Eşkıyabaşını siyasallaştıran kim?!
Başbakan olamaz, çünkü böyle bir teşebbüsü de teşebbüs edildiğini söyleyeni de “şerefsiz” olarak niteliyor o!..
Ortada bir “şerefsizlik” var da, o şerefsiz ortaya çıkıp, “söz konusu şerefsiz benim” demiyor!..
Biz de, ortada mevcut olan “şerefsizi” bile bile, şerefsizin Apo’ya yol açmasını çaresizce seyrediyoruz’85
Hem de nasıl seyretmek!..
Önceki iki gün TV ekranlarında günde beş vakit, bir kapıkulunun İmralı’ya gidip eşkıyabaşından getireceği “müjdeleri(!)” dinlemek zorunda bırakıldık!.. Çok alçakça, hinoğlu hince bir “Apo süslemesi” yapıldı!..
Yani, Türk Milleti Apo’nun ocağına düşmüş(!) onun merhametine sığınmış(!), göndereceği barış(!) mesajlarından medet umar hale gelmiş gibi bir durum yaratıldı..! Bir fedakar barış güvercini kadın, İmralı’ya gidiyordu ve artık Apo’nun Türkiye’ye kurşun sıktırmaktan vazgeçeceği ortamı yaratacağına ilişkin mesajı getiriyordu!..
Necip Türk basını, Türk Milletine, “Çare yok teslim olacaksınız ama korkmayın!.. Apo merhamet edecek, işte onunla görüşen bayan size dostluk mesajları getiriyor!!” diye bir illüzyonla teslimiyet çağrıları yapıyordu..
Tekrar edelim, bunu yapan “Türk basını...”
Hani sadece siyasi gücün beslemeleri değildir bu rolün içindekiler... Ticari gücün içindekiler daha öncü roldeydiler..
Ticari güç dediğimiz nedir..?
Uluslararası sömürgeci sermayenin acenteleri olan Türkçe isimli patronların medyasıdır anlattığımız.. Hani şu yabancılaşan bankalardan, mutfak deterjanına kadar Türkiye’yi esir alan dış sermayenin içerideki Truva atlarından söz ediyoruz..
Bizdeki para babaları şu anda imanına kadar PKK’lı falandır!..
Çünkü, onların ipini tutan emperyalizm bunlara bu görevi vermiştir...
(Para babaları derneğinin şimdi başkanlık nöbetini tutan kadının Tunceli’ye Dersim demesi, PKK ağzı ile konuşması örnektir bu durumlara.)
İşte bu matbuat, İmralı’dan eşkıyabaşından haber getirecek olan kadını, Hacı bekler gibi bekleyip, köpürte köpürte Türk Milletine sunarken, ulaşmak istedikleri amaç ortadadır..
Türk Milleti’nin İmralı’ya doğru beyaz bayrak sallamasını sağlamak!..
Şu anda ne yazık ki böyle bir teslimiyet rüzgarları estirilmektedir.. Üstelik, bütün bu olan biteni sorgulama hakkı da Türk Milletinin elinden alınmaktadır.. Millet, tedirginliğini dışa vurunca, karşısında devletin gücünü bulmaktadır..
Şehit cenazesinde bile tepki gösterilmesi, tepki gösterenlerin karalanmasına yol açmaktadır. Gelişmeler ortada, devletin polisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ortadan kaldırılması için seferber olan güçlerin eylemlerine koruma kollama görevi yapmakta, tepki gösteren milli Türkleri derdest etmektedir!.. 
Abdullah Öcalan, siyasi kimlik olarak Türk Devleti’ne muhatap kılınmakta, bu nedenle kırk türlü entrika çevrilmektedir.. Basit senaryolarla.. Hale bakın..! Türk topraklarını ayrıştırma amaçlı, bölücü bir dernek kuruluyor, kurulamaz diyen yok!.. Derneğin başına malum kimlikli kadın avukat oturtuluyor.. Bu kadın, avukat kimliği ile Apo’ya alan yaratıyor!..
Bu basit tezgahta da, asıl büyük rolü kapan, alan kim!?.
Türk medyası!.. Kadını kollayan, Apo’yu aklayan “Türk” medyası...
Hani şu yok edilen Türk Milletinin, beyni uyuşmuş halde, büyük itibar ettiği medya!..