Ünlü yazar Jean-Christophe Grange’ın “Kaiken” adlı eseri şu anda ülkemizde de çok satanlar listesinde.
Kitabın eleştirisini okurken bir Japon atasözü ilgimi çekti:
“Pirincin içindeki kara taşlardan korkma, ak olanlardan kork!”
Ne güzel bir söz.
Beyazın içinde karayı net olarak görüp ayıklamak mümkün ama, ak taşları ancak dişinizi kırarken fark ediyorsunuz!..

*

Bizde de pirinçle ilgili benzer bir deyim var:
 “Ayıkla pirincin taşını.”

Yazar Bahadır Cüneyt Yalçın ise, şöyle kullanıyor pirinci:
 “Pirincin içindeki taş gibi hissediyorum” dedi Aleksi Pavloviç, “Beni arıyorlar ama dışlamak için.”
(Aleksi Pavloviç, Rus değil!. Yazarın hayali kahramanı.)
Bizler ise, ayıklayamadık pirincin taşını, ne karasını ne akını!.
Pirinçle ilgili çok bilinen başka bir deyimimizi hepiniz hatırlıyorsunuzdur:
 “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak.”
Dimyat neresi biliyor musunuz?
Mısır’ın Akdeniz’deki bir limanı. Nil deltasında, başkent Kahire’nin 300 km. kuzeyinde bir şehir.
Eskiden bizim tüccarlar pirinç almaya Dimyat’a gidermiş, Haçlılar ise işgal etmeye. 
Bizimkiler Dimyat’a bile gidemeden hem pirinçten hem evdeki bulgurdan oldular...

Dimyat’ın Haçlılar tarafından ele geçirilişi.

İYİ BİR MÜSLÜMAN...

Aslında bugün, Ramazan ayında olmamız nedeniyle, “iyi bir Müslüman nasıl olunur”u yazacaktım.
Prof. Dr. Bayraktar bayraklı son kitaplarından birini göndermişti. Adı, “Kur’an’a Göre Müslüman Şahsiyeti.”
270 sayfalık kitabın özetini vereyim, siz etrafınızdakilerle karşılaştırın!
Müslüman;
Yalan konuşmaz,
Dinde aşırıya gitmez,
Boş, sahte ve kötü söz söylemez,
Aydındır ve insanlığı aydınlığa çağırır,
Kimsenin hakkını çiğnemez,
Kendi işlediği suçu veya günahı başkasının üzerine atmaz ve kimseye iftira etmez,
Zan üzerine hareket etmez,
Kötülükle mücadeleyi iyilikle verir,
Asla örümcek kafalı değildir, örümceğin ağına takılıp kalan sinek kafalı hiç değildir!.

*

Son sözü siz söyleyin.