Alkol yasağından kala kala bir Bekri Mustafa kaldı

Rahmetli 4. Murat sert bir hükümdardı, sanırım ilk alkol yasağını tarihimizde o koymuştur. Yasağı dinlemeyenlerin de ölüm dahil ağır cezalara çarptırıldığını bilirsiniz. Bekri Mustafa, bu yasağı ihlal eden ama, şakaları ile padişaha direnen tarihi bir figürdür. 4. Murat yasağının hâlâ devam etmediğine bakarsanız, bu yasakların ne kadar işlevsel olduğunu anlayabilirsiniz. Ayrıca yasakların caydırıcı olduğu kadar, kışkırtıcı olduğunu da düşünebilirsiniz.
AKP toplumu, siyaseti, ekonomiyi, her şeyi yasaklar ile düzene koymaya çalışıyor ve olmuyor. Akıllı ve dirayetli devlet adamlarının hüküm sürdüğü bir ülkede bu yasaklar sadece insanın kendisini ilgilendirir. Oysa bizde iktidar, her türlü bilimsel veriden uzak bir bilgisizlikle, sadece yasak gerçeğine dayalı olarak ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Gazetelere yasak, toplumsal gidişata yasak, televizyonlara yasak, yani kısaca insanın her türlü edimine yasak bir zihniyetle toplumu adam etmeye çalışıyor. Bu yüzden de stadyumları bile, polis ile doldurmaya kalktı. Unutmayın ki insan dediğiniz varlık, bu kadar kolay idare edilebilir bir şey değildir. Kalplerimiz Allah’ın elindedir. Önce ona sesleneceksiniz, kalplerimize. Eskiden, din büyükleri meyhanelerin önünden geçerken selam verir, hatta sarhoşların davetlerine icabet eder, onlar ile bir iki laf eder, onların kalbini kazanmaya çalışırlardı. İnsanın içindeki iyiliğe hitap ederlerdi.
Siz şimdi yasak değil ama önlem olarak Hatay halkını bizar eden, çapulculara yasak getirmiyor, halkla, Alevilerle uğraşıyorsunuz, vebal yükleniyorsunuz  Yani hak ihlal ediyorsunuz.
Kalplerimiz Allah’ın elindedir dedim de aklıma geldi. Kaç günlerdir yazmak istiyordum fırsatını bulamamıştım, iktidara diyecektim ki  “başörtülüleri de kaybediyorsunuz.”  Mitinglerde başörtülü kızlara dikkat ettiniz mi? İşçi kadınları geçiyorum, onlar zaten grevlerden alışkındırlar, ama bu sefer daha geniş bir göz ile dünyaya bakan, Hanya’yı Konya’yı anlamış bulunan baş örtülü kızlar var. Bir tanesi ki başını sımsıkı kapatmıştı neşe içinde, “Atatürk’ü çok seviyorum” diyordu...
Siyonizmin yıllarca Atatürk’ü kötüleyen faaliyetinin artık pek sökmediği görülüyor. Onlar Atatürk’ün bağımsızlık ruhundan korkuyorlardı. Oysa şimdi bağımsızlık ihtiyaç haline geldi. İhtiyaç, heyecan ve hatta aşk haline geldi. Bu aşkın insan yüreğinde nasıl çiçekler açtıracağını hesap edemediniz.
Çeşit çeşit tedbirler aldınız, düz lise bırakmadınız ortada, imam hatip okulu haline getirdiniz. Ondan sonra okullar boş kaldı. Oysa hidayet Allah’tandır. Ne zaman insan kalbine doğacağını bilemezsiniz. İyi ahlaklı, dürüst namuslu ve akıllı insanlar günün birinde onu bulur, hidayet de onları bulur.
Tedbirleriniz takdire uymuyor, çünkü haklı değilsiniz, hak denen o muazzam sözü unutuyorsunuz. Haklı olan Esad’ı, vatan koruyan Suriyelileri, üç tane çapulcunun eline veriyorsunuz. İşte Esad kazanıyor. Kuzey Afrika’daki kanlı Arap baharları daha kanlı hale geliyor. Irak’a demokrasi getirdik diyorsunuz, hâlâ Irak’ta günde ortalama 50 kişi ölüyor. Burada dikkat çekmek istediğim, söz veya kavram  “HAK”!  Hakka aykırı işler yaptığınız zaman Bağdat’tan da geri dönersiniz, Amerika’dan da.
Kul hakkına riayet etmediğiniz zaman, kazandıklarınız, kazanç olarak kalmaz. Müstakbel kayıplar olarak, ortada durur. Bu yasaklar işini bir daha gözden geçirin. Gazeteleri, televizyonları, Milli Eğitimi, siyaseti özgür bırakın. Belki o zaman alkol yasağı yerine alkole ihtiyaç duymayan huzurlu insanların yaşadığı, bir ülke olursunuz.
RedHack isimli bilgisayar korsanları, jandarmanın raporuna ulaşmışlar. Bombalar El Nusra tarafından Suriye’nin İdlip kentinde hazırlanmış ve Türkiye’ye yollanmış. Bu sorulduğu vakit Dışişleri Bakanı kafa karıştırmlayın diye gazetecileri tersliyor. Bundan sonra suçluları başta Dışişleri ve İçişleri olmak üzere bakanlığımız bulsunlar.

Yazarın Diğer Yazıları