Atatürk: İsmet ben sünnet olduğumda…

Atatürk: İsmet ben sünnet olduğumda…

İhsan Aksoley, 1899''da Üsküdar''da dünyaya gelmişti. Kuleli Askeri Lisesi''nde eğitimini görmüş, 18 yaşındayken Enver Paşa tarafından Trablusgarp yani Libya''ya Fizana telsiz, telgraf istasyonu kurmak için Telsiz Telgraf Teğmeni olarak, 1917''de denizaltı gemisiyle Kuzey Afrika''ya gitmişti.

 

 

Mondros Mütarekesi''nin ilânından sonra 26 Mart 1919’da önce Tunus''ta, sonra İtalya''da enterne edilmiş, Eylül 1919''da memlekete dönmüş, Milli Mücadele döneminde İstanbul''dan Anadolu''ya silah, malzeme ve insan kaçırmış, daha sonra Anadolu''ya geçmiş, Cumhuriyet dönemine tanıklık etmiş, Tuğgeneral olmuştu…

Tuğgeneral İhsan Aksoley yıllar sonra daktiloya dökülen satırlarda Atatürk ile İsmet İnönü’nün aralarındaki dostluğu kaleme alacaktı…


***

Atatürk, İsmet Paşa''nın çocuklarını çok severdi…
İsmet Paşa, Ömer ve Erdal''ı eski geleneklere göre sünnet ettirdi. O gün Pembe Köşk''te davetli olarak İhsan Aksoley ve eşi Mebrure Aksoley vardı.

Atatürk, 20.30 sıralarında köşke geldi. Doğru çocukların yanına İsmet Paşa''nın yatak odasına çıktı.
Ağabeyi Ömer ile beraber sünnet olan Erdal İnönü, Pembe Köşk''te yemek odasında bilardo salonu kapısında hazırlanmış pirinçten yatağında yatıyordu.

Ömer ile Erdal''ı uzun uzun sevdi. İstanbul''dan getirilen hokkabazları seyretti. Sonrada hep beraber yemek salonuna inildi.

Atatürk, solunda İsmet Paşa sağında Mevhibe Hanım koltukta oturuyordu. İhsan Bey ve eşi, İsmet Paşa''nın solundaki kanepede oturuyordu. Atatürk emir erine “Sofrayı buraya getirsinler çocukları da aşağıya indirsinler” diye seslendi

Erdal ve Ömer yattıkları yerden kaldırılıp salona getirildi.

Atatürk keyifliydi. Yanında getirdiği iki kol saatini ellerini öpen iki kardeşe verdi ve İsmet İnönü’ye dönerek, “İsmet ben sünnet olduğumda 7 gün yatakta yatmıştım. Bu günün çocukları 10 saat sonra yürüyor” dedi ve koltuğundan kalkarak Ömer''i kendi koltuğuna oturttu. Kendileri de yere ve Ömer''in ayaklarının dibine oturdu. Başını Ömer''in dizine koydu, dakikalarca öylece kaldı.

Bir zaman sonra Atatürk,” Çocukları yataklarına götürün istirahat etsinler” diye seslendi.

Çocuklar yataklarına döndükten sonra bu kez İsmet İnönü koltuğundan kalktı, Atatürk''ün biraz önce yaptığı gibi yere ve Atatürk''ün ayaklarının dibine oturdu, başını Atatürk''ün dizine koydu. Atatürk, İnönü''nün uzun uzun saçlarını okşadı. Bir süre öylece kalındı...

Atatürk İnönü''nün omzuna hafifçe dokunarak, "İsmet haydi kalk" dedi.

Çankaya Köşkü''nden gelen sofra camlı salona kuruldu ve salona geçildi.

Çocuklar uyuduktan sonra hokkabazlarda camlı salona geldi.
Atatürk bir çiftetelli çalmalarını istedi, ayağa kalktı. Şarkı söyleyen kızla tango yaptı. Sonunda kızı yerine götüren Atatürk, ''"Gördünüz mü bizim havalarımızla da dans ediliyormuş" dedi.

Gece yarısından sonra Afet İnan ve Milli Savunma Bakanı Zekai Apaydın geldi. Atatürk bir zeybek havası çalınmasını istedi. Zekai Bey’e “Hadi bakalım siz de” deyince “Oynamasını bilmem” yanıtını aldı, fakat kısa süre sonra Atatürk’ün ısrarlarına dayanamayınca bir iki defa döndükten sonra durdu.
Atatürk olanı fark edince, "Oturabilirsin bunları öğrenmen lazım Zekai, bunlar bizim kültürümüz özümüz" dedi.

Eğlence sabahın ilk ışıklarına kadar keyifle geçti...

İhsan Aksoley

Kaynak: İhsan Aksoley, Eşsiz İnsan (Muhammed Yüksel)

Yazarın Diğer Yazıları