Avrupa son bir yılda acı terör olaylarına maruz kaldı. Daha önceki yıllara bakarak, 2016'da terör olayları iyice arttı. Bunun en önemli nedeni Orta doğudaki karışıklık ve Avrupalıların takip ettikleri emperyalist politikalardır. Almanya'da, 18 Temmuz'da, Würzburg'da, bir yolcu treninde, Pakistan asıllı bir militan elindeki balta ve bıçakla yolculara saldırmış 10 kişiyi yaralamıştır. 22 Temmuz'da Münih'te, bir alışveriş merkezinde İran asıllı bir militan, dördü Türk 9 kişiyi öldürmüştür. 24 Temmuz'da, Reutlingen'de bir Suriyeli mülteci saldırgan, bir kadını öldürmüş ve 5 kişiyi de yaralamıştır. Fransa'da bu ay içinde 2 önemli terör saldırısı olmuştur. Fransa'nın milli bayramı 14 Temmuz'da Akdeniz kıyısında dünyaca ünlü turizm merkezi Nice'de terör saldırısında 84 kişi hayatını kaybetmiş ve yüzlerce yaralı olmuştur. 26 Temmuz'da Normandiya bölgesinde Saint-Etienne du Rouvray'da, 2 Arap militan bir Kiliseye girmiş ve Papazın boğazını keserek öldürmüş, 5 kişiyi de yaralamıştır. Biraz geriye gittiğimizde Fransa'nın, son bir yılda olağan dışı terör olayları yaşadığını görmekteyiz. Avrupa'da en fazla Müslüman nüfusa sahip ve Müslümanlara en fazla tolerans gösteren ülke olarak bilinmesine rağmen, peş peşe, halkta travma yaratan terör olayları yaşanmıştır. 7 Ocak 2015'de Paris'te, Charlie Hebdo dergisine radikal İslamcılar tarafından yapılan saldırıda 12 ölü ve 11 yaralı olmuştur. 13 Kasım 2015'de bir grup radikal İslamcı silah ve bombalarla, birçok gece kulübüne ve sokakta, halka saldırmış, 130 kişi hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 400 yaralı olmuştur. 22 Mart 2016'da Belçika'nın başkenti Brüksel'de, Havalimanı ve metroda yapılan 2 saldırıda 32 kişi ölmüş 270 kişi yaralanmıştır. Biraz daha geri gittiğimizde, 7 Temmuz 2005'de Londra'da radikal İslamcı teröristlerin saldırılarında 56 kişi hayatını kaybetmiş 700 kişi yaralanmıştır. 11 Mart 2004'de İspanya'nın başkenti Madrid'te El Kaide örgütünün militanları trenlere saldırmış 191 kişi hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 2 bin kişi yaralanmıştır. Bu terör olaylarının tamamı İslamcı radikaller tarafından gerçekleştirilmiştir. Son 2 yılda yapılanları IŞİD terör örgütü üstlenmiştir. Avrupa'da son 10 yılda Hıristiyan olarak 22 Temmuz 2011'de Norveç'in başkenti Oslo'da 77 çocuğu katleden ruh sağlığı bozuk, Anders B. Breivik olmuştur. Son bir yıl içerisinde İslam adına İslamcı militanlar Avrupa'da, yaklaşık 700 kişiyi katletmişler ve arkalarında binlerce yaralı ve sakat insan bırakmışlardır. İslam, bütün dinler gibi barışçıdır ve masum insanları hangi dinden olursa olsun öldürmeye karşıdır. Bu sapkın insanlar, sapkınlıklarını kutsamak ve taraftar bulmak için işin içine İslam'ı katmaktadırlar. Avrupalı ülkelerin bu insanlara sunduğu özgürlükleri kötüye kullanarak, hayatını kazandıkları, insanca yaşadıkları ülkelere ve halklarına silahla saldırmak ne dini ne de ahlaki olarak doğrudur. Mısır'da ya da Irak'da birkaç Hıristiyan militan bir camiye girse ve bir imamın boğazını kesse kıyamet kopar. Bu radikaller İslam'ın imajını bozmakta ve adını kirletmektedir. Avrupa ülkelerin de geçimini dürüstçe sağlayan ve yasalara uyan normal Müslümanların hayatlarını zorlaştırmaktadır. Müslüman ülkelerin ve halkların itibarını sarsmakta ve ilişkilerini bozmaktadırlar. Normal bir Müslüman Avrupa ülkelerine vize almakta zorlanmakta ve Avrupalı ülkelere, vizeli girerken dahi farklı muameleye tabii tutulmaktadır. Avrupalı ülkelerin de masum olmadığını biliyoruz, ancak onlara karşı hak ve hukuku savunmanın yolu terör olmaması gerekir. Yöntemin insani, hukuk ve kurallar çerçevesinde olması gerekir.