Bankacılıkta grev olur mu?

Brezilya'da yaklaşık 500 bin banka çalışanı greve gitti.

Greve giden bankacıların talepleri oldukça şaşırtıcıydı. Tabii ki Türkiye'deki meslektaşları için.

Brezilya'da bankacıların grev nedeni, yüksek kâr açıklayan bankaların kendilerine bu kârdan pay vermesi ve mesai saatlerinin yeniden düzenlenmesi.

Brezilya'da bankalar saat 10'da açılıyor ve 16.00'da kapanıyor.

İşte bu çalışma koşulundakiler greve giderek daha fazlasını istediler.

Bu ülkedeki bankacıların Türkiye'deki bankacılık sisteminden galiba haberleri yok. Türkiye'de bankaların yasal açılış saati olmamasına rağmen 8.30'da personeli işe çağırtıp geç saatlere kadar çalıştırdığını bilmiyorlar. Türkiye'de bankacıların hiçbir iş güvencesinin olmadığını, saçma sapan nedenlerden dolayı yüzlerce hatta binlerce bankacının bir dakikada kapı önüne konulduğundan haberleri yok.

Brezilya'daki bankaların patronlarının yerinde olsaydım, hemen Türkiye'den bir genel müdürü ve yardımcılarını transfer eder, onlara bankacılık nasıl yaptırılır gösterirdim.

Tabii ki bunu yapabilmek için bankaların kafalarına göre bir hükümet bulmaları lazım.

Türkiye'de her zaman bankaların dediği olduğu için bunları kolayca yapabiliyorlar.

Ben yaptım oldu mantığı!

Mesela hep Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı sermayeli bankalara kızıp duruyoruz ama yüzde 100 yerli sermayeli bir bankanın son iki ayda hiçbir gerekçe göstermeden 1650 çalışanını kapının önüne koyduğunu görüyoruz. Üstelik işten çıkartılan personeller arasında 15 yıllık çalışan, hamile, süt izninde olan ve hasta olduğu için raporlu olan bile var. Bu yasal mı elbette değil ama ben yaptım oldubitti diyor. Bana dokunursan kriz çıkar diyor. Çalışma Bakanlığı da aman kriz çıkmasın da ne yaparsan yap kafasında.

Basit bir rakam değil, 1650 insan sokağa atıldı. Bu ülkenin Çalışma Bakanlığı'ndan tık yok!

Yine yabancı sermayeli bir banka, ülkesinde yaşanan krize rağmen Türkiye'de daha fazla kâr edebilmek için personele köle muamelesi yapıyor.

Çalışanlarını harf ile nitelendiriyor.

Her üç ayda bir çalışanına bir harf veriyor.

"O" alırsan başarılısın önümüzdeki 3 ay seni işten atmayacağım ve yıl sonu yüksek zam vereceğim.

"İ" alırsan iyisin ama benim için sıradansın. Sana yıl sonu normal bir zam veririm. Şu an için işten atmayı düşünmüyorum.

"G" harfi bankacının kâbusunun başladığı nokta. Bu, gelişmen gerektiğini yani daha fazla satış yapmanı ifade ediyor. Eğer bir ay daha G'de kalır ve İ harfine çıkmazsan durumun kötü.

"Y" harfi. G harfinde olup da bir ay içerisinde İ'ye geçemeyenlerin düştüğü nokta. Y harfine geldiğinizde artık sizi kimse kurtaramıyor. Bankanın insan kaynakları önünüze iki alternatif koyuyor. Ya istifa et ya da ben seni çıkartırım.

Siz olsanız ne yaparsınız? Tabii ki sen çıkart derim yasal haklarımı almak için.

Bankalararası gizli sistem!

Bu ve bunun gibi bankalarda maalesef böyle olmuyor. Bankanın insan kaynakları sizi açık bir şekilde tehdit ediyor. Eğer tazminat ister ve kendin istifa etmezsen senin hakkında bütün bankalara kötü referans veririm ve bir daha hiçbir bankada iş bulamazsın.

Nitekim öyle de oldu. Bu bankanın geçen yıl ekim ayında işten çıkarttığı yaklaşık bin kişinin 400'ü tazminat alıp ayrıldı ve bunların hiç biri şu anda iş bulamıyor. Gittiği her banka, kapıları yüzüne kapatıyor. Bankalar kendi aralarında böyle bir gizli sistem kurmuşlar.

Şimdi soruyorum Türkiye'de bankacılık sektöründeki yöneticilere;  çalışanlarınıza bırakın Brezilya'da, dünyanın hangi ülkesinde bu zulmü ve iş ahlakına sığmayan uygulamayı yapabilirsiniz? Size hangi ülkede yasalar personelinizi canınız istediği zaman çıkartma hakkı verir? En önemlisi AB ülkesi bu banka, acaba o ülkede çalışanlarına performans kriteri olarak böyle İ, Y, G, O gibi harfler verebilir mi veya veriyor mu?

Tabii ki yapamaz. Çünkü o ülkelerde kanunlar var. O kanunları uygulayan siyasi irade var.

Geçen haftanın en çok konuşulup haber yapılan konusu yine yabancı sermayeli bir bankanın emeklilere promosyon tuzağı oldu. Bankanın maaşını getirmesi halinde promosyon verdiği yaşlılara kredili mevduat hesabı açıp, onların bilmeden kredi kullanmasını sağladığı ortaya çıktı. Binlerce emekli bu kredi tuzağına düştü. Peki ilgili denetleyici ve düzenleyici kurum olan BDDK ne yaptı?

Tabii ki hiçbir şey!

İşte iki ülke.

Brezilya ve Türkiye!

Yorumu siz yapın.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları