Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

AKP'nin neye güvendiği ortaya çıktı!

Seçim şarkısı yapmış sosyal medyada yaymışlardı...

O görüntü gözümün önünde;

CHP'nin üç yöneticisi "millet için geliyoruz" şarkısını birlikte seslendirmişlerdi.

Onları izlerken, "daha şimdiden seçimleri kaybettik" diye düşündüm...

Sosyal medyada hâlâ var, lütfen açıp sizler de izleyiniz...

Onlar şarkı söylerken, Erdoğan ve ekibi seçimi garantilemenin hesaplarını bitirmişlerdi.

Şarkı söyleyen aynı ekip, seçim gecesi daha oyların tamamı sayılmadan Erdoğan'ın kazandığını ilan edecekti!

*

22 Nisan tarihli yazım arşivde duruyor;

Şunu sormuşum; "Referandumda yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın habercisidir, iktidar tüm senaryolarını koltuğunu bırakmamak üzerine inşa etti... Seçmeni her gün anket yaptırarak izleyen bir siyasi iktidar, kaybedeceği belli olan bir erken seçime neden balıklama atladı? neye güveniyorlar?!"

Evet, "AKP ne güveniyordu?" diye sormuşum...

Yanıtı ortaya çıktı; "Muhalefete!"

Muharrem İnce'ye o akşam seçim sonuçlarının ulaştırılmadığı açıklandı. Çünkü CHP'nin elinde bir seçim sonucu yoktu.

Barış Yarkadaş binlerce sandıkta görevlinin olmadığını açıkladı. Hâlâ seçimlerle ilgili bir özeleştiri CHP yönetiminden gelmiş değil.

Oysa seçimden önce, aynı yazıda ve sonrasında defalarca neleri yazmışız;

* CHP'li Haluk Pekşen'in deşifre ettiği ölülere seçmen kağıtlarının çıkarılması,

* Yaklaşık ikibuçuk milyon hayali seçmenin yaratıldığı iddiası,

* 500 milyon seçmen zarfı basılması,

* Seçim güvenliğini ortadan kaldıran seçim kanunu düzenlemeleri...

Bu konularda muhalefet önleyici hiçbir adım atmadı!

Bir başka yazımda deneyimli siyaset insanı Emin Şirin; "Yüksek Seçim Kurulu'nun her sandığa dağıtacağı oy pusulaları numaralandırılsın. Her sandığa o ilin, ilçenin ve sandığın kodu yazan pusulalar bırakılsın... Örneğin 300 pusula verilen sandıkta 200 oy kullanıldı. Kalan pusulalar iade edilsin... Bu pusulalar sandık kuruluna zimmetlensin..." diye öneride bulunuyordu.

Bırakın numaralandırmayı, sandıklara sahip çıkılmadığı ortaya çıktı.

Bunun bir muhasebesi yapılmayacak mı?

O gece yaşanan hezimetin, yanıtlanamayan soruların bir karşılığı olmayacak mı?

Psikolojik oy barajlarını ilk kez yıkan gözü yaşlı milyonlarca seçmenin; doğruları ve yanlışları olduğu gibi duymaya hakkı yok mu?!

Yalnızca yüzde 1.5 oy farkı ile muhalefet yenildi! Bu farkın üzerine kimse neden konuşmadı? Neden 10 milyon fark var denildi?

Elinizde hiçbir veri yokken, Anadolu Ajansı'nın Saray'lı verileri ile AKP'yi seçim gecesi neden akladınız?

Samimiyetsiz ifadelerle seçim şarkısı söyleyenler, neden bu soruların peşine düşmediler?

Milyonlarca temiz yüreği, namuslu, inanmış, umutlu insanı aptal yerine koymaya kimsenin hakkı yok!

CHP'deki kurultay taleplerinin bir tüzük kurultayı odağında yapılması, o gitsin bu gelsin anlayışından uzakta gerçekleşmesi gerekiyor...

Eğer kurultay toplanacaksa, Kılıçdaroğlu gitsin İnce gelsin diye değil, öncelikle bu soruların yanıtının verilmesi için toplanması gerekir.

CHP'nin yepyeni bir anlayış ve vizyon ile, yerelden başlayan bir örgütlenme stratejisi ile; maskesiz, samimi, enerjik genç kadrolarla, ideolojik ve politik netlikle, samimi yüzler ve inandırıcı projelerle toplumu peşinden sürüklemesi kalan Cumhuriyet'in son umududur...

***

Saraylar damadı bekliyor...

Cumhuriyet sevdalısı milyonlar 24 Haziran'ın nasıl kaybedildiğini sorgulayadursun, yeni sistem ışık hızı ile Türkiye Cumhuriyeti'ni dönüştürmeyi tamamladı bile...

Padişah fermanı gibi Cumhurbaşkanlığı kararnameleri; Hazine'den Maliye'ye, yüksek yargıdan bürokrasi ve üniversitelere kadar "başka Türkiye"nin taşlarını döşüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önceki dönemlerde olduğu gibi daha bugünden bir sonraki planının alt yapısını oluşturmaya başladı...

Hem Beştepe'deki hem de Okluk Koyu'ndaki saraylar ile Dolmabahçe Sarayı'ndaki çalışma ofisleri Erdoğan'dan sonra Damat Berat Albayrak'ı ağırlayacak...

Erdoğan ekonominin başına damadı Berat Albayrak'ı geçirmekle kalmadı, onu Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) üyesi de yaptı. 

Merkez Bankası, Ziraat, Halkbank ve Vakıflar Bankası, Türkiye Kalkınma Bankası ile Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu ile Merkezi Finans ve İhale Birimi dahil pek çok kuruluş Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'a bağlandı... 

Anadolu'da "damat piyangoyu vurdu" derler ya... Tüm bu yetkiler ile donatılmış ve Erdoğan'dan sonra ikinci adam konumuna yükselmiş görünen Albayrak'a, Millî Piyango İdaresi de bağlandı..

Erdoğan, bazı yetkileri ortak kullanmayı düzenleyen özelleştirme ile ilgili kararname ile de damadını iyice görünür kıldı...

Hâlâ büyük bir ekonomik değer ifade eden özelleştirme uygulamalarında Erdoğan ile Berat Albayrak ortak karar verebilecek, her ikisinin de görevlendirme ve yetkilendirme hakkı olacak...

Ekonomideki tüm yetkileri damadına bağlayan Erdoğan için aslında bu yapı bir riski de beraberinde getiriyor. Giderek ateşi yükselen; hem reel hem de finans sektöründe olası bir kriz, doğrudan aileye bağlanacak.

Tüm yetkileri tek elde toplamanın bir sonucu olarak başarının da başarısızlığın da tek bir sorumlusu olacak.

Sadece bir haftada yargıyı, askeriyeyi, meclisi... bürokrasiyi, hazineyi, maliyeyi, üniversiteleri, tüm kurum ve kuruluşları düzenleyen Erdoğan'ın bu hazırlığa seçimden çok önce başladığı anlaşılıyor.

Bir sonraki adımın plan, program ve stratejisini çok önceden yerine getiren bir siyasi rakibe karşılık, muhalefetin vizyonsuzluğu, hantallığı ve olayları önceden görüp önlem almak bir yana akışına bırakmak çaresizliği kabul edilemez...

Yazarın Diğer Yazıları