Akıllı savunma ve Almanya savunma bütçesi

ABD'nin yeni seçilen başkanı, Donald Trump'ın farkı, Avrupa'da belli olmaya başlamıştır. Türk basınında belki yazan olmuştur, ancak biz rastlamadık. Avrupa basını son iki haftadır, AB-ABD arasındaki savunma ve güvenlik konularını tartışmaktadır. Trump'ın üç cümlesi Avrupalıları harekete geçirmiştir. Trump'ın milliyetçi olarak nitelendirilmesinde payı olan üç cümlesi şudur. 1- Önce Amerika, 2- Müzakereleri devam eden ABD-AB arasındaki ortak ticaret anlaşmasını iptal edeceğim, 3- Avrupa'nın Avrupa güvenliğine daha fazla para harcaması gerekir.

Avrupa'nın çekincesi

Trump'ın bu tavrına NATO yönetiminin ve mevcut ABD Başkanı Obama'nın, NATO üyesi ülkelerin 'Brüt Milli Hasılaları'nın minimum %2'nin güvenlik ve savunma harcamalarına ayırmaları gerektiğini söylemelerini de ilave etmeliyiz. Ancak ABD ve İngiltere'nin dışında yüzde ikilik isteğe uyan olmamıştır. Trump'a göre, Batılı değerleri ve Batı'nın güçlü olmasının faturasını ABD ödemekte ve Avrupalılar keyfini sürmektedir. Ona göre Batılı ülkeler de para harcamalı ve elini taşın altına koymalıdır. Amerika artık daha çok kendini düşünecek ve ortak değil kendi çıkarlarına uygun davranacaktır. Trump'ın koruyucu ve milliyetçi tavrından çekinen Avrupalı ülkeler savunma sanayi ve savunma bütçelerinde artırıma gitmeye başlamışlardır. Avrupa Birliği Komisyonu 30 Kasım'da savunma ve güvenlikle ilgili "Akıllı Savunma" adlı bir proje tanıtmıştır. Bu projenin mahiyeti, AB üyesi ülkelerin ortak bir savunma ve güvenlik normu yaratması, savunma sanayileri arasında iş birliğini sağlamak, ortak teknolojik araştırmalar yapmak ve aynı ürünün farklı ülkelerde yapılmasını yani düblikasyonu önlemektir. AB Komisyonu'nun yaptığı hesaplamalara göre bu projeyle, işlem hacmine bağlı olarak yılda 25-100 milyar Euro kazanç sağlamak mümkün olacaktır. Bunu gerçekleştirmek için 2020 yılına kadar her yıl 90 milyon Euro, sonra da, yılda 500 milyon Euro harcamayı planlamıştır. Bu projeye ilave olarak Komisyon bir de "Avrupa Savunma Fonu" kurmayı planlamaktadır. Planlamaya göre bu fon yaklaşık 5 milyar Euro bütçeli olacak ve daha çok ortak araştırma geliştirme yapacaktır. Özellikle araştırmalarını, elektronik, şifreleme ve robot teknolojisi gibi, günümüzün gerektirdiği ve ihtiyaç duyulan diğer teknolojik alanlarda yapmaktır. Bu projeler hem çok iddialı, hem de yeni başkan Trump'a da güçlü bir mesaj özelliği taşımaktadır. Avrupa'nın Amerika'dan bağımsız davranması ne kadar iyidir sorusunu kimse tam olarak cevaplayamamıştır. AB-ABD ayrılığı veya gerginliği, Rusya ve Çin'in rüyalarını süsleyen bir konudur. Şüphesiz ayrılığa kadar gitmez ama ufak bir mesafe bile dünyada çok şeyi değiştirir.

İyi bir gelişme değil

Alman hükümeti, 2017'de, beklenmedik bir şekilde savunma bütçesinde 2.5 milyar Euroluk artırıma gitmiştir. Bu artırma ile Alman savunma bütçesi, 36.61 milyar Euroyla bir rekor kırmıştır. Başbakan Merkel 'NATO standardı olan, millî hasılanın yüzde ikilik savunma harcamasını hemen yapmamız mümkün değildir, zira 60 milyar Euroluk bir tutarı savunmaya ayırmak kolay değildir' diyerek politikalarını açıklamıştır. Ancak Almanya'nın bu askeri bütçesi tartışmaya açıktır. Zira Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının neden ve sonuçlarını bilenler Almanya'nın yeniden silahlanmasının ne anlama geldiğini bileceklerdir. Biliyorsunuz Türkçede bir tabir vardır "Ağlasam mı gülsem mi bilemedim." Bu deyişe uygun olarak, Fransa ve İngiltere, 2017 Alman savunma bütçesine gülse mi ağlasa mı bilemeyecektir. Zira, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonunda Almanya'yı zorla silahsızlandıran ve ordularını terhis eden Fransa ve İngiltere, şimdi kendi elleriyle silahlandırmaktadır. Avrupa askeri güç dengesi, özellikle de Türkiye açısından kötü bir gelişme olmamakla birlikte, Avrupa'nın bu kadar silahlanması insanlık ve uluslararası barış için iyi bir gelişme değildir.

Yazarın Diğer Yazıları