Bankalar saçmalamaya başladı

Bankacılıkta kalitesizleşmenin tek nedeni personel üzerinde uygulanan hedef baskılarıdır. Nitekim kampanyalar adı altında başlatılan ve saçma sapan hedefler  aslında bankacılık sektörünün kendi ayağına kurşun sıkmasından başka bir şey değildir.
Genel müdürlüklerden başlatılan bu kampanyalar maalesef bölgelere indikçe zorbalığa ve mobbinge dönüşüyor.
Bu hedeflerin tutturulması için akla mantığa sığmayacak psikolojik baskılar yapılırken bazı yöntemler de gerçekten pes dedirttirecek türden.
Geçen hafta bankacı okuyucularımdan çok sayıda elektronik posta aldım. Bunlardan bir tanesinin içeriği bankacılık sektörünün ne hale geldiğinin en açık belgesi niteliğinde.
Hedef baskısının böyle bir yöntemini ben bile ilk kez duydum ve gerçekten pes dedirttirecek türden.
İşte finans tarihine geçecek o hedef baskısı:
“Türkiye’nin hizmette sınır tanımayan bir bankasında çalışıyorum. Bu örneği sayfanızda paylaşır ve belki kendilerinden bahsedildiğini anlar ve biraz utanırlar diye paylaşmak istiyorum. Bizim satış bölge müdürümüz, kendisinin doğum tarihinin net olarak bilinmediğini, bir rivayete göre ekimin bilmem kaçında, bir rivayete göre de aralık ayının bilmem kaçında doğduğunu, ekim ayında bu doğum gününe özel ilk defa bizden her birimizden hediye istediğini yazılı olarak beyan etti. Hediyesi her şubede kişi başına en az 3 bireysel krediydi. Koskoca bölge müdürü hediye istemiş, hatta görev vermiş! Saha müdürü arkasından, onun arkasından da tabii şube müdürleri verdiler gazı. Tabii ki biraz da örtülü tehdit... Bunun o aya özel gelirleri artırmaya yönelik bir hareket olduğunu ve gelecek rivayet aralık ayındaki doğum gününde de yaşanacağını hepimiz biliyor ve bekliyoruz. Velhasıl o gün şubeler rekor kırdı. Biner liralık hatır kredileri alsınlar diye müşterilere yalvardık resmen. İşi gücü bıraktık deli gibi yalvardık. El mahkûm! İşin trajik tarafı bizim müfettişlerimiz bile bu duruma engel olacak bir şey yapmadı. Halimiz çok kötü. Gidene kal demiyor ve kalana da etmediklerini bırakmıyorlar.”
Yalvararak kredi satma
Sektördeki kalitesizleşmenin en güzel örneği bu. Adet tutturacağım diye insanlara bu tür çirkin tezgahlar kurmak o bankaya ne yarar sağlar ki?
Personel sadece adet tutturacak diye bin liralık 3 krediyi yalvararak, el etek öperek yapıyor. Şimdi buradan o akıllı bölge müdürüne ve onun bu eşsiz zekasına(!) güvenerek bölge müdürü olarak atayan genel müdürüne sesleniyorum:
Sen personelini kandırdın, personelin seni kandırdı. 3 adet kredinin biliyorsunuz bir kaç hafta sonra kapatılacağını. Bu kredi, senin bilançona nasıl bir yarar sağlar? Bunun iktisat bilimi mantığına sığan bir yanı var mı?
Bankacılık sektörü işte bu tür çirkin pazarlama yöntemleri ve hedef baskılarıyla kendi kendine zarar veriyor.
Bankalar artık bu çirkinliğe bir son vermeli. Personele adet ile verilen aptal hedeflerden vazgeçip gerçek hedef kitlesine yönelip kaliteli hizmet sunması için ona alt yapı sağlamalısınız. Hele 3. Dünya ülkelerine bile yakışmayacak goygoylarla bin liralık kredi, yok şu kadar sigorta ile bu sektör kalkınmaz tam tersi zarar görür.
Ya BDDK?
Bankacılık sektöründeki hedef baskıları ve mobbingi Türkiye’de duymayan kalmadı. Sadece BDDK hariç!
200 bin çalışana yapılan bu insanlık dışı psikolojik baskı konusunda maalesef BDDK’dan halen ses seda çıkmıyor. BDDK susuyor olabilir. Biz 200 bin bankacının derdini birileri duyuncaya kadar yüksek sesle dile geçirmeye devam edeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları