AKP hayranı CHP kurmayı

Yazar Ali Rıza Üçer’in  “İlk kurşun”  gazetesindeki satırları ile  “Yeni CHP”  yöneticilerini tanımayı sürdürüyoruz..
Sırada Sencer Ayata var..
“Sencer Ayata; Ar-Ge BYK Platformundan
 Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı.
Sencer Ayata’yı Taha Akyol’un yorumuyla daha iyi anlayabiliriz. Taha Akyol’un Milliyet gazetesinde 11 Ekim 2010’da yayımlanan ” CHP’de bir sosyolog “ başlıklı yazısı CHP’deki değişimin ne yönde olduğunun çarpıcı bir göstergesi. Akyol, Sencer Ayata ve Kemal Kılıçdaroğlu’na bu değişime (metamorfoza) katkılarından dolayı bakın nasıl övgüler düzüyor.
” Prof. Sencer Ayata’yı oraya getiren faktör, CHP’de Kılıçdaroğlu ile başlayan “toplumun ihtiyaç ve taleplerini”  anlama çabasıdır. Ayata’nın akademik önemi yaptığı çalışmalardan bellidir.  “Sermaye Birikimi ve Toplumsal Değişim”  konulu çalışması, Anadolu’daki büyük değişimin incelenmesidir. Ayata  “göklerden”  bakıp  “yeşil sermaye” diye damgalamamış, aksine Anadolu’daki sermaye birikimini bir modernleşme süreci olarak incelemiştir.  “Gardırop devrimcisi” nin bakışı değil, sosyoloğun bakışıdır bu... “
Eveet, Türkiye Cumhuriyetinin çözüştürülmesinde ve ’Anadolu İslam Federasyonu’na dönüştürülmesinde (metamorfozunda) itici rol oynayan İslami sermaye birikiminin yeni CHP yönetimine kılavuzluk yapan Sencer Ayata’nın sosyolojik bakışıyla nasıl çarpıtıldığına bakar mısınız?
Sencer Ayata’nın AKP ile ilgili 2007 yılındaki yazısı da oldukça ilginç. CHP’ye biçilen yeni küresel misyonun ipuçları da var bu yazıda. AKP muhafazakâr değerler sistemi içinde modernleşmenin yaygınlaşmasını teşvik ediyormuş. Ekonomi; istihdam, eşitsizlik, sosyal güvence eksikliği gibi temel sorunlar sürüyor olsa da bir bütün olarak büyümüş. Sorunlar sosyal dayanışma ile hafifletiliyormuş. AKP, piyasa ekonomisinin çözemediği istihdam sorunlarını, sosyal sorunları, bu toplumsal dayanışma ağları vasıtasıyla hafifletiyormuş. Piyasa reformlarını, diğer birçok ülkede sol iktidarlar getirirken bizde ekonomik liberalizm uygulayan parti, kendi açıklarını kendi kapatıyormuş. Türkiye’de ekonomik liberalizm, böylelikle muhafazakâr bir cemaatçi dayanışma ile birlikte yürüyor, siyasi istikrar bu yoldan sağlanıyormuş. CHP’nin iktidara gelebilmesi için ekonomiyi AKP’den daha iyi yöneteceğini kanıtlaması gerekiyormuş.
Ekonominin ve istihdamın % 50’den fazlasının kayıt dışı olduğu, işsizliğin % 15’lere, kentlerde eğitimli genç nüfus gruplarındada % 40’lara ulaştığı, gelir dağılımının alabildiğine bozulduğu, yoksulluğun derinleştiği, gerçek ücretlerin gerilediği, vergi yükünün % 70’lere dayanan dolaylı vergilerle yoksul sınıf ve katmanların üzerine yıkıldığı, primlerini ödeyemeyen milyonlarca yurttaşımızın sosyal güvenlik kapsamı dışına itildiği bir sosyoekonomik iklim nasıl da toz pembe hale getiriliyor bakar mısınız?
Şimdi CHP’nin postmodern, neoliberal, küresel ekonomik/politik/sosyal biçimlendirme aşamasına geliyoruz. Bu küresel eklemlenme sürecinde Atlantik ötesindeki think-tank kuruluşlarından CHP’ye biçilen yeni roller de bu sürecin tamamlayıcı unsurları.”
Bitmedi...

Yazarın Diğer Yazıları