AKP'li olmayana ekmek yok!..

Türkiye’nin bugünkü manzarasının izahı budur.. Lafın dobrasıdır bu.. Kafaya türban, dudak üstüne badem bıyık takıp cemaate katılırsan yırttın..
Yoksa, belini doğrultmaya abdestin de yetmez, zikrin de!.. İstediğin kadar
namaza dur!..
Tayyip harbiden ayıp ediyor, adamları milletin ekmeği ile oynuyor, ondan cesaret alıp bunu yapıyorlar..
Kürsüye çıkıp “Yetmiş beş milyon kardeşim..!” diye demek istediği de bu!..  “Yani ey cemaat bana biat et, üç beş sana da bir şeyler düşer, ötesini fazla kurcalama!..”
Kendisine evvel emir bağlı olanların duruşları bir yana.. Paranın pulun, mevki makam peşindekilerin, sahte dönüşleri.. Şarap kadehini elinden düşürmeyen İstanbul dukaları ile, okumuş yazmış doktor, mühendisin, tespihe sarılması!.. (Hele o geleneksel, onlarca yılın toplum sülüğü TV kevaşelerinin rol kapmak için hac-umre yarışına
girmeleri!!)
Her ne ise bu Pazar sözünü edeceğim, işini kaybeden halkımın mektuplarıdır.. AKP’lileşemeyip işten kovulanların satırları..
“Adım Tarık Bektaş K.Maraş’ın Göksun ilçesinde belediyede işçiydim. Son yerel seçimlerden hemen sonra işime son verildi. İşime neden olan 2 gerekçe şunlar: 1- AKP’ye oy vermemek 2- Belediye işçilerini sendikalı yapmak işin uğraşmak. Mahkemeyi kazanmamıza rağmen işten atıldık. 5 işçiyiz işine son
verilen...”
Her gün bu şekilde çok sayıda mesaj
alıyoruz..
Bir süre önce, TBMM kurulundan gazetelere yansıyan fotoğraf karelerini hatırlayın.. Samsun veya Sinop’da bir belediye görevlisinin MHP lideri ile aynı karede görüldüğü fotoğraf, AKP’lilerin ellerinde dolaşıyordu.. Bu muhteremler, adamı işten attırmak için seferber olmuşlardır..
Bunların insanın ekmeği ile oynamaları böyle kolay.. Allah korkusu nerelerdedir?!
Geçelim bir başka mektuba..
Okuyucumuz Sayın Ekrem Özütürk, geçtiğimiz günlerde, dinci bir kanala çıkarılan Ahmet Ağırakça isimli Prof. unvanlı bir zatı dinlemiş ve ne diyeceğini şaşırmış.. Bu Ağırakça isimli Prof. kendisini Arap-Kürt olarak tanımlayıp Türklüğe verip veriştirmiş.. Yapar; adı, unvanı üstünde Prof.. Geçen gün yazmıştım,  “Türklük üniversitelerde diskalifiye ediliyor”  diye..
Öğrenci velileri, çocuklarının kendilerine ders diye öğretilenleri dinledikçe, kafayı üşütecek noktaya geliyorlar ama elden gelen yok.. Karşı çıksalar, çocuklarının başlarına gelecek var..
Bir okurumuz Bartın’dan yazıyor..
“5 Kasım 2010 itibari ile yazmış olduğunuz yazıyı okudum. Esnafım. Bugün değindiğiniz üniversiteler ile ilgili tanık olduklarımı yazmak istiyorum. Mahallemizde bir amca var. Şu anda Türkiye’yi yönetenlerin gayrimilli olduğunu söylüyor. (Ağır sözler söylüyor yazamadım.) O amcanın üniversite mezunu oğlu var, gayrimilli politikacılara tapıyor. Bu örnek bir tane değil, köylüler çok vatansever ve dürüst. O köylülerin üniversitede okuyan ya da üniversite bitirmiş çocukları gayrimillici oluyor. Bu üniversitede ne yapılıyor da yurtsever insanların çocukları gayrimilli oluyor anlayamıyorum. ..”
Buna “panzehir” iki satır ekleyelim...
“Adım Yusuf,  20 yaşındayım. Hukuk öğrencisiyim.. Yeniçağ gazetesi ailemiz için sabah çayından farksız konumdadır bizler için. Tanrı kaleminize kuvvet versin, uzun ömürler versin, Türk’ü korusun ve yüceltsin. ”

Yazarın Diğer Yazıları