ün yerli malı elbisesi muhteşemdi. Şile veya Buldan bezinden imal edilmişti. İtalyanlara bin basar.

...

TRT Nağme her geçen gün daha iyiye gidiyor. İstanbul'dan Ankara'ya, İzmir'den Trabzon'a aynı çizgiyi yakalıyoruz. Birden aklıma geldi. Çukurova'da Ayfer Durak adında bir yapımcı vardı. Ankara'ya alındı ve müdür yapıldı. İyi güzel de, bu kızın sesini özledik. Ara sıra da olsa duymak istiyoruz.

...

Seksenler, TRT'nin gelmiş geçmiş en başarılı dizilerinden. Haftada bir gün yeni bölüm yayınlanıyor. Diğer günler eskiler tekrarlanıyor. Yakın dönemde birtakım çapsız yapımları onun yayın saatine monte ediyorlar. Bu işlem yanlış. Birol Güven ve ekibinin muhteşem çalışması gölgelenmemeli.

Yazarın Diğer Yazıları